Besteciler.org 2006-2016
Anasayfa arrow Amatör Söz Yazarları arrow Feyzullah Seçkin (Ozan Feyzi)  
Cuma, 29 Mart 2024
Anasayfa
AdanZye
Besteciler
Söz Yazarları
Amatör Söz Yazarları
Bestelenmiş Sözler
Video Paylaşım
Şairler & Şiirleri
Yılmaz Tatlıses
Erdal Erdoğan
Site İçi Arama
Super.Besteciler.org
Besteciler 2017
besteciler6

bestecilerlogo01.jpg

Feyzullah Seçkin (Ozan Feyzi) PDF Yazdır E-posta
Yazar Administrator   
Çarşamba, 21 Ocak 2009

Sample Image 

 

HTML clipboard YA BENİ ÇAĞIR 

Gönlümün içinde bir gül üşüyor,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.
Perişan halime el gülüşüyor,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.

Kalbim seni sesler her atışında,
Yalnızlık geceye dert katışında.
Dağların ardında gün batışında,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.

Aşk nesne değil ki azalıp bitsin,
Bir varmış bir yokmuş diyelim gitsin.
Sevda bahçesinin gülleri bitsin,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.

Hasreti yeşertti sararan resim,
Sensizce yaşama yoktur hevesim.
Ardından koşmaya yetmez nefesim,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.

Ateşlere düştüm yâr bile bile,
Söylemem adını getirmem dile.
Bülbülün çilesi bendeki çile,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.

Feyzi'yim gül yüzün farksız eceden,
Türküler yaktırdı aşkın heceden.
Yağlı kurşun sıksan geçmez geceden,
Ya sen gel sevdiğim ya beni çağır.

10 Mart 10 / Ank.

 

ALLAH AŞKINA

Bir sevda düşerse gelip aklına;
Beni çağır gülüm Allah aşkına!
Adımı yazmadan gizli saklına;
Beni çağır gülüm Allah aşkına!

Gece ayazında yanarken sine,
Karardı bakışım gün ertesine.
Eğer uyanırsan yağmur sesine;
Beni çağır gülüm Allah aşkına!

Buzlandı zamanım akmıyor anlar,
Acılar içinde görünmez yanlar.
Kapına gelmeden günah yazanlar;
Beni çağır gülüm Allah aşkına!

Anılar düşerken geceden aha!
Büründü her yanım sensiz siyaha.
Gözünü açmadan başka sabaha;
Beni çağır gülüm Allah aşkına!

Feyzi'yim kayboldu içimde aklar,
Sensizce buz kesti eller ayaklar.
Bir ıslık sesiyse senden uzaklar;
Beni çağır gülüm Allah aşkına!

4 Mart 10 / Ank.

   
  HTML clipboard SELÂM OLSUN!

Adsız geldik gider olduk,
Ananlara selâm olsun!
Eksikliğe tamam dolduk,
Sananlara selâm olsun!

Bahşeyledik dost adından,
Çiçeklendik her kadından.
Kanamadık bal tadından,
Kananlara selâm olsun!

Sevdalıyız gülden ala,
Konanlarız yeşil dala.
Parmağını tatlı bala,
Bananlara selâm olsun!

Ayrılamaz dost eşinden,
Sürüklendik yâr peşinden.
Her sevdanın ateşinden,
Yananlara selâm olsun!

Feyzi'yim can ten içinde,
Gözemiz var gen içinde.
Kol kırılır yen içinde,
Cananlara selâm olsun!

19 Şubat 10 / Ank.

 

BIKTIM USANDIM

Herkes bahardayken gönül güzdedir,
Şu gönlün elinden bıktım usandım.
O dağda gezerken eller düzdedir,
Şu gönlün elinden bıktım usandım.

Aşkın evrenidir bildiğim evren,
Âşıktan maşuğa kalandır devren.
Bilerek katlanır cefaya cevren,
Şu gönlün elinden bıktım usandım.

Gönül ne sevgili ne fert arıyor,
Hem kadehte şarap hem dert arıyor.
Kalbi durduracak namert arıyor,
Şu gönlün elinden bıktım usandım.

Feyzi'yim yaşamak hoştu coşarken,
Güzellere bakıp türkü koşarken.
Yaşamın baharı bizi boşarken,
Şu gönlün elinden bıktım usandım.

15 Şubat 10 / Ank.

VAROLUŞ ÖYKÜSÜ

Varoluş öyküsü değil tekdüze,
Her şeyin nedeni bir anı vardır.
Ayna karşısında baksan da yüze,
Gözün görmediği bir yanı vardır.

Gün dolanır geçer kapanır perde,
Gökyüzünün dağa değdiği yerde.
Bir başka diyarda türlü eserde,
Yaşama doğarken bir tanı vardır.

Göze görünenler örtülür karla,
Suya kanan toprak sevişir harla.
Canlıya hamile olan baharla,
Açan her çiçeğin bir canı vardır.

Gözler algılarken değişik rengi,
Özellik farklıdır bulunmaz dengi.
Renklerle dans eden doğadır çengi,
Herhangi nesnenin bir sanı vardır.

Evrim kuramından çıkarsak yola,
Her nesne değişir vermeden mola.
Canlı cansız diye ayrılıp kola,
Bilimin koyduğu bir tanı vardır.

Feyzi'yim dönüşüm olurken canda,
Her bir uyanışın sırrı var tanda.
Doğup da büyüyüp sonra batanda,
Öze dönüş denen bir kanı vardır.

26 Ocak 10 / Ank.
   

 

HTML clipboard ŞU GÖNÜL SIZISI 
 
 Şu gönül sızısı denilen acı,
 Yağlı kurşun gibi delip de geçer.
 Olsan da faydasız aşktan davacı,
 Deli poyraz gibi yelip de geçer.
 
 Deryada boşuna çekilmez kürek,
 İnsanı öldürür boş kalan yürek.
 Yaşadığın kadar ömürdür sürek,*
 Kara tren gibi gelip de geçer.
 
 Feyzi'yim acıdır yürekte ince,
 Açar yaraları sende derince.
 Aşkı oyun sanıp dile verince,
 Çelik çomak gibi çelip de geçer.
 
 20 Ocak 10 / Ank.
 *sürek: Devam eden zaman
 

 

HTML clipboard GİTTİN GİDELİ 

Divane gönlümden gittin gideli,
Ne selâm ne haber aldım burada.
Tozpembe dünyamda yittin yiteli,
Özlem deryasına daldım burada.

Yeter ey sevdiğim ettiğin yeter,
Dil değdi gönlüme kurşundan beter.
Sanki bu sevdayla koklattın eter,
Uyuştu her yanım kaldım burada.

Sana varan yolda kapandı önüm,
Şaşırdım kıbleyi değişti yönüm.
Aklında daha çok yüzülür gönüm,
Ruhumu boşluğa saldım burada.

Feyzi'yim geçmiyor duygu elekten,
Giyindim sırtıma gamlı yelekten.
Kalan şu ömrümü zalim felekten,
Bir sürecik daha çaldım burada.


17 Ocak 10 / Ank.


  GİDER OLDUM 

Gider oldum yalnızlığa yâr sensiz,
Kara günün olacaktır ak şimdi.
Yerin yurdun geniş olsun yâr bensiz,
Yanağına gülücükler tak şimdi.

Saçlarını savur seyran yerinde,
Açılmasın dert çiçeği serinde.
Yaralarım göz göz oldu derinde,
Bayram eyle kınaları yak şimdi.

Göç etsem de vatanımın ilinden,
Yapılandım toprağından kilinden.
Kurtuluşum olacaksa dilinden,
Al hançeri vur sineme çak şimdi.

Sam yelleri değdiğinde alına,
Bülbül gibi gelip konsam dalına.
Dokunmasam dudağının balına,
Bana ziyan sana olur hak şimdi.

Ben Feyzi'yim sen ayrıldın özünden,
Baktığında yad ellerin gözünden.
Vurgun yedim acı dolu sözünden,
Gidiyorum dönmez yola bak şimdi.

18 Ocak 10 / Ank.
 

 

HTML clipboard BİZİM ELE GİDELİM 

Sevdiğim gönlümüz gelmişken coşa,
Gel seninle bizim ele gidelim.
Yad elde ömrümüz geçmeden boşa,
Gel seninle bizim ele gidelim.

Düşünüp taşınıp çok geç olmadan,
Şu yalan dünyada vade dolmadan.
Bülbüller susmadan güller solmadan,
Gel seninle bizim ele gidelim.

Ne gül yaralanır ne bülbül ağlar,
Bir başka güzeldir o karlı dağlar.
Al yeşil donanır çiçekli bağlar,
Gel seninle bizim ele gidelim.

Hatayı kusuru kimse aramaz,
Bülbül ötmeyince güle varamaz.
Şu gurbet elleri bize yaramaz,
Gel seninle bizim ele gidelim.

İllerin içinde illerin ası,
Nazlı yârim görsen sen de Sivas'ı.
Çiçek açar gönlün gümanı yası,
Gel seninle bizim ele gidelim.

Feyzi'yim özlemle düşenim nara,
Ayrılık yarası bendeki yara.
O diyar benzemez başka diyara,
Gel seninle bizim ele gidelim.

14 Ocak 10 / Ank.

DERYALAR İÇİNDE


Deryalar içinde kaldım boşlukta,
Dümeni kırılmış sallar gibiyim.
Meyvesiz ağacı bir sarhoşlukta,
Dallarından tutmuş sallar gibiyim.

Bir yanım ayazda bir yanım harda,
El yordamı sevgi aradım darda.
Çiçekler açarken yazda baharda,
Sararıp da solmuş allar gibiyim.

Yârsiz her gam keder bana ar olur,
Gözlerimden düşen damla kar olur.
Güz ayında sevda ahü zar olur,
Yaprağı dökülmüş dallar gibiyim.

Seven sevdiğinde kusur aramaz,
Yaralı bir gönlü tabip saramaz.
Gözden çıkarılan işe yaramaz,
Kenara atılmış mallar gibiyim.

Feyzi’yim aklımdan çıkmıyor adın,
Kara gözlerinden öptüğüm kadın.
Hazını unuttum lezzetin tadın,
Ağıya karışmış ballar gibiyim.

16 Ocak 10 / Ank.

 

SAYDIN KABAHAT 
 
Tertemiz aşkımı saydın kabahat,
Gözüne bakmaktan utandığım yâr.
Yerin yurdun bensiz olmuştur rahat,
Çekilmez nazından usandığım yâr.

Allanmış yanağın sinemi yaktı,
Göz değmiş yüzüne acep kim baktı?
Yoksunluğun beni öksüz bıraktı,
Kafeste bülbülden kıskandığım yâr.

İşledin ruhuma aynı düş gibi,
Attın kör kuyuya görünmez dibi.
Belki günahımın sendin kâtibi,
Bakıp serabına aldandığım yâr.

Feyzi’yim adandım yanan aşkına,
Pervaneler gibi döndüm şaşkına.
Ölürsem eline yak sen de kına,
Ebedi yurdumda sır sandığım yâr.

17 Ocak 10 / Ank.
  

 

HTML clipboard BÜLBÜL GÜLE ÂŞIK 
 
 Senindir feryadın senindir zarın,
 Kime ne ki bülbül söyle kime ne?
 Meftunu olmuşsun sen gülizarın,
 Kime ne ki bülbül söyle kime ne?
 Bülbül güle âşık gül de çimene.
 
 Âşık olan gönül gülmez ağlarmış,
 Gülleri güldüren yeşil bağlarmış.
 Bülbüller ah edip kara bağlarmış,
 Kime ne ki bülbül söyle kime ne?
 Bülbül güle âşık gül de çimene.
 
 Güller lâle gibi boynunu eğmez,
 Derler ki vefasız feryada değmez.
 Belki gülün eli eline değmez,
 Kime ne ki bülbül söyle kime ne?
 Bülbül güle âşık gül de çimene.
 
 Feyzi’yim ey bülbül dönensin küle,
 Bilirim ezelden yanıksın güle.
 Aşkından habersiz gül nasıl güle,
 Kime ne ki bülbül söyle kime ne?
 Bülbül güle âşık gül de çimene.
 26 Kasım 09 / Ank.

  
  HTML clipboard YURDUMUN GÜLLERİ 
 
 (Pusuya Düşürülen Tokat Şehitleri Ağıtı)*
 
 Yurdumun gülleri açmadan soldu,
 Kırdı dallarını hoyratın eli,
 Ayrık otu denen bahçeye doldu,
 Esti de dağlardan ihanet yeli.
 
 Hainin yaptığı hıyanet özlü,
 Pusuya düşürdü akbaba gözlü.
 Kimisi evlidir kimsi sözlü,
 Ağıtlar yakıyor gözü sürmeli.
 
 Düşmanla bir olan yurdunu satar,
 Yüreği ağlayan kaşını çatar.
 Yedisi peş peşe tabuttan katar,
 Büküldü ananın babanın beli.
 
 Kardeşlik üstünde yıldırım çaktı,
 Düştüğü yerleri ateşi yaktı.
 Seyreyledi soysuz sevinçle baktı,
 Güdümlü uzaktan belli emeli.
 
 Kinini kusuyor kurşunu atan,
 Kan gölüne döndü güzelim vatan.
 Kınalı kuzudur vurulup yatan,
 Aktı yüreklere gözlerin seli.
 
 Feyzi’yim eşkıya yoldu dalları,
 Şehitleri sardı bayrak alları.
 Omuzlar üstünde gitti salları,
 Yurtsever canları eylerken deli.
 
 15 Aralık 09 / Ank.
 
 
HTML clipboard MEKTUP 
 
 Yârim bu mektubu sana yazarken,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 Sancılar içinde yarem azarken,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Nefes alıyorum kısadan azdan,
 Umudumu kestim bahardan yazdan.
 Gözüm açılmadı kıştan ayazdan,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Akıl erdiremez dünya âlimi,
 Ne hallere düştüm görsen halimi.
 Kendime el ettim tüm ahalimi,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Eski makineyim bozuk işlerim,
 Yolundu saçlarım dökük dişlerim.
 Yalpa yapar oldu düz gidişlerim,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Sevgiden yapılmış muhtacım eme,
 Çaresiz derdimi söyleme keme.
 Dilim de dönmüyor oldum kekeme,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Düşkünler yurduna olurken üye,
 Aynaya baktım da dönmüşüm tüye.
 Her gün gidiyorum daha kötüye,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Yolun sonundayım geldim son ana,
 Talihim gülmedi yaşamdan yana.
 Demirden değil ki yürek dayana,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 Kabristan yolunda piyade erim,
 Buraya kadarmış kime ne derim?
 Feyzi’yi sorana selam ederim,
 Perişan haldeyim sen ne haldesin?
 
 2 Ekim 09 / Ank.
 

 

HTML clipboard VARLIK BİRLİĞİ 
 
 "Vahdeti vücut"ta Hakk'la birleştik,
 "Bezmielest"i biz andan eylerken.
 Âdem'in kalbine geldik yerleştik,
 Kevser ırmağını kandan eylerken.
 
 İnsan Hakk'a Hakk da insana uydu,
 Canlıya can veren toprakla suydu.
 "Enelhak" diyenin gerçeği buydu,
 Varlık güneşini tandan eylerken.
 
 Hakk'ı büründürüp kemiğe ete,
 Ayrı tuttuk O'nu saydık hikmete.
 Yerdeki gökteki girdi ümmete,
 İnsan nefesini candan eylerken.
 
 Kuşkusuz Hakk bize uzanan eldi,
 Halk olup evrende savrulan yeldi.
 İnsanla var olup insanla geldi,
 İsmini cismini sandan* eylerken.
 
 Feyzi söyler sözü kendi özünden,
 Aşk ile beslenir Hakk'ın sözünden.
 Ehli kâmillerin bakar gözünden,
 Hakikat yolunu şandan eylerken.
 
 18 Eylül 09 / Ank. 

 

  HTML clipboard Bir de Bana Ver  
 
 Doldur da içelim aşk şarabından,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 Kırık kalbimizin der harabından,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 Güzelsin sevdiğim güneşten aydan,
 Nedir bu telâşın kederin kaydan?*
 Gönlümüze düşen sevdalı paydan,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 Isırgan otunda bulunmaz tutak,
 Kırılma yeridir ağacın budak.
 Öpücüğü ister susamış dudak,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 Aşığın sevdiği olursa nazan,**
 Bahara ermeden getirir hazan.
 Bulduğunda kalem aşkınla yazan,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 Şu naçiz tenimin yoktur ederi,
 Yolunda gözüme aldım hederi.
 Bölüşelim senle gamı kederi,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 Yaşamda korkarım hileden aldan,
 Hissemi isterim dildeki baldan.
 Âdem'in yediği elmayı daldan,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 Feyzi'yim ezelden yanar içerim,
 Gönlüme gül eksem diken biçerim.
 Vallahi elinden zehir içerim,
 Bir kendin al gülüm bir de bana ver.
 
 26 Nisan 09 / Ank. 
 

 

HTML clipboard DELİ GÖNÜL GÜLMEDİ 
 
 Onulmaz dertlere saldı başımı;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 Gözümden akıttı kanlı yaşımı;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 
 Yıllar yılı gördüm ahı amanı!
 Yaşayarak bildim kışı yamanı.
 Yiğitliğin geldi geçti zamanı;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 
 Bazen ak giyindim bazen karalı,
 Hasta düştüm ciğer parem yaralı.
 Vefasız bir yâri sardım saralı;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 
 Muhabbet bağında kursam da çarşı,
 Bir sefa sürmedim ellere karşı.
 Kaplarken figanım semayı arşı;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 
 Ne günah işledim bilemedim ben,
 Böyle bir kaderi dilemedim ben.
 Karalı yazıyı silemedim ben;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 
 Feyzi'yim yanarım kendi narımdan,
 Dağlar taşlar ağlar ahü zarımdan.
 Ayırınca kader beni yarımdan;
 Gamda kaldı deli gönül gülmedi.
 
 12 Mart 09 / Ank.
 

 

HTML clipboard DOST  
 
 Gönülden gönül'e bir yol uzanır,
 Bu yolun sırrına erenler gider.
 Dost olan dostlukla dostu kazanır;
 Dostluğa kendini verenler gider.
 
 Cana sırt çevirmek kâmile ardır,
 Canların içinde cananlar vardır.
 Yol bilmezin yolu çamurdur kardır;
 Bir dostu bir dosta yerenler gider.
 
 Hakk Yolu'nda giden insandır ulu,
 Işıksız meczubun olunmaz kulu.
 Her bahçede geçmez parası pulu;
 Dost bağından gülü derenler gider.
 
 Can olan hoş görmez canı üzeni,
 İnsanı hor görüp dudak büzeni.
 Dostlukla kurulsa dünya düzeni;
 Çiçekler içinde cerenler gider.
 
 Feyzi'yim sevgiyle yoğrulmuş özüm,
 Anlayan kâmile söylenir sözüm.
 Dostluk ocağında tutuşan közüm;
 Külümü yollara serenler gider.
 
 18 Ocak 09 / Ank.
 

HTML clipboard

 

HTML clipboard AĞIT YAKARSAN 
 
 Öldüğümde gelip ağıt yakarsan;
 Açık gözlerimde seni görürsün.
 Başucuma durup göğe bakarsan;
 Bulutlar üstünde beni görürsün.
 
 Sakın sırrımızı söyleme aman!
 Ellerin dilleri yamandır yaman.
 Sendeki resmime baktığın zaman;
 Sana sarıldığım teni görürsün.
 
 Ben seni görürüm gökte ağarken,
 Tepelere güneş gibi çağarken.
 Gözyaşlarım yağmur olup yağarken;
 Kızılırmak ile Ren'i* görürsün.
 
 Feyzi'yim sensizlik kastetti cana,
 Bizim bu sevdamız karıştı kana.
 Gözyaşını silip bakarsan bana;
 Eski anıları yeni görürsün.
 
 20 Ocak 09 / Ank.
 
 *Ren'i: Ren Nehri'ni
 YÂRİ OKUDUM 
 
 Yârin kaleminden yâri okudum:
 Derdimi bilemez el diye yazmış.
 Gönül tezgâhımda seni dokudum;
 İpliği saçımdan tel diye yazmış.
 
 Bu derdi çekemem sevdiğim sensiz,
 Uykularım kaçtı dalamam nensiz!
 Düşündükçe yârim koynunu bensiz;
 Akar kanlı yaşım sel diye yazmış.
 
 Seni ısmarladım Ulu Mevlâ’ya,
 Dilekler diledim güneşe aya.
 Usandım canımdan gün saya saya;
 Getirsin kokunu yel diye yazmış.
 
 Feyzi hasretimsin gelirsen eğer;
 Boynuna sarılmak dünyayı değer.
 Gözlerken yolunu sağ gözüm seğer;
 Gayri dayanamam gel diye yazmış.
 
 23 Ağustos 08 / Ank.
 
 YORULDUM 
 
 Zor çiçekten acı balı:
 Ala, ala ben yoruldum.
 Kör gözlere zeytin dalı:
 Sala, sala ben yoruldum.
 
 Bazen atlı bazen yaya;
 Düştük gideriz hayhaya!
 Durulmayan bir deryaya:
 Dala, dala ben yoruldum.
 
 Karanlıklar var ışında,
 Buz kesildik yaz kışında.
 Çizdikleri hat dışında:
 Kala, kala ben yoruldum.
 
 Dost Feyzi ki söyler bazı:
 Şu dünyanın yoktur hazı.
 İnler durur gönül sazı:
 Çala, çala ben yoruldum.
 
 23 Nisan 08 / Ank.
 
 DÖNER GELİRİM 

 
 Ölür de çıkarsam gülüm semaya;
 Yağan yağmur ile iner gelirim.
 Özleminle yanıp varırsam aya;
 Kayan yıldızlara biner gelirim.
 
 Başımı göğsüne verip ağlasam,
 Tutup da kalbime seni bağlasam.
 Kevser ırmağında coşup çağlasam;
 Açık kollarına diner gelirim.
 
 Senden uzaklarda karalı aklı;
 Bir sevda masalı yaşarım saklı.
 Olsa da aydınlık bize yasaklı;
 Karanlık geceye siner gelirim.
 
 İçime sakladım senli anımı,
 Boş bırakıp yârim gece yanımı.
 Azrail alsa da gelip canımı;
 Cehennem narında söner gelirim.
 
 Feyzi'yim özlemim anlatır seni,
 Sevdana adadım bu naçiz teni.
 Bir kere çağırsan ölünce beni;
 Sırat köprüsünden döner gelirim.
 
 19 Ocak 09 / Ank.
 
 NAZLI YAR 
 
 Güllerin içinden gonca gülümü;
 Derdim amma gizli, gizli nazlı yâr.
 Güz ayında sana garip gönlümü;
 Verdim amma gizli, gizli nazlı yâr.
 
 Tadamadım ballar akan dudaktan,
 Öpemedim güller açan yanaktan.
 O güzel yüzünü şöyle uzaktan;
 Gördüm amma gizli, gizli nazlı yâr.
 
 Gülsem de yanarım gençlik çağıma;
 Yaz baharda gazel düştü bağıma.
 Gece ağlayarak ben yatağıma;
 Girdim amma gizli, gizli nazlı yâr.
 
 Feyzi’yim olmadım dünyada handan,
 Yürekteki yangın gördüğüm andan.
 Ben seni cananım yürekten candan;
 Sevdim amma gizli, gizli nazlı yâr.
 
 18 Aralık 07 / Ank.
 
 DERTLİ GÖNÜL 
 
 Onulmaz bir derde düştüm,
 Yâr elinden dertli gönül.
 Ne barıştım ne de küstüm;
 Zar elinden dertli gönül.
 
 Gül bilirim gül tanırım,
 Dikenini yâr sanırım.
 Söylemeye utanırım;
 Ar elinden dertli gönül.
 
 Ömür kısa uzun yollar,
 Sarılmıyor yâre kollar.
 Zemheriden selâm yollar;
 Kar elinden dertli gönül.
 
 Bir yâr sevdim ağ benizli,
 Sürmeleri gök denizli.
 Yârelerim közden izli;
 Nar elinden dertli gönül.
 
 Uzun gelir gün sayana.
 Dönmeyince yârden yana,
 Kül oldum da yana, yana;
 Har elinden dertli gönül.
 
 Yıl geçerken yaştan yaşa,
 Viraneyim baştanbaşa.
 Çalınırım taştan taşa;
 Car elinden dertli gönül.
 
 Dudağı yay dili oktur,
 Yaralıyım derdim çoktur.
 Bu derdime derman yoktur;
 Var elinden dertli gönül.
 
 Dost Feyzi’yim varsa duyan;
 Genç yaşımda oldum ziyan.
 Arasat'a döndü her yan;
 Dar elinden dertli gönül.
 
 3 Kasım 08 / Ank.
 
 YİNE GAMLI GÖNÜL 
 
 Geldi bayram günü amma;
 Yine gamlı gönül bugün.
 Unut der de dünü amma;
 Yine gamlı gönül bugün.
 
 Bir yareyi yâren sarar,
 Tabip gelse neye yarar?
 Yârsiz bayram ömre zarar,
 Yine gamlı gönül bugün.
 
 Günler geçse de aradan,
 Kurtulamam bu yaradan.
 Derman eyle Sen Yaradan;
 Yine gamlı gönül bugün.
 
 Kışa döndü gelmeden yaz,
 Gece yanar gündüz ayaz.
 Yaz kalemim böylece yaz:
 Yine gamlı gönül bugün.
 
 Feyzi’yim ben böyle derim,
 Hazsız bahar bu kederim.
 Harlı geldim kar giderim,
 Yine gamlı gönül bugün.
 
 1 Ekim 08 / Ank.
 
  Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
 
 
Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir 

 

 

Son Güncelleme ( Pazar, 14 Mart 2010 )
 
< Önceki   Sonraki >
http://www.aycom.de
http://www.aycom.de 
      Erdal Erdoğan
Sizinde bir web sayfanız olsun
istiyorsanız Altta ki lingi tıklayın
http://www.internetsayfam.de/
 
Loading...
Webdesign by Webmedie.dk Webdesign by Webmedie.dk