Mehmet Nacar 3
Yazar Administrator   
Perşembe, 12 Temmuz 2007
Sample Image    Biyografi 

 

HTML clipboard Biz Böyle Değildik 
 
 Biz böyle değildik, dünden öncesi,
 Duygu melteminde gülü beklerdik.
 Sevda denizinin siyah incisi,
 Gönül çiçeğinde kelebeklerdik.
 
 Kirpikten süzülüp, yanaktan yurda,
 Yağmurlar yağdırsan, kalırım darda.
 Aklıma sığmayan bir sırrın var da,
 Bu yüzden feleği zulmette gördük.
 
 Hasretten yaralı, yenik askerim,
 Sığındım gönlüne, eskidi yerim.
 İşte gerçek oldu kehanetlerim,
 Ayrılık bezine umutlar serdik.
 
 Güneşli yüzüne gölge düşmesin,
 Kanarya şivesi çınlasın sesin.
 Bahtımın ışığı nerelerdesin?
 Hani ölürüm de, ayrılmam derdik?
 
 Duygu tarağımda hayal tararım,
 Yitik sevgilerde seni ararım.
 Biz böyle değildik, gönül baharım,
 Sevdayı sellere ne zaman verdik?
 
 FERİCAN  

 
 Bir ilahi çiçek sandım ben seni,
 Çamurlarda yaprakmışsın Ferican.
 Sevgi dolu, duygu dolu buseni,
 Yüreğimde bırakmışsın Ferican.
 
 Bilmediğim ne dert vardı içinde?
 Mukaddesti günahın da, suçun da.
 Sevdamızın karlar yağan saçında,
 Dişi kırık tarakmışsın Ferican.
 
 İlmeklerin sıkışırken boynumda,
 Gülümsersin gönlümdeki aynamda.
 Cıvıl cıvıl ötüşürken koynumda,
 Sevdamıza ırakmışsın Ferican.
 
 Güzel günler gelip geçti art arda,
 Kuşlarımız ötüşmüyor baharda.
 Sevgilerin yağmur gibi yağar da,
 Vefada çok kurakmışsın Ferican.
 
 Erilmezdin şimdi sana erilmiş,
 Çiçeklerin deste deste derilmiş.
 Sevdamızın ipeğine sarılmış,
 Kara taştan yürekmişsin Ferican.
 
 Dolaşırken yad ellerin kolunda,
 Yıkılmadık yer kalmadı kulunda.
 Yarım kalan duyguların yolunda,
 Çok yolculu durakmışsın Ferican.
 
 Dahi idim divaneye döndürdün,
 Yüreğime ne inmeler indirdin.
 Zulmetinle ocağımı söndürdün,
 Şeytanlara çırakmışsın Ferican.
 

 

HTML clipboard Vedadan Kalan  
 
 Sesinden anladım kararın kesin,
 Kalbimi yerinden sökmeden gitme.
 Sarılıp öperken sıcak nefesin,
 Buzlanmış bağrımı yakmadan gitme.
 
 Seninle mutluydum başından beri,
 Derbeder günlere dönerim geri.
 Teninde saydığım kahve benleri,
 Yarama tuz diye ekmeden gitme.
 
 Bu kahpe düzende sevdanla yanan,
 Sevdiği kadar da sevilmiş sanan,
 Semazen misali çevrende dönen,
 Gönlümü peşinden çekmeden gitme.
 
 Kaderin yazdığı veda hilesi,
 Ömür sahnesinde şer defilesi.
 Virane kalmasın sevda kalesi,
 Son taşına kadar yıkmadan gitme.
 
 Kalbime gözünle yazdığın satır,
 Kırılmış harflerle hüznü anlatır.
 Hadi son bir defa karşımda otur,
 Yüzüme gülerek bakmadan gitme.
 
 Elemler mirastır veda edenden,
 Yine de geçilmez çekip gidenden.
 Silah benden olsun, kurşunu senden,
 Alnıma bir mermi sıkmadan gitme.
 

 

HTML clipboard Söyle Nesin sen? 
 
 Elimi uzatsam elim yanıyor,
 Yaktığın yetişir, söyle nesin sen?
 Yüzüne baktıkça başım dönüyor,
 Gözlerin sataşır, söyle nesin sen?
 
 Cisminle süslenir gördüğüm düşler,
 Her düşün ardından bin bahar başlar.
 Kitaba geçmemiş büyülü kuşlar,
 İçimde ötüşür, söyle nesin sen?
 
 Bakışın manalı, yakışın derin,
 Doyumsuz alevsin, gizemli serin,
 Bir kıvılcım çakar ela gözlerin,
 Evrenim tutuşur, söyle nesin sen?
 
 Gönlümde kitapsın, ömrümde albüm,
 Muhabbet mülkünde tapulun kaldım.
 Senden öncekinin kırdığı kalbim,
 Yeniden bitişir, söyle nesin sen?
 
 Nemrut’un yaktığı ateşe koştum,
 İbrahim misali gülşene düştüm.
 Sunduğun kadehle sevdanı içtim,
 Gözlerin mey taşır, söyle nesin sen?
 
 En Güzel Hırsız 
 
 Havva’yı yaratıp cennetten atan,
 Kalbime sevgiyi dolduran O’dur.
 Duygumun tahtını periye vatan,
 Yaparak sevmemi bildiren O’dur.
 
 Allah’ın eseri göğsümde yürek,
 Emrine mutlaka uymamız gerek.
 Gözleri ahuya zebun ederek,
 Aklımı başımdan aldıran O’dur.
 
 Evrenin sırrını saklayan gözü,
 Ballanmış dudaktan damlayan sözü,
 Baharın goncası, gamzeli yüzü,
 Karşımda işveyle güldüren O’dur.
 
 Yunus’tan utansın aşkı kınayan,
 Mecnun’a üstattır aşktan bunayan.
 Huriyi gönderip gönlü sınayan,
 Büyülü deryaya daldıran O’dur.
 
 Sevenler zevk alır bitmez kederden,
 Dilberin hayali eksilmez serden.
 Muhabbet bahçemin tümünü birden,
 En güzel hırsıza çaldıran O’dur.
 
 Sevdalar gerçektir, dünyamız yalan,
 Hüznüne mahkûmdur gerçeği bulan.
 Gönlümü çiçeksiz çöllere salan,
 Bahtımın gülünü solduran O’dur.
 

 

HTML clipboard En Güzel Hırsız
 
 Havva’yı yaratıp cennetten atan,
 Kalbime sevgiyi dolduran O’dur.
 Duygumun tahtını periye vatan,
 Yaparak sevmemi bildiren O’dur.
 
 Allah’ın eseri göğsümde yürek,
 Emrine mutlaka uymamız gerek.
 Gözleri ahuya zebun ederek,
 Aklımı başımdan aldıran O’dur.
 
 Evrenin sırrını saklayan gözü,
 Ballanmış dudaktan damlayan sözü,
 Baharın goncası, gamzeli yüzü,
 Karşımda işveyle güldüren O’dur.
 
 Yunus’tan utansın aşkı kınayan,
 Mecnun’a üstattır aşktan bunayan.
 Huriyi gönderip gönlü sınayan,
 Büyülü deryaya daldıran O’dur.
 
 Sevenler zevk alır bitmez kederden,
 Dilberin hayali eksilmez serden.
 Muhabbet bahçemin tümünü birden,
 En güzel hırsıza çaldıran O’dur.
 
 Sevdalar gerçektir, dünyamız yalan,
 Hüznüne mahkûmdur gerçeği bulan.
 Gönlümü çiçeksiz çöllere salan,
 Bahtımın gülünü solduran O’dur.
 

 

HTML clipboard Sarhoşum Sarhoş.
 
 Gönül döşeğinde hasta yatarım,
 Yaramı açarım, bir hoşum, bir hoş.
 Divane âlemde sevgi satarım,
 Hasreti içerim, sarhoşum sarhoş.
 
 Sosyete gülleri güler halime,
 Bir çiçek kırlarda çıkmaz yoluma,
 Mutluluk bardağı değse elime,
 Kırarak saçarım, sarhoşum sarhoş.
 
 Dünyaya gelmedi böyle bir sersem,
 Hiç yoksa sersemlik sırrına ersem.
 Sevdası virane bir saray görsem,
 Oraya uçarım, sarhoşum sarhoş.
 
 Ömrüm yar çiftliği gönlüm maraba,
 Sevda ülkesinde düştüm şaraba.
 Elimde keşkülüm, sırtımda aba,
 Maziye göçerim, sarhoşum sarhoş.
 
 Zavallı gönlümde barınmaz yalan,
 Vahşi ata uymaz eğerle palan,
 Efsane sevdası tarihte kalan,
 Bir Mehmet Nacar’ım, sarhoşum sarhoş.
 

 

HTML clipboard Kaprisin Öldürür 
 
 Gözleri bulutlu dertli başını,
 Vefalı göğsüme koyarak sevdim.
 Pençesi mızraklı puhu kuşunu,
 Gönlümün bülbülü diyerek sevdim.
 
 Büyülü rehberim, aşka göçünde,
 Ömrümün romanı harfin üçünde,
 Dünyayı dolduran Leylâ içinde,
 Nazını Leylâ’mdan sayarak sevdim.
 
 Çile kazanında hayatın demde,
 Belli ki, çok çektin, fâni âlemde.
 Gönlüme adını yazan kalemde,
 Harflerin sesini duyarak sevdim.
 
 Kaprisin öldürür, başka bir köle,
 Bulup salamazsın, Mecnun’la çöle.
 Yüreğim yunustur, gözlerin file,
 Tutulup canıma kıyarak sevdim.
 
 İçimde Ercüment Banu’nun kabri,
 Ruhumda Hazreti Eyyüp’ün sabrı.
 Kalbimde gözünü sevmenin kibri,
 Hasreti hüznüme yayarak sevdim.
 
 Dikenli tacımdır, sevdan başımda,
 Nemrut’un ateşi sabır taşımda.
 Geceler boyunca süren düşümde,
 Her sabah uykudan ayarak sevdim.
 

 

HTML clipboard Biz Böyle Değildik
 
 Biz böyle değildik, dünden öncesi,
 Duygu melteminde gülü beklerdik.
 Sevda denizinin siyah incisi,
 Gönül çiçeğinde kelebeklerdik.
 
 Kirpikten süzülüp, yanaktan yurda,
 Yağmurlar yağdırsan, kalırım darda.
 Aklıma sığmayan bir sırrın var da,
 Bu yüzden feleği zulmette gördük.
 
 Hasretten yaralı, yenik askerim,
 Sığındım gönlüne, eskidi yerim.
 İşte gerçek oldu kehanetlerim,
 Ayrılık bezine umutlar serdik.
 
 Güneşli yüzüne gölge düşmesin,
 Kanarya şivesi çınlasın sesin.
 Bahtımın ışığı nerelerdesin?
 Hani ölürüm de, ayrılmam derdik?
 
 Duygu tarağımda hayal tararım,
 Yitik sevgilerde seni ararım.
 Biz böyle değildik, gönül baharım,
 Sevdayı sellere ne zaman verdik?
 

 

HTML clipboard Bir Devin Aşkı
 
 Bakmayı bilene güneş olurum,
 Işığı kapalı gün sayma beni.
 Aslı’ma yanmayı kader bilirim,
 Sevdada bu kadar bön sayma beni.

 
 Yanardağ ucunda hasret yarattım.
 Gönlümün çölünde gemi yürüttüm.
 Ömrünün dağında buzul erittim,
 Harcamakla bitmez, bin sayma beni.
 
 Reisi ben oldum divanelerin,
 Hamisi ben oldum viranelerin,
 Dillerde dolaşan teranelerin,
 Özünde yıkılmış han sayma beni.
 
 Aşkını yaşamak büyüden güzel,

 Yaşanan gerçeğim, tek sana özel.
 Gönlümün bir anı bin asra bedel,
 Saatlere sığmam, an sayma beni.
 
 Vuslatı harcadım, hasret elimde,
 Resmin hayalimde, türkün dilimde.
 Sevda meleğiyim, çarpık âlemde,
 Her gönüle dalan, cin sayma beni.
 
 Ateş denizinde, ıssız adada,
 Yanarak kalayım, gelme imdada.
 Cümle âlem bana saygı duysa da,
 Unut bu sevdayı, sen sayma beni.
 

 

HTML clipboard Yıldız Yağmuru       
 
 Yanaktan süzülen bir damla yaşın,
 Sellere dönüşür, bahtımı boğar.
 Hüzünlü gözlerin, sevdalı başın,
 Karşıma gelince güneşim doğar.
 
 Hasretin sevdamda açılan gonca,
 Karanlık dünyama şafaktan önce,
 Doğarken yaydığın sevgiler bence,
 Desteler halinde evrene sığar.
 
 Ne zaman sevgiyle sarılsan bana,
 Cennetin kokusu yayılır cana.
 Akşamdan başlarım seninle güne,
 Başıma kalbinden yıldızlar yağar.
 
 Gözlerin sevgiyle güldüğü zaman,
 Başımdan dağılır gamzede duman.
 Sensizlik zehirli yılandan yaman,
 Seninle her anım bir ömre değer.
 
 Ben bir kazazede, sen ıssız ada,
 Sahilin ses verdi, bu son imdada.
 Göçerim dünyadan, derim elveda,
 Ellerin elimden tutmazsa eğer.
 
 Yanımda Sen Olursan   

 
 Yüreğimi yatırır gönlünün sunağına,
 Bıçağımı bilerim, yanımda sen olursan.
 Hırsızlık şeref derim, şu feleğin bağına,
 Dalarak gün çalarım, yanımda sen olursan.
 
 Sarılırım delilik ilminin iplerine,
 Meydan okur gezerim, akıl sahiplerine.
 En yüce duyguların dönülmez diplerine,
 Yüze yüze dalarım yanımda sen olursan.
 
 Gökyüzünde ararken yüreğimde bulmuşum,
 Gönlümün yatağında yıllanan nazlı kuşum.
 Yolumuzu kesemez ne düşmanlar, ne hışım,
 Her engeli bölerim yanımda sen olursan.
 
 İkinci baharımda yaratandan hediye,
 Gönderildin gönlüme doya doya sev diye.
 Aklın sermayesini yükleyerek kediye
 Uzaklara salarım, yanımda sen olursan.
 
 Sevdamın kitabını gözlerinden okurum,
 Bahtımın kaftanını saçlarından dokurum.
 Kıskandırır bülbülü, kafesinde şakırım,
 Ben daha ne dilerim, yanımda sen olursan?
 

 

HTML clipboard Hasrete Tavım
 
 Fikrime gül değdi, hemen yıkıldım,
 Nasıl bir devmişim, bilemiyorum.
 Sevda hanesinde namazlar kıldım,
 Nasıl yar sevmişim, bilemiyorum.
 
 Tıp ilmi yazmıyor, bendeki derdi,
 Yaratan belamı gönlümden verdi.
 Tuğlası elmastan saray derlerdi,
 Teneke evmişim, bilemiyorum.
 
 Virane yüreğim sevgili hanı,
 Ayrılan yolcuya sızlıyor canı.
 Hasetten çıldıran sinsi şeytanı,
 Başımdan savmışım, bilemiyorum.
 
 Şanssızım, bastığım yerler yarıldı,
 Yarılan yollardan sona varıldı.
 Mutluluk boynuma aşkla sarıldı,
 Koparıp kovmuşum, bilemiyorum.
 
 Gözlerim sevgiye hayaller kursa,
 Binlerce hayalim umuda erse,
 Vuslatın kapısı karşımda dursa,
 Hasrete tavmışım, bilemiyorum.
 
 Yolumda güllerden bahçeler varken,
 Sevdada geç kaldım, hüzünde erken.
 Gönlümün sahibi hoşça kal derken,
 Dizimi dövmüşüm, bilemiyorum.
 
 Zincirsiz Yürekler
 
 Suçlu ben değilim, bu kördüğümde,
 Düğümü çözmeye gücüm yetmiyor.
 Gözünde bir damla yaş gördüğümde,
 Dudağın gülmeden acım bitmiyor.
 
 Ömrümüz geçmesin cinnetle cinle,
 Ağlarken gülelim, sözümü dinle.
 Kalbime ilmekler attık seninle,
 Sevdamız büyükmüş, sicim yetmiyor.
 
 Kendini suçlayıp beni üzersin.
 Kuyumcu gönlümde katıksız zersin.
 Gönül defterime yazdığın dersin,
 Ezberi geldikçe içim titriyor.
 
 Yürekler zincirsiz, bedenler esir.
 Sevdamın denklemi devirli kesir.
 Yollarım çok uzak, cüzdanım kısır,
 Akıl sandığında seçim git diyor.
 
 Hasretin altında kaldığım kaya,
 Vuslatsız bahtımla daldım kavgaya.
 En usta terziyim, yüce sevdaya,
 Diktiğim elbise biçim tutmuyor.
 
 Yanımda Olsan
 
 Mehtaplı gecemi seyreden ayı,
 Elimle tutarım, yanımda olsan.
 Herkesin taptığı yalan dünyayı,
 Bir pula satarım, yanımda olsan.
 
 Sevdalı başını göğsüme dayar,
 Saçının telini servetim sayar,
 Hasretin zehrini çantaya koyar,
 Kuyuya atarım, yanımda olsan.
 
 Her gece göz göze bulur seheri,
 Tek mevsim yaparım, ömre baharı.
 Hayatın boyunca gül kokuları,
 Yayarak tüterim, yanımda olsan.
 
 Sözlüğe sığmayan sözler busende,
 Sevdamın ilmi var, ipek sesinde.
 Kalbimi dinleyip, anlarsın sen de,
 Mecnundan beterim, yanımda olsan.
 
 Sensizlik bağrımda alevden keder,
 Ne kadar yaşarım, böyle derbeder?
 Kıskanan gözlerle her gün harbeder,
 Orduya yeterim, yanımda olsan.
 
 Saçınla örterek yüzümü süsle,
 Gözüme bakarak, gönlümü besle.
 Geceler boyunca uyumam asla,
 Sarılır yatarım, yanımda olsan.
 

 

HTML clipboard Yak Beni Gülüm
 
Tatlı bir alevsin, düştün içime,
Sakın ha acıma, yak beni gülüm.
Gönül iğnesiyle ipek saçına,
Toka niyetine tak beni gülüm.
 
Bu akşam ayrılık fazla uzadı,
Zehirden betermiş, yokluğun tadı.
Düştüğüm kuyunun hasretmiş adı,
Elini uzat da çek beni gülüm.
 
Hayale dalarım inceden ince,
Seni de yakıyor, bensizlik bence,
Her gece yatağa girmeden önce,
Parfüm niyetine sık beni gülüm.
 
 Mahzun gözlerinin beyazı sensin,
 Bana da gözünün elâsı densin.
 Mehtaba haber sal, bahtıma insin,
 Gönül toprağına ek beni gülüm.
 
 Sonunda Kerem’lik geldi başıma,
 Nişancı avcısın gönül kuşuma,
 Aldırma karşında dik duruşuma,
 Gönül tezgâhında bük beni gülüm.
 
 Kölen olduğumu gönlüne söyle,
 İstersen çal yere, un ufak eyle,
 Çilingir soframa otur da şöyle,
 Bardağa mey diye dök beni gülüm.
 
 Yüreğime İniyor
 
 Vura vura gittiğin bağrımın şurasında,
 Sözlerinin izleri yanıyor, be Çingenem.
 Gecenin yarısında, gönlümün yarasında.
 Bir yer var ki kanıyor, kanıyor be Çingenem.
 
 Canlı canlı gömdüğün sevgilinin ruhuyum,
 Hala sana aşığım, değişmiyor bu huyum.
 İçirdiğin hasretin ayılmaz sarhoşuyum,
 Yine başım dönüyor, dönüyor be Çingenem.
 
 Kalbe seni yağdırır başımdaki bulutlar,
 Solmaz gönül vazomda, güllerinden demetler.
 Bir günlük vuslatına bağladığım umutlar,
 Çoktan beri sönüyor, sönüyor be Çingenem.
 
 Hani bendim bir tanen, hani bendim can eşin?
 Ahrete mi saklandı, kollarıma dönüşün?
 Gözlerinin aşkıyla doğan hüzün güneşin,
 Artık ufka dönüyor, dönüyor be Çingenem.
 
 Ayrılık kor yağmuru, can evime çiseler,
 Senden başka halimden anlamıyor kimseler.
 Adını her andıkça nefes kesen inmeler,
 Yüreğime iniyor, iniyor be Çingenem.
 
 Veda Etmem Bu Aşka
 
 Sanıyorsun sevgimizden şaşmışım,
 Bahçemizde diken başka gül başka.
 Can Şirin’im, kollarına düşmüşüm,
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 Denizleri bir nefeste içerim.
 Kılıç çalar, mor dağları biçerim.
 Kollarımı kanat yapar uçarım,
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 Yüreğimle rakip olur Ferhat’a,
 Kazma kürek yol açarım Bağdat’a.
 Hızır olur gönlümdeki imdata,
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 Benim için yaratılsa her cürüm,
 Yar yoluna zindanlarda çürürüm,
 Fethetmeye İstanbul’a yürürüm.
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 Aşık Garip mekânında büyüdüm.
 Karacoğlan çadırında uyudum.
 Vuslatından içmek için bir yudum,
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 Yunus olur, hak yolunda koşarım,
 Mevlâna’nın dergâhında yaşarım.
 Yusuf ile kör kuyuya düşerim,
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 Hüküm verse, kalem kırsa hakimler,
 Darağacı celladını kim dinler ?
 Cümle âlem bunu böyle bilsinler,
 Ölürüm de veda etmem bu aşka.
 
 YETERSİN BANA
 
 Bir yırtık pabuçla eski elbise,
 Giyerek gelsen de yetersin bana.
 İçimden sevdayı haykıran sese,
 Uyarak gelsen de yetersin bana.
 
 İstemem yanında getirme bir şey,
 İki gözün var ya, dünyada her şey.
 Sevgi mirasını gönlüme pey pey,
 Sayarak gelsen de yetersin bana.
 
 Yağmura bürüyüp son baharımı,
 Seninle göreyim aşk seherimi.
 Gülen bakışınla sarhoş serimi,
 Ayarak gelsen de yetersin bana.
 
 Sevgimizi kurtar, hasret yasından,
 Gözlerini içir, gönül tasından.
 Maziyi ömrünün yumurtasından,
 Soyarak gelsen de yetersin bana.
 
 Hüzün tarihini geride bırak.
 Vuslat sevinciyle titresin yürek.
 İpek saçlarına kırılmış tarak,
 Koyarak gelsen de yetersin bana
 
 Senden uzaklarda, umudum düşte.
 Hüznüm dudağında açan gülüşte.
 Yaralı kuş gibi ''Seninim işte',’
 Diyerek gelsen de yetersin bana.

 

Sevda Gerçek, Leyla Yalan
 
 Buğulu gözlerde sevgi hâlesi
 Ömrümü tüketen düş güzelim, düş.
 Sağ yanın çelikten inat kalesi,
 Sol yanın mermerden taş güzelim, taş.
 
 Duygu yollarımı yokuşa süren,
 Sevgimi çiğneyip, hasret tüküren,
 Sevdamın gözünü oyup çıkaran,
 İnatla yaptığın kaş güzelim, kaş.
 
 Katil gözlerinin suçu yerine,
 Boynumda ilmeği verdin birine.
 Kirpik uçlarını batır derine,
 Açtığın yarayı deş güzelim, deş.
 
 Ayrılık ölümün doğduğu yerdir,
 Giderken ömrümü sonuna erdir.
 İçimde sevda da, Allah da birdir,
 Senin yüreğinde beş güzelim, beş.
 
 Gönlünün boynuna takar ilmeği,
 Bana da öğretir, felek gülmeyi.
 Sanma ki, unutur, bahtın çelmeyi,
 Yeleni uçurup koş güzelim, koş.
 
 Ayrılıp gitsen de aftadır suçun,
 Sultanı değişmez, kırılan taçın.
 Aşkını harcayan gönüller için,
 Bu koskoca âlem boş güzelim, boş…
 
 Yaşarsın içimde saklanan sırda.
 Sayende yem oldum, çakala kurda.
 Bir mecnun yarattın bu son asırda,
 Hayalin Leylâ’ya eş güzelim, eş.


Elveda
 
 Dudağımda tadı var, verdiğin son busenin,
 O tadı silmek için bütün davranışların
 Artık beni tutamaz, sahte yalvarışların.
 Ömründen kovmak için kararın kesin senin,
 
 Bu sevda sarayının yüreğimde tavanı,
 Ayağıma taktığın çelmeyle yıkamazsın.
 Dünyamdan çıksan bile kalbimden çıkamazsın.
 Duygusuzca harcarken ölümüne seveni,
 
 Geliyorsa elinden yüreğinde tut beni.
 Kaç yerinden kırıldı, yorgun sevda kanadım,
 Sezdirmeden giderim, meçhule adım adım.
 
 Çek kalbimden hançeri, hüznümle unut beni,
 Bakışına takılsın ağıdımdan son seda,
 Cehenneme konuğum, cennetime elveda.


Hüznümle Göm Beni
 
 Seninle göz göze geldiğim günler,
 Vuslatta damattım, bahtiyar oldum.
 Peşinden ruhumu saran hüzünler,
 Yüzünden bir günde ihtiyar oldum.
 
 Gözlerim âleme meydan okuyor,
 Verseler değişmem bir bakışına.
 Gönlümün dağından alev çıkıyor,
 Hasretim benziyor lav akışına.
 
 İçimden kaynayıp, taşar ağıtlar,
 Yağmurlar kıskanır gözyaşlarımı.
 Çiçeksiz bahçemde salkım söğütler,
 Teselliyle okşar gümüş başımı.
 
 Feleği perişan edelim derken,
 Kahrım ona değil, kahrım sanadır.
 İçimde sevdadan okyanus varken,
 Dalgalar ayrılık adasınadır.
 
 Sevda evliyası mazlum gönlümün,
 Sırrıyla yaşarım çok uzaklarda.
 Hasret kapanında kalan ömrümün,
 Haline şaşarım kör tuzaklarda.
 
 Anıtım yaparak, mahzun resmini,
 Asmışım kalbimin nazarlığına…
 Hüznümle gömersin, unutup beni,
 Gönlünün garipler mezarlığına.


Bilseydin

Azat kabul etmez kölen olurdum,
Bendeki niyeti bilseydin eğer.
Hasreti vuslatla bölen olurdum,
Verdiğim kıymeti bilseydin eğer.

Sevdamın sırrını hiç bir kadına,
Verdiğim aklımın gelmez yadına.
Gönlümün içinde sevgi adına,
Yazılı ayeti bilseydin eğer.

Ya bende akıl yok, ya sende bitmiş,
Sabırlar akılın peşinden gitmiş,
Göllere çaldığın mayalar tutmuş,
Sunduğum nimeti bilseydin eğer.

Sevinci dünyamdan kaldırdığımı,
Hüznünü gönlüme doldurduğumu,
Sabrın pençesinde çıldırdığımı,
Kendime hayreti bilseydin eğer.

Hüzün pazarında süren kavgaya,
Son verip tapardın yüce sevdaya,
Yıllardır yalvarıp ulu mevlâya,
Ettiğim hayratı bilseydin eğer.

 

Ömrüne Bahar Getirdim
 
 Tebessümün vardı, dillere destan,
 Onunla süslendi hayaller, düşler.
 Kadrini bilmeden, seni bir zaman,
 Hüzzam makamında bestelemişler.
 
 Kimisi petekten balını almış,
 Kimisi hırsızmış, kalbini çalmış.
 Yüreğin ağlamış, gözlerin gülmüş,
 Bu kahpe dünyada böyleymiş işler.
 
 Sevdikçe düşündüm, aklım ermedi,
 Ellerin bahçemden çiçek dermedi.
 Felek senin gibi mazlum görmedi,
 Hüzünbaz gözünden kurumaz yaşlar.
 
 Nasibin çoksa da aklıselimden,
 Vefasız yılların almış elinden.
 Yanağında açan gonca gülünden,
 Ne zaman söz etsem çatılır kaşlar.
 
 Kaderin kör kuyu, bulunmaz dibi,
 Bir tek seni bulmuş, bahtın garibi.
 Savaş meydanında ganimet gibi,
 Gelenler peyderpey yağmalamışlar.
 
 Eskiye üzülmek, ağlamak boşa,
 Açıldı kollarım, gel koşa koşa,
 Hadi tut elimden, umutla yaşa,
 Bahara dönüşsün karanlık kışlar.

Sevenlerin Piriyim
 
 Mahzun gözüm çerçeve hayalinin resmine,
 Tozlarını fırçalar kirpiklerim aşk ile.
 Hülyalara dalarak dünya kurdum ismine,
 Sana verdim gönlümü, içindeki köşk ile.
 
 Kuşlar seni sayıklar, güller seni anlatır,
 Meleksi hayalini ezberledi geceler.
 Yazdım mavi göklere sevdamı satır satır,
 Ne gözlerin okuyor, ne de dilin heceler.
 
 Hasretinde kusur yok, gönlünde sevgi noksan,
 Cennetin baş köşesi, verdiğin azap bana.
 Kıymetimi öldükten sonra anlayacaksan,
 Erkeğe olmaz deme, bir Tac Mahal yap bana.
 
 Mecnun benden öğrendi, Leylâ nasıl sevilir.
 Sevenlerin piriyim, seni gördüm göreli.
 Hangi Şirin Ferhat’ta böyle asil sevilir?
 Ne ölü ne diriyim, gönül verdim vereli.

Yak Beni Gülüm
 
 Tatlı bir alevsin, düştün içime,
 Sakın ha acıma, yak beni gülüm.
 Gönül iğnesiyle ipek saçına,
 Toka niyetine tak beni gülüm.
 
 Bu akşam ayrılık fazla uzadı,
 Zehirden betermiş, yokluğun tadı.
 Düştüğüm kuyunun hasretmiş adı,
 Elini uzat da çek beni gülüm.
 
 Hayale dalarım inceden ince,
 Seni de yakıyor, bensizlik bence,
 Her gece yatağa girmeden önce,
 Parfüm niyetine sık beni gülüm.
 
 Mahzun gözlerinin beyazı sensin,
 Bana da gözünün elâsı densin.
 Mehtaba haber sal, bahtıma insin,
 Gönül toprağına ek beni gülüm.
 
 Sonunda Kerem’lik geldi başıma,
 Nişancı avcısın gönül kuşuma,
 Aldırma karşında dik duruşuma,
 Gönül tezgâhında bük beni gülüm.
 
 Kölen olduğumu gönlüne söyle,
 İstersen çal yere, un ufak eyle,
 Çilingir soframa otur da şöyle,
 Bardağa mey diye dök beni gülüm.

Hak Etmemiştim
 
 Minnetten usandı, dil de, kalem de,
 Beni el görmeni hak etmemiştim.
 Aşkımı unutup, başka âlemde,
 Hayaller kurmanı hak etmemiştim.
 
 Kırılmış iğneyle kuyular kazdım,
 Gözünün rengine ömrümü yazdım.
 Yolunda topraktım, elinde sazdım,
 Sırtımdan vurmanı hak etmemiştim.
 
 Hüznümün külleri senin ürünün,
 Hasretin resmidir, âlemde ünün.
 Vefasız olmanın bin bir türünün,
 Sırrına ermeni hak etmemiştim.
 
 Hüzünlü halinden sevgi umduğun?
 Kahve gözlerimden eksilmez buğun
 Yaralı kalbime en son sunduğun,
 Zehirden dermanı hak etmemiştim.
 
 Kalbimin ucuyla beş yıl taradım,
 İpek saçlarında kaldı muradım.
 Yalvaran ellerle vuslat aradım,
 Hasrete sarmanı hak etmemiştim.
 
 Adını yazarım, sabır taşıma,
 Hayalin mevsimdir, hasret yaşıma.
 Ayrılık ipinden dertli başıma,
 Çoraplar örmeni hak etmemiştim.
 
 Rakibim olmadan gemiler yakıp,
 Gitmezdin kalbimi kırık bırakıp.
 Sağır sultan gibi yüzüme bakıp,
 Alaycı durmanı hak etmemiştim.

Hüzünlere Nikâh Kıydım

Attın zaman hücresine, maziyi diktin başıma,
Gönlümü bir yaralı kuş, yüreğimi kanat ettin.
Hüzün saldın her günüme, hasret sardın her düşüme,
Ben sevdayı öğretirken, kahretmeyi sanat ettin.

Bahtımdan tek dileğimsin, ömre umut meleğimsin,
Azrail de bir melekmiş, can almayı vaat ettin.
Bebek oldum kucağında, kundağımda beleğimsin,
Ömrün sevda mevsimini bir vedalık saat ettin.

Kerem savcı, Aslı hâkim, kurdum sevda mahkemesi,
Mağdurundum suçlu çıktım, suçlu iken berat ettin.
Duymadığın feryadımın gök kubbeye hâkim sesi,
Sana giden yollarımı zincir zincir Sırat ettin.

Hala hasret yolcusuyum, hala sana koşuyorum,
Bozdun vuslat mevsimini, ayrılığı kırat ettin.
Hüzünlere nikâh kıydım, sevinçleri boşuyorum,
Keçileri imrendirdin, dönmemeye inat ettin.

 

Haram Meyve

Bir hata işledim, bin ceza çektim,
Bu kadar ayrılık yetmez mi, bize?
Kahve gözlerine umutlar ektim,
Bir vuslat çiçeği bitmez mi bize?

Hüzün kumaşından sevdaya yama,
Yapınca hasretten bulandı sema.
Felek pazarında züğürdüm ama,
Borca bir mutluluk satmaz mı bize?

Bölünmüş sevdamız özler sılayı,
Şeytanlar sevinçle çeker halayı,
Elem denizinde batan sevdayı,
Söylesek yunuslar tutmaz mı bize?

Gönlümün tacını düşürür saçın.
Hasretmiş ödülün, inatmış suçun,
Başka bir dünyaya sürülmek için,
Şeytan haram meyve atmaz mı bize?

Ömürde kalmışsa beş altı senem,
Gözünün zulmüyle yanmasın sinem.
Gel şu inadından vazgeç çingenem,
Yıllar her cefayı etmez mi bize?

Ayrılık kahrını yoktan var ettik.
Ayları yılları hep zarar ettik.
Baykuşu kargayı bestekâr ettik,
Bir hazan bülbülü ötmez mi bize?
 

 

Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
 

Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir

Son Güncelleme ( Pazar, 11 Ekim 2009 )