Mustafa Semerci |
Yazar Administrator | |
Salı, 13 Ocak 2009 | |
kader seni seviyorum bir hüzünlü şarkı çal eflatun gecelerde gel alemde kaybol bende kal bir hüzünlü şarkı çal gitme zamanı yaklaşıyor sonsuz gemi demir al güneş dağları aşıyor bir hüzünlü şarkı çal sevgiliye gitsin benden bir hüzünlü şarkı çal umutlar uzaklaşıyor kader seni seviyorum. hayat bir hikaye, sevdalar bir masal, her cümlenin sonu ölüm sen karşı konulmaz kral işte boynum biliyorum! vuracaksın yine tüm gizeminle bilinmezliğe kaçacaksın bir hüzünlü şarkı çal gecelerim eflatun bir hüzünlü şarkı çal yüzünü bilmiyorum bir hüzünlü şarkı çal sevgiliye gitsin benden bir hüzünlü şarkı çal geceleri seviyorum
hayaller sığınmış, camdan evler gözlerimisiniz? sağır duvarların ışıklar saklayan billur yüzler geçmişi okuyor, silik dudakların bir kadın çıkar içinden sana benzer ışıkla yanar, ışıkla söner, meçhulün penceresi gibi ürkek aynalar her dem kendine döner &./açıl şimdi geçmişine/& dar koridorun ortasındasın sağında bir kapı solunda bir kapı karşındaki kapıdan upuzun biraz daha yana onun kapısı /durun ! / &..kapat açılmasın &..mahrem uyanmasın &..yerin kulağı var, duyulmasın üstünde sağ köşende /hatırlansın/ akşam gül alınsın, unutulmasın açıl şimdi içine o akşam ki gülüşüne duyduğun odadan &&&&&..kahkahalardı biraz daha uzan kenardan, bir görüntü karşı odadan menekşe kokulardan dallara konan bir bahardı camda gün, ne kadar kızıl doğasına uzanın yıldızların sarı, kırmızı, ebruli ve süzgün üstüne konar omuzların göğsün ne kadar kutsal kelebek kanatları hafif, berrak ve tatlı /dokundu &&&.katil dudakları/ göğün ? güneş, deniz ve kumsal bir kristal ve kutsal göğsün sanki /masal / tapınakları &&&&&&ayna &&&..biraz daha hıçkırıklara boğulan, okşanan bir keman. sen ağlama /matem sanılmasın/ ama ama ağla kırık kemanınla burada kalınmasın biraz dahası yok artık geçti, geçti ama gitmedi havada bir burukluk var küf kokuyor sanki bulutlar çillenmiş bin yıllık uzaklıktaki &&&&&&.gözlerin sanki biraz kanıyor dahası, çok karanlık koştukça uzaklaşıyor sonsuz, saydam bir dünya çek elini, keman ağlama sus yeni uyuttum &./yatır şimdi içine/& bu akşamki gelişine duyduğun odadan &&&&&..hatıralardı menekşe kokulardan kollarımda açan bir bahardı ışıklar sönsün kristal göğsüne gözler gömülsün
sakin berrak denizin üstüne açılmış kanatları şavkıyla mavi gözlerin ışığına kapılmış bir martı rüzgarıyla savrulur kaşlarıyla vurulur bakınca güneş ışıkları uçurumlar kadar derin derinliklerinde sarı sarı bir pelerin çıplak omuzlarında billur renkli denizin bir şimşek gibi durur durur mavi gözlerin, gözlerinde şimdi okyanus fırtınaları fırtınalarında gözlerin denizler kaybolur kaybolan denizlerde yürekler hızlı vurur dalgalarda bir martı kırılmış kanatları acayip çığlığıyla acılı haykırışları bir kurtuluş çare bekler yalvaran bakışları bakışları bir ceylan bir ceylan yaralı vurulmuş gözlerinden gözlerinden prangalı bağlanmış, öyle durur güzelliği denizin buğulu bir serap olur ışığına gözlerin bir martı çarpar, boğulur
senin suçun yok dağlar kızı sadece bir muammadır adın direk iğneyle işlenmiş sızı ruhumda eksikliğin var kadın senin suçun yok dağlar kızı sen beni benden kopardın bir kısmım var, bir kısmım yar ve yarım sislere boğulmuş içimdeki boşluk dengeyi kuracak bir tılsım ararım yoksa süründürecek beni bu sarhoşluk bir kısmım var, bir kısmım yar ve yarım olmadım seninle, seninle son olmuştuk senin suçun yok ayDer kız derin suların dünü kararttı çehreni boyadığın altın yaldız sığ sularda günü sararttı senin suçun yok ayDer kız ve tanrı, kadını yarattı bahçem talan olmuş gülüm dolu vurgunu yavrusun yitirmiş kuş gibi ağlar şimdi dağlarda bahar, yağmur durgunu çiçeklerin hatrına yağar şimdi bahçem talan olmuş gülüm dolu vurgunu bir acının içinden doğar şimdi hapsolmuşum hesapsızlığına sevdamın bir çılgın küheylan koşturur içimde gem vurmak için boşa çırpınmayın bir anka, bir atmaca, hep başka biçimde hapsolmuşum hesapsızlığına sevdamın bedenim çarmıha çivili, düş üm niçinde kim yıkabilir ki taçsız kralın tahtını gönlüm taht kurmuş sevda ülkesine çirkin de olsa çöplüğün saltanatını vermez arslanda gelse hiçbirisine kim yıkabilir ki taçsız kıralın tahtını ve gülüm; ölümden öte gelir kendisine umutla sarıldım sarı sevdalara ateşler üzerinde süren serüven prangada vurulur mahkumlara cezasını çeker suçu işleyen umutla sarıldım sarı sevdalara aşk,mahkum ve pıranga değişmeyen bir ışık demeti saçlarında üslenmiş gözlerimde yanık izler bıraktı kim derdi bu adam senden ayrılacakmış yalancı düş lerin beynimi kararttı bir ışık demeti saçlarında üslenmiş tüm renklerimi, rengiyle sararttı kuyruklu yıldız savurganlığında gece yıldıza çarpılmış ve sendelemiş gibiyim uykularıma saman yolu gelince yörüngesini kaybetmiş bir serseriyim kuyruklu yıldız savurganlığında gece saçlarına serilsin, yıldızları seyredeyim eline değdiğimde elin bir gül yaprağı solacakmış gibi kadife tenler umutsuz ruhun arzular toprağı mezarı bekler gibi ölmüş bedenler eline değdiğimde elin bir gül yaprağı avuç içlerinde ter, korkak kelebekler bilmem neden ufka dikilmiş gözlerin yarım kalmış bir şarkıyı mı söyler boğazında düğümleniyor değilmi sözlerin yoksa yüzüne kıyamayan bakışımı gözler bilmem neden ufka dikilmiş gözlerin hiç anlayamadığın aşkımı özler zambak duruşu beyaz yanakların güneşe vurulmuş tan gibi kızarır bilmem hangi isyandadır dudakların hangi umutsuz duayı mırıldanır zambak duruşu beyaz yanakların düş kadar yakın,dün gibi uzaktadır gözlerin rengini, deryaya verdi ürkek damlalar yanağında nehir rüzgar esmeyi saçlarından öğrendi ince topuklarında iz, hançerle bir ğözlerin rengini, deryaya verdi mahkum; sularda bir ışık gibi erir bir bilinmezlik sanki, sarar hep beni geçip giden günlerin hesabını sorar birgün bulacakmışım sanki, der gibi gölgesi yosun tutmuş hatıranı arar bir bilinmezlik sanki, sarar hep beni umuttan başlayıp mahşere koşar gözlerindeki yağmur damlaları imbik imbik akıtır içime acısın eritir yüreğimdeki yalçın kayaları ömrüme kurulmuş darağacısın gözlerindeki yağmur damlaları mahkuma tutulup, hükme ağlasın ah işte bilinmiyor timsah gözyaşları hedef benmiyim, yoksa kim bu ağlayan masum eğilip mahkum yalvarışları omzuma yaslanmış, arzularda boğulan ah işte bilinmiyor timsah gözyaşları sevgi tacirinin zincirinden akan kan gönüllere taht kurmuş züleyhamısın saltanata asılı kalmışsın,buklelerinden sonsuza kadar yaşamakmı maksadın bir deryasın, köpükler altında ezilen gönüllere taht kurmuş züleyhamısın in artık babil kulelerinden nerden öğrendin klopatra bakışları ruhun katerina, görüntün kadın hayatına amaç yaptın alkışları soysuzlukla anılır oldu adın nerden öğrendin klopatra bakışları keşke baharda doğan nergis olsaydın dönmez zamanlar içimde titrer avcıya tutulmuş ceylan yüreği hayallerim bir söz ile biter seni sevmiyormuşum cümleciği dönmez zamanlar içimde titrer sen bir hayalin yalan gerçeği bir ah ile yaşlanır zamanlar işte bak adın mazi oldu hasret ile devrilir dev gibi adamlar bir hüzün sabahı adınla doğdu bir ah ile yaşlanır zamanlar çıkmaz sokaktır varlığının sonu güller ve gönüller bir birine benzer kırılmayınca güzelliği hep daimdir baharla açar,kanı boğan renkler sonsuzluk, ressamın tualindedir güller ve gönüller birbirine benzer sevgisini herzaman cömertçe verir sevgi yeşerirse çorak gönüllerde güneş sevinir ay sevinir sevgiliye bir demet gül verilirse eller sevinir gül sevinir sevgi yeşerirse çorak gönüllerde karanlık sularda ay belirir ayDer ufka baktığında güneşle çizgi uzun uzun yol, uzun uzun yol olsun kulaklarında çınlayan şu yaman ezgi yağmur yağmur umut, bulutla dolsun ayDer ufka baktığında güneşle çizgi hayatında isyan,mezarında son bulsun git sanal dünyanın duman sayfalarına uzunca bekle, sisler dagılsın diye ufuktan nafile beklersin: yalan yüklenmiş anılarına bakarsın, rengi atmış saçlarına uzaktan git sanal dünyaların duman sayfalarına beklediğin gemi ayrılmıştır çoktan son anında, uzakta, bir anıya baka kal demir atmışlığın mı var ebediliğe başını bükülmüş dizlerinin arasına al yelken açmış beyaz saçların bilinmezliğe son anında, uzakta, bir anıya baka kal baka kal, boşlukta beliren kimsesizliğe Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir |
|
Son Güncelleme ( Pazartesi, 16 Mart 2009 ) |
< Önceki | Sonraki > |
---|