Index AMATÖR SÖZ YAZARLARI AMATÖR SÖZ YAZARLARI |
Sebahattin Özgün |
Yazar Administrator | |
Çarşamba, 20 Haziran 2007 | |
BENDEN SORULUR Müzik: Yılmaz Tatlıses Sanma ki gidince seni unuttum Bitmeyen hasretler benden sorulur Gündüzü güneşi hiç sorma bana Sabahsız geceler benden sorulur Kahır deryasına dalmış yüreğim Dalında kurumuş gönül çiçeğim Kahır deryasına dalmış yüreğim Açmadan kurumuş sevda çiçeğim Ey benim hayırsız zalim sevgilim Çekilmez çileler benden sorulur Tozpembe hayaller şimdi yangında Ayrılık hançeri vurgun bağrımda Hatıran doludur yağan yağmurda Dinmeyen göz yaşı benden sorulur Tozpembe hayaller şimdi yangında Anılar ağlaşır dört bir yanımda Simsiyah bulutlar gönül ufkumda Dinmeyen yağmurlar benden sorulur Bir değil on değil kırk dört can aldı insanlık utandı ölüm köyünde gözler gördüğüne inanamadı yerde ot utandı bilge köyünde hamile kadına silah sıkarken vicdanlar yürekten uçup giderken ne diyeceksin ki hesap verirken yerde taş utandı ölüm köyünde katliam yazar mı hiç bir törede yüzüne tükürür duysa ceddinde red eder inan ki seni kefende insanlık tükendi ölüm köyünde Kopardım seninle bütün bağımı geriye dönsende umrumda değil yüreğimden sildim senden kalanı yalvarıp yakarsan umrumda değil hasret sürgünleri yetti canıma kar kaldı çektiğim çile yanıma sonunda taş bastım garip bağrıma pişmanım desende umrumda değil kapandı kapılar artık yüzüne inancım kalmadı hiç bir sözüne bir damla su olmam gönül közüne aşkımdan yansanda umrumda değil Gittiğinden beri yüzüm gülmüyor bir hazan mevsimi şu garip gönlüm ha yağdı yağacak gibi duruyor kapkara bir bulut şu garip gönlüm yükledin sırtıma hasret yükünü ellerinle attın bu kördüğümü arattın sonunda bana ölümü varla yok arası şu benim gönlüm bilmedin ey zalim hiç kıymetimi bozkıra çevirdin gül bahçesini sen yaktın sen söndür aşk ateşini bir orman yangını şu garip gönlüm Ne zaman maziye şöyle bir dönsem hatıranla dolu her köşe başı nereden başlasam nerde bitirsem eninde sonunda sen satırbaşı kurtuluşum yok mu aşkından söyle yüreğim kanıyor yıllardır böyle yar diye kurduğum en ufak cümle seninle başlıyor sen satırbaşı kurudu ümidim sevda çölünde ayrılık sandalım hasret gölünde acıyla yazılan aşk defterimde adınla başlıyor her satırbaşı
Bitsin artık bu kinimiz Dinsin artık şu öfkemiz Bir değil mi önderimiz Gelin gardaş barışalım Düşman bekler hep pusuda Bin yara var her anada Hesap yakın yaradana Gelin gardaş barışalım Antep Maraş Çanakkale Ders vermişiz kaç düvele Hep can cana hep el ele Gelin gardaş barışalım Dalgalansın bayrağımız Aynı gündür bayramımız Çok şükür ki müslümanız Gelin gardaş barışalım Nice canlar gitmedi mi Onca ocak sönmedi mi Ey zalimler yetmedi mi Gelin gardaş barışalım Alıp verdik kaynaşmışız Aynı yurdu paylaşmışız Dostluk olsun savaşımız Gelin gardaş barışalım TÖVBELER OLSUN Bir kere yanmışım aşk ateşinde Bir daha sevmek mi tövbeler olsun Sevginle kapıldım hicran seline Bir daha sevmek mi tövbeler olsun Sevgilin değildim sanki bir köle Gönlümü çevirdin susuz bir çöle Demirler erittim ben hasretinle Bir daha sevmek mi tövbeler olsun Koskoca bir hüsran mirasın bana Söyleyecek bir sözüm kalmadı sana Gidiyorum işte acılarımla Bir daha sevmek mi tövbeler olsun NAZLI YARİM Yana yana arıyorum Külüm sensin nazlı yarim Ben her gece ağlıyorum Neredesin nazlı yarim Kuşlar döndü yuvasına El kavuştu sevdasına Bir ben kaldım tek başıma Neredesin nazlı yarim Sızlamaz mı gönlün senin Yosun tuttu gel gör yerin Taşa döndü bak eserin Neredesin nazlı yarim Gönül yaslı mateminde Yokluğunun kederinde Öleceğim hasretinle Neredesin nazlı yarim Evim barkım sensin benim Bak duruyor bomboş yerin Bitsin artık bu hasretin Neredesin nazlı yarim GÖZÜMÜ YUMMADIM Zamansız vedayla vurdun ya beni gözümü yummadım sabaha kadar geceyle paylaştım kederlerimi gözümü yummadım sabaha kadar içimde volkanlar kaynadı durdu hasretin kalbimde ateşten kordu saatler dertlerden dertlere vurdu gözümü yummadım sabaha kadar kahrettim zalimin olan dünyaya kahrettim yaşanan yalan sevdaya açtım ellerimi yüce mevlaya gözümü yummadım sabaha kadar SARI PAPATYAM Bilirim batacak sevda güneşi sende gideceksin sarı papatyam yükleyip sırtıma bin bir kederi sende gideceksin sarı papatyam karlar dökülecek sevda dağıma hüzünler çökecek gönül bağıma bırakıp ta beni yalnızlığımla sende gideceksin sarı papatyam masama koyup ta aşk kadehini sarhoş edeceksin bütün zerremi yerlere atarak ümitlerimi sende gideceksin sarı papatyam düşecek yüreğim kor ateşlere koşacak bedenim kör hasretlere saatler sabahı beş dediğinde sende gideceksin sarı papatyam SÖYLE NE DERSİN Ayrılalım derken güldün yüzüme bu kadar kolay mı söyle vefasız gözünden düşmedi bir damla bile yüreğin taştan mı söyle vefasız duygular bir anda yok sayılır mı anılar mazide hiç yakılır mı seven bir kul böyle ağlatılır mı yüreğin taştan mı söyle vefasız uğraşma boşuna bitti diyorsun bir hırsız misali bak kaçıyorsun kalbinin yerinde ne taşıyorsun yüreğin taştan mı söyle vefasız YAŞAMAK SENİN OLSUN Çok kısa bak yaşamak günlerin tadına bak zaman akıp gidiyor son durak kara toprak dertler artık son bulsun güneş yeniden doğsun neşeyle bak hayata yaşamak senin olsun gül gülmek baharın tadı sev sevmek hayatın adı her bitiş bir başlangıç kucakla yarınları solmasın hiç güllerin mutlu geçsin günlerin tıpkı bir masal gibi gerçek olsun düşlerin DÜŞMAN BAŞINA Ne çok sevdin ne sevdirdin ne güldürdün ne öldürdün beni mecnuna döndürdün böyle aşk düşman başına inanmadın yandığıma yağmur dedin gözyaşıma allah kimseye vermesin böyle aşk düşman başına kapım açık güle güle yeter artık bunca çile ben zülmüne sevda dedim senelerdir bile bile birgün pişman olacaksın alev alev yanacaksın aşk büyülermiş insanı elbet sende kanacaksın inanmadın yandığıma yağmur dedin gözyaşıma allah kimseye vermesin böyle aşk düşman başına kapım açık güle güle yeter artık bunca çile ben zülmüne sevda dedim senelerdir bile bile GİTTİN Taş üstünde taşmı bıraktın sanki dünyayı başıma yıkıpta gittin kalmadı geriye senden hiç bir şey ardında ne varsa yakıpta gittin yalanmış meğerse sendeki sevda anladım gerçeği son bakışında bir ömür sürecek aşk yangınında külümü etrafa saçıpta gittin benmişim delice sevipte aldanan canımdan bezdirdin herşeyin yalan yıllarca uğruna yanıp tutuşan gönlümü mechule atıpta gittin GÖZ GÖRE GÖRE Seni sevdi diye bu deli gönlüm savurma yerlere göz göre göre yokluğun cehennem olmasın gülüm bırakma hasrete göz göre göre özlemin volkandır kopar bağrımdan yalnızlık kuşatır dört bir yanımdan sanmaki yaşarım senin ardından kıyarım canıma göz göre göre kalmazki dünyada çalacak kapım seninle dönüyor bu gönül çarkım seni sevmek inan bir tek günahım küstürme hayata göz göre göre YALAN BU DÜNYA Ne yazına güven nede kışına gelipte geçiyor yalan bu dünya aldanıpta sakın dalma rüyaya yıkılır hayaller yalan bu dünya sanmaki ölümler benden uzakta ecel pusu kurmuş her an tuzakta gönül gözüyle bak dostum uyanda hakka sarıl artık yalan bu dünya gün olur durulur akan suların dalında kırılır tüm umutların mazi olur bir gün yaşadıkların bir varmış bir yokmuş yalan bu dünya mazlumlar sabrıyla kemale ermiş zalimin gözü aç kime ne vermiş sefaya kapılan ne kısa dermiş kimseye kalmamış yalan bu dünya BENDEKİ SEVDA Vefasız bir yarin kurbanı oldum sonbahar sarısı bendeki sevda bir günüm olmadı mutlu olduğum hüzünle yazılmış bendeki sevda değirmen misali öğüttü beni gönül sarayında çürüttü beni hayırsız sonunda unuttu beni canımdan bezdirdi bendeki sevda pişmanım desemde faydası olmaz yüreğimde yerin ne yapsam dolmaz göçüpte giderim yarını bulmaz ölmeden öldürür bendeki sevda
AŞKIN BEDELİ Gözlerimde yaşlar saçımda aklar bumuydu sevgilim aşkın bedeli yüreğimde yaslar bağrımda taşlar bumuydu sevgilim aşkın bedeli yangında yaşatır hasretin beni unutmam imkansız ömrünce seni hep çıkmazda kaldım sevdim seveli bumuydu sevgilim aşkın bedeli hüzünden kederden derttendir evim alemde bulunmaz kayıptır yerim sararmış çiçekten farkım ne benim bumuydu sevgilim aşkın bedeli
SENDE YANARSIN Bir bakış eritir taştan kalbini gün olur bir tanem sende kanarsın anlatsan anlamaz kimse derdini gün olur bir tanem sende ağlarsın vurulur düşlerin sevda yolunda gül değil dikenler biter bağrında ararsın vefasız beni sonunda pişmanlık içinde sende yanarsın tükenir baharın olursun talan bakarsın şu alem koskoca yalan yılların beyhude ömrün bir ziyan yalnızlık evinde sende kalırsın AŞKIN TAMAMI Sende çekeceksin bu derdi gamı ne saati olur nede zamanı kaçmak istesende kurtulamazsın karanlık bir kuyu aşkın tamamı tebehsüme hasret kalırsın inan gerçek sandıkların olur bir yalan çok sevipte varmı mutluluk bulan bir derin hüsrandır aşkın tamamı yanıpta durursun kerem misali önünde engeller dağ olur sanki toprağın doyduğu yağmurlar gibi gözyaşı selidir aşkın tamamı teselli ararsın olmaz nafile onu hatırlatır her bir vesile bulmak istesende gündüzle gece çözülmez bilmece aşkın tamamı SENDEN ÖĞRENDİM Ne güzel başladı aşkımız senle Gün aydınlanırdı bir gülüşünle Değmesin isterdim yağmur tenine Sevip kıskanmayı senden öğrendim Yüreğimde kışın açtı çiçekler Kabul oldu bak bütün dilekler Aşkın günahını siler melekler Ben bağışlamayı senden öğrendim Yokluğun cehennem sıcakta karsın Sensiz geçecekse bu ömür kalsın Yanacaksa bu yürek seninle yansın Ölümsüz sevmeyi senden öğrendim GİTME GÜLÜM Şu yereğim elindeyken sevgi sözü dilimdeyken seni böyle seviyorken ne olursun gitme gülüm ilmik ilmik işle beni gece gündüz düşle beni hasretinle yorma beni ne olursun gitme gülüm karlar düşer dağlarıma hazan çöker bağlarıma acı benim gözyaşıma ne olursun gitme gülüm gonca güller sararmazmı gündüz bile kararmazmı kara gözler ağlamazmı ne olursun gitme gülüm BENİ ANLARSIN Hasretinle düştüm çıkmaz yollara halimi bir görsen inan ağlarsın sende kapılırsın bir vefasıza sevdiğim o zaman beni anlarsın hep bahar değildir sevdanın yolu hep mutlu bitmez ki aşkların sonu bir zalim kırarsa son umudunu sevdiğim o zaman beni anlarsın dökülür dalından bir bir çiçekler yüzüne vurulur bütün gerçekler sırtını dönerse birde hayaller sevdiğim o zaman beni anlarsın AYRILACAĞIZ Senle köprüleri bir anda yıktık Yürekler yansada ayrılacağız Bir araya gelmek artık imkansız Can verirmiş gibi ayrılacağız Gönül dağlarını yıkarcasına Kalbi uçuruma atarcasına Anlımıza kurşun sıkarcasına Yıkıla yıkıla ayrılacağız Tutmuş yakamızdan hasretin eli Çalar gönüllerde ayrılık zili Gökyüzünden yağmur boşalır gibi Döküle döküle ayrılacağız Gönül dağlarını yıkarcasına Kalbi uçuruma atarcasına Anlımıza kurşun sıkarcasına Yıkıla yıkıla ayrılacağız KANLI BIÇAKLI Tek bir söz demeden çekipte gittin sılamla gurbetim kanlı bıçaklı sen beni bugünden yarından ettin aşkımla hasretim kanlı bıçaklı yalnızlık kurşundan betermiş meğer yalanmış anladım verdiğin değer senden hatıradır acıyla keder yüreğim sevdanla kanlı bıçaklı tükenmez sandığım aşkı tükettin benimsin demiştin şimdi nerdesin bir anda kaybolup meçhule gittin gözyaşım bağrımla kanlı bıçaklı HENÜZ ÖLMEDİM Halimi sormuşsun eski dostlara boynumu kadere henüz bükmedim çekilmez dertlerle kaldım ayakta vefasız sevinme henüz ölmedim hasretten düşsem de ben bu yollara yüreğim dönse de kırık dallara meydan okuyorum zalim yıllara vefasız sevinme henüz ölmedim sevdanın yasını tutsa da gönlüm gün gelir bahara erer bu ömrüm canıma kastetse verdiğin zulüm vefasız sevinme henüz ölmedim ÖĞRETTİ BANA Zor gelmez ayrılık alıştım artık kaderim hasreti öğretti bana dertleri bulurum nerede olsa kaderim çekmeyi öğretti bana bu benim talihim ne yapsam gülmez çileler gönlümün tahtından inmez dört yanım karanlık sabaha ermez kaderim geceyi öğretti bana yolum hep yokuşta inmedim düze yüreğim volkanken dönmüşüm köze halime bak yeter gerek yok söze kaderim yanmayı öğretti bana GİDEN UTANSIN Ne sözler vermiştik birbirimize elveda demeden giden utansın ateşe atıp ta gönül tahtımı gözünü kırpmadan yakan utansın geriye hiç bir şey kalmadı artık uğruna harcanan zamana yazık nefretim derinde yüreğim tanık sırtımdan kalleşçe vuran utansın yitirdim aklımı başımda değil dalmışım hülyaya avlandım gafil halime bakıp ta derlerse sefil hayatla aramı açan utansın DUMAN DUMAN Duman duman dert başımda hasretin var dört yanımda dağlar bile kül olurdu zalim senin yangınında gönlüm küstü doğan güne yaprak gibi düştüm yere aşk yüzünden bu halimi diyemedim kimselere gökte ayım yıldızımsın dalda gülüm yaprağımsın unutsan da unutamam ilk gülüşüm son aşkımsın toprak gibi yerlerdeyim bilsen ben ne hallerdeyim darmadağın bu yürekle yıkılmış bir viraneyim gönlüm küstü doğan güne yaprak gibi düştüm yere aşk yüzünden bu halimi diyemedim kimselere GİTTİĞİN O GÜN Kıyametler koptu garip gönlümde ateşlerde yandım gittiğin o gün hazan vurdu bahar geçen ömrüme sararıp ta soldum gittiğin o gün geceye akıttım göz yaşlarımı meçhule bıraktım yarınlarımı hasretle paylaştım yalnızlığımı saçlarım ağırdı gittiğin o gün taş bastım bağrıma sineye çektim gönül toprağına hasreti ektim kimseler bilmez ki ben neler çektim canıma kastettim gittiğin o gün YÜZÜNMÜ KALDI Geriye dönmüşsün yıllardan sonra kapımı çalacak yüzünmü kaldı pişmanım demişsin bütün dostlara iki laf edecek sözünmü kaldı habersiz gidişin ölümdü bana kurşunlar saplandı dört bir yanıma yıllardır kanayan gönül yarama gelip dokunacak elinmi kaldı bahçeler tarumar mevsim sonbahar caresiz ağlaşır bende anılar yeniden sevsekte ne faydası var baharda derecek gülünmü kaldı TANIRSIN BENİ Gün olur seninle karşılaşırsak durgun bakışımdan tanırsın beni yılların özlemi vurmuş başıma ağıran saçımdan tanırsın beni sevda dedikleri koskoca yalan bir virane senden geriye kalan bakarsan yüzüme acırsın inan yıkılmış halimden tanırsın beni hasrettten düşsemde her gece dara beddua etmedim yinede sana çok geçmez düşürür beni bu yara perişan halimden tanırsın beni DAĞ MİSALİ Elveda deyipte gittiğin akşam eridi umudum bir kar misali kurşundan beterdi gözlerin sanki devrildi yüreğim bir dağ misali kırıldı gönlümde aşkın dalları mazide bıraktık güzel yılları çılgınca esen bu hasret rüzgarı savurdu külümü bir toz misali bumuydu ahtımız bumuydu söyle koskoca maziyi yıktık bir günde gönlüme vurduğun bu son darbede sararttı ömrümü bir güz misali Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir. |
|
Son Güncelleme ( Cuma, 08 Mayıs 2009 ) |