Index AMATÖR SÖZ YAZARLARI AMATÖR SÖZ YAZARLARI |
Murat Demir ( 4 ) |
Yazar Administrator | |
Çarşamba, 20 Haziran 2007 | |
Doldurdu içime dert yığın yığın Her yerde her zaman her gayrılığın Şimdi bu saatte bu ayrılığın Neyini hayıra yorayım gönül Söyle bana senin bu muydu azın Bitirdi ömrümü bitmeyen nazın Şimdi elde kalan ben bu enkazın Neyini hayıra yorayım gönül Hep düşeş hep düşeş alevin harın Bir gün de ikibir gelseydi zarın Şimdi küllerime vuran rüzgârın Neyini hayıra yorayım gönül Faydası olur mu cana yamanın Arasında kaldım ahla, amanın Umudum olmaktan çıkan zamanın Neyini hayıra yorayım gönül
Derdim bir değil ki gözlerim gülsün Tükettin tükettin tükettin beni Aklım hangisine çareyi bulsun Tükettin tükettin tükettin beni Susuz çöller gibi yeşili çimde Ne bahar bıraktın ne yaz içimde Bir değilki zalim binbir biçimde Tükettin tükettin tükettin beni Anlamış değilim neydi niyetin Halbuki çok dedim az ile yetin Demekki bu imiş senin diyetin Tükettin tükettin tükettin beni Dolup taşsa bile çevrem büsbutün Kime diyeyimki elimden tutun Meğer senin dünden bozukmuş sütün Tükettin tükettin tükettin beni Adına yazılmış açık çek gibi Sofrana konulmuş taze kek gibi Dahası sıcacık aş ekmek gibi Tükettin tükettin tükettin beni Buyur Git Neden geri bakıyorsun habire Tutan mı var gidiyorsan buyur git Sen sevdanı koydun diye kabire Batan mı var gidiyorsan buyur git Teslim edip kör şeytana özünü Ben neğleyim kapatmışsan gözünü Ardın sıra ağlayıpta sözünü Atan mı var gidiyorsan buyur git Olur olmaz kişilerle azıpta Bi yerlerde kal kalırsan sızıpta Tehdit gibi kaşlarını kızıpta Çatan mı var gidiyorsan buyur git Şu dünyanın değil kaypak ferdini Bulacaksan benden daha merdini Paketleyip yedeğine derdini Katan mı var gidiyorsan buyur git Gelir sanma aldanıpta ününe Adım atmam gözlerinin yönüne Bent misali uzanıpta önüne Yatan mı var gidiyorsan buyur git
Boşuna çırpınma pişmanlığınla Unuttum hayırsız unuttum seni Tanene de bakmam olsan yığınla Unuttum hayırsız unuttum seni Güneş, ay olsa da sarmalın ağın Ne şavkın lazımdır ne de sıcağın İstersen güzeli sen ol her çağın Unuttum hayırsız unuttum seni Ne kadar desende geldik nazara Bu sevda, sayende düştü pazara Dilersen bir değil bin kez yaz, ara Unuttum hayırsız unuttum seni Beyazı kararttı meylimde eyim Sanmayasın sakın ikilemdeyim Mecbur değilim ki yemin edeyim Unuttum hayırsız unuttum seni Mevsimler zamanla değişir sanma Herkesten her şeyi duy da inanma Kalem kırılalı, yan ya da yanma Unuttum hayırsız unuttum seni
Alev alev yanan gönül Üşüyorsun haberin yok Yar dedikçe kor göğsüne Düşüyorsun haberin yok Ah birtanem emlendikçe Hayal edip demlendikçe Bakışların nemlendikçe Coşuyorsun haberin yok Ben dedikçe in yere in O kadar da değil çizgin Karanlığa dolu dizgin Koşuyorsun haberin yok Gül hicrana neşe kattı Bülbülüne çiçek attı Sense hâla hasret hattı Döşüyorsun haberin yok Ah birtanem emlendikçe Hayal edip demlendikçe Bakışların nemlendikçe Coşuyorsun haberin yok
Boz bulanık sularını göl göle Taşır gibi sıcağını çöl çöle Dizlerinin eşiğinde ben köle Olmasam kahrolurum İçimde ki hasret çalar alarım Yollarına döktüm işte al arım Solacaksam edebimle solarım Solmasam kahrolurum Sevda yüklü yepyeni bir çağ gibi Patlayarak etna denen dağ gibi Yüreğine eriyerek yağ gibi Dolmasam kahrolurum
Anla deli gönül ne olur anla Bu başka gurbettir başka hasrettir Yeter ki anla da ağlarsan ağla Bu başka illettir bu başka derttir Bir kere sevdinmi unutamazsın Masallarla filan uyutamazsın Sözü bal etsen de avutamazsın Bu başka muhabbet başka sohbettir Ondan gayrısını bu dolu kapta Arama boşuna her şeyi yapta Tanrı değilim ki olsun kitapta Bu başka bir farzdır başka sünnettir Ne güneş doldurur ne ay yerini Peşinden koştukça yüzer derini Anlamaz yerlere sürsen serini Bu başka bir hacdır başka hicrettir Ezelden ahire değişmez adı Zehirinin bile nefistir tadı Ölüp dirilsende bilmez imdadı Bu başka bir baldır başka petektir Bu beden ayakta onunla durur Onunla yeşerir o yoksa kurur Yeter ki o olsun fizana yürür Bu başka bir dağdır başka çiçektir Umut ışığımı söndürse bile Aklımı deliye döndürse bile Asla pişman olmam öldürse bile Bu başka bir yoldur başka duraktır Elleri havada gözleri yolda Bırakmaz diyorsan gör aşık olda Olmasada olur her an kol kolda Bu başka bir haktır başka ilhaktır
Kalbim sanki kan koyusu mor kilim Kora dönmüş kül içinde her dilim Can çıkmadan bari söyle sevgilim Hangi sözüm hak etmişti kurşunu Boş değildi içimdeki saf ide Çiçek sendin kalbimdeki nadide Can demem mi yar demem mi hadi de Hangi sözüm hak etmişti kurşunu Bu nasıl aşk bu nasıl bir bilmece Kâbus oldun düşlerimde her gece El duymasın, bana söyle sadece Hangi sözüm hak etmişti kurşunu Elimdeki gül seninken al diye Yüreğimin kapısını çal diye Söyle bana uydurulmuş fal diye Hangi sözüm hak etmişti kurşunu
Aka kara diyorsun Karayı bilmiyorsun Gül desem gülmüyorsun O kadar şaşkınım ki Neşene mi dert kattım Başına mı taş attım Keseni mi boşalttım Anlayamadım Bazan ne varsa silik Bazan çözülür ilik Bu nasıl bir kişilik O kadar şaşkınım ki Güneşini mi yaktım Yüzüne mi yan baktım Yollarda mı bıraktım Anlayamadım Neyin eksikti söyle Peki, halin ne öğle Seni severken böyle O kadar şaşkınım ki Gününü mü kararttım Gülünü mü sararttım Nerde azalıp arttım Anlayamadım Özünü mü kavurdum Külünü mü savurdum Bu kadar mı gavurdum anlayamadım
Eğer bir gün gelir isem aklına Yüreğimi, yüreğinden sökte vur Acıyıpta titrer ise ellerin Dizlerinin üzerine çökte vur Sen ki oldun beni o gün zem eden Bebek gibi kesip giden memeden Vuracaksan vah bi tanem demeden Ahlarını üzerime dökte vur Eğer bir gün düşer isem yadına Bu garibi sen anlat o kadına Vefasızsa, tek Allah'ın adına Boğazından büklüm büklüm bükte vur Aldanmadan gözlerimin seline Acımadan saçımın bir teline Bir zamanlar vermiştim ya eline O an için tam yeridir çekte vur
Sevdalı gönlümün kırık yanını Örmedin bir türlü örmedin gelip Cam gibi dağılmış parçalarını Görmedin bir türlü görmedin gelip Hasret ikliminde çöle dönsemde Mum alevi gibi yanıp sönsemde Gezsede ecelin puştu ensemde Sormadın bir türlü sormadın gelip Bir zaman gül çiçek açan ağaçtım Tıkırtı duydukça kapımı açtım Oysa, ben yaramla sana muhtaçtım Sarmadın bir türlü sarmadın gelip
Gölge düştü şafağımın üstüne Ay uyumuş günüm günden bi haber Bilmiyorum şavkın bana kastı ne Yar uyumuş tenim tenden bi haber Ensesine ayağımı bastığım Sokaktaki taşlar oldu yastığım Yüreğimin köşesine astığım Saz uyumuş telim telden bi haber Çaresizim huzurumdan çok belam Boğazımda düğümlenir her kelâm Benden ona ondan bana yok selam Söz uyumuş dilim dilden bi haber Günden güne tükeniyor nefesim Nere gitti nerde eski gür sesim Neye yarar açık olsa kafesim Göz uyumuş özüm şevkten bi haber
O yar bana yasak koymuş kesinkes Neye gülsem kime küssem bilmem ki Ne acı ki diyemedim pesmi pes Neye gülsem kime küssem bilmem ki Bahçeyemi dikenemi gülemi İpliğemi iğneyemi tülemi Kazanamı ocağa mı külemi Neye gülsem kime küssem bilmem ki Bir bakarsın her ne yapsam kıskanır Bir bakarsın o tanımaz el tanır Bir bakarsın yaptığından utanır Neye gülsem kime küssem bilmem ki Yıldızamı güneşemi ayamı Bardağamı şekeremi çayamı Sevda yüklü trenemi rayamı Neye gülsem kime küssem bilmem ki El dediğin yeri gelir can olur Kara gün de beklediğin kan olur Canhıraş ta elzemine yan olur Neye gülsem kime küssem bilmem ki Tepeyemi bayıramı düzemi Yaprağamı toprağamı güzemi Dilden düşen özüremi özemi Neye gülsem kime küssem bilmem ki Ceketimi alıp gitmem imkânsız Vazgeçemem öyle güzel ki kansız Sanki bana ayar çekmiş vicdansız Neye gülsem kime küssem bilmem ki Ağacamı budağamı dalamı Arıya mı kovanamı balamı Kahveyemi fincanamı falamı Neye gülsem kime küssem bilmem ki
Hiç mi düşünmedin hiç mi giderken Yanmadı mı için veda ederken Artık önemi yok geç ya da erken Bu iş bu kadar mış sende o kadar Sanmaki yüzüne bakarım dönsen Dermansız yarasın artık bende sen Boynuma sarılıp canım da desen Bu iş bu kadar mış sende o kadar Yüreğim meçhulün yolunu tuttu Aklım gül yüzünü çoktan unuttu Can sandığım beni candan soğuttu Bu iş bu kadar mış sende o kadar Artık sana yer yok gönül tahtımda Kara delik gibi oldun bahtımda Oysaki ayrılık yoktu ahtımda Bu iş bu kadar mış sende o kadar
Sanma ki vardır seni unutmamın imkânı Henüz zamanın varken gel beni iyi tanı Yıllar geçip gitse de şu gönlümde yatanı Unutmam mümkün müdür, mümkün müdür sevgilim Sen, göklerde dolunay, ben, sularda yakamoz Hizmetine sunulmuş olsa da bir sürü koz Sorgusuzca kalbinden edilsem de afaroz Unutmam mümkün müdür, mümkün müdür sevgilim Onca duygularımı bir kenara atıp ta Sen varken dermanımı nasıl ararım tıp ta Zehir olsan da seni ellere bırakıp ta Unutmam mümkün müdür, mümkün müdür sevgilim Sırtımdan vurdukların aşsa da beşyüzbini O kadar yalınım ki bilmem nefreti kini Hele ki şu dünyada ilklerimin ilkini Unutmam mümkün müdür, mümükün müdür sevgilim
Geçen yıllara doğru boynumu büküp baksam Gözde yaş aramadan bilirim üzülürsün İhtirasa kapılıp yarınlarımı yaksam Sözde taş aramadan bilirim üzülürsün Dört duvar arasında hasret çekilmez deyim Hüzünlü yüreğimle geçilmez bölgedeyim O gün bu gün gün değil desem ki gölgedeyim Közde kül aramadan bilirim üzülürsün Parça parça dağılır güneşe hüznüm vursa Kar tozu gibi erir dağlar önümde dursa Fenalık aleyhime zembereğini kursa Özde suç aramadan bilirim üzülürsün Yüklerken ayrılığı acıların tırına Elveda notu düştüm aşkın son satırına Yinede sen okuma geçmişin hatırına Bende suç aramadan bilirim üzülürsün Nasıl Utandım Bilseniz Hep derdim ki çok yakınca Durmanın nesi sakınca Birden karşıma çıkınca Nasıl utandım bilseniz Kırıldı sandım belimi Der diye korktum, deli mi Hele tutunca elimi Nasıl utandım bilseniz Başını biraz eğince Hismidir bilmem neyince Gözlerime bak deyince Nasıl utandım bilseniz Sonum ne olur kim bile Kelam etmiyor dil dile Elimde kalan gül ile Nasıl utandım bilseniz Asınca gördüm, başımı Yerlerde ki gözyaşımı Damlası bardak taşımı Nasıl utandım bilseniz Bir teni vardı kar gibi Cana can veren yar gibi Baktıkça beni sar gibi Nasıl utandım bilseniz Karardı gitti göz ferim Dayanana ben er derim Aşkla titrerken her yerim Nasıl utandım bilseniz
Yetmedi mi Çektiklerim Sevgilim Saçlarını örer gibi işledim Ben bu aşkı milimi milimine Kare kare yüreğime fişledim Yıllar yılı dilimi dilimine Hala gelmiş bende neyi ararsın Bana neyin hesabını sorarsın Yoksa bu yüz dahada mı sararsın Yetmedi mi yaptıklarım sevgilim Kavuşmanın hayaliyle yaşadım Bu hasreti zulümü zulümüne Vuslatıma atılmadan bir adım Ömrüm bitti bölümü bölümüne Hala gelmiş bende neyi ararsın Bana neyin hesabını sorarsın Yoksa bahtım dahada mı kararsın Yetmedi mi çektiklerim sevgilim Gül Dökülür Yaprak Çürür Seni iyi tanırım ben Asla farkın olmaz dünden Unuturum sanma sakın Yıllar geçse de üstünden Sen her kime el uzatsan Kanı kurur kalbi durur Hangi bağa adım atsan Gül dökülür yaprak çürür Ben bu yolda çok terledim Her nefeste dert derledim Aşk denilen o kitabı Baştan sona ezberledim Ne olur ki sarı sarı Tonlarca bal yapsa arı Başka kimden beklenir ki Zalimliğin bu kadarı Sen her kime el uzatsan Kanı kurur kalbi durur Hangi bağa adım atsan Gül dökülür yaprak çürür Bak işte Bu aşkın ateşi güneşe inat Senide beni de yaktı bak işte Gücün kaldı ise bir daha sınat Kayadan kayaya çaktı bak işte Huzur filemizde ne şeker ne bal Ne yaprak bıraktı ne çiçek ne dal Gönül gözü bu ya, yaşlarla al al Sevdamız yerlere aktı bak işte Gözümüz görmedi yenliğimizi Ayazda bıraktık şenliğimizi Tel kadar incelen benliğimizi Düğümden düğüme taktı bak işte Bilmem darılır mı eylül ekime Ne desem bilmem ki ne desem kime Keşke dönsem ilkin ile ilkime Yine duyar duymaz baktı bak işte Dost Kalsak ne yazar ki aç ya da çıplak Üç günlük dünyada fazla bile post Mademki yüreğin o kadar ap ak Neden şu puştları alkışlarsın dost İnsan olmak gerek para pul ne ki Neyleyim emeksiz verilen çeki Mecbur değil isen sen söyle peki Neden hırsızları alkışlarsın dost Derdim var demezsin bilirim yansan Kolay vaz geçmezsin bir ömür ansan Ne olur cevap ver doğru insansan Neden soysuzları alkışlarsın dost Dileğim odur ki gönlünü ada Güzel insanlara, terk et git ya da Onurlu yaşamak varken dünyada Neden cambazları alkışlarsın dost Bir Sen Olmadın Dönüpte nereye baksam, hayalin Gözümün önüne çıkar ay halin Bana can oldu da bütün ahalin Bir sen canım benin bir sen olmadın Sevdam isnatsız dı niyetim artsız Söyleyin hangi yıl geçer ki martsız Neler yüreğime doldu da şartsız Bir sen canım benim bir sen dolmadın Kaybettim diyerek sevda maçını Yaş dolu gözlerle gördüm kaçını Bak kimler yoldu da tel tel saçını Bir sen canım benim bir sen yolmadın Söyle Canımın Toprağı Rüzgarı arkana alıp Nere gidiyorsun dalıp Beni hicranlara salıp Söyle gözümün toprağı Ağaç dalına küser mi Düşürdü diye yaprağı Aşk yeli böyle eser mi Söyle canımın toprağı Yere batsın böyle kader Bu nasıl iş nasıl haber Bizi bilen dostlar ne der Söyle sözümün toprağı Aramızda nedir bu set Hani idik tırnakla et Bu nasıl örf nasıl adet Söyle özümün toprağı Ağaç dalına küser mi Düşürdü diye yaprağı Aşk yeli böyle eser mi Söyle canımın toprağı
Çiçeğim de Sensin Gülüm de Sensin
Sana Ne
Yüreğimde Tek Gülsün Dağların eteğinde Ayna yapmıştım camdan Vermek nasip olmadı Ayırdılar goncamdan Tuzaklar kurulmuştu Güneşim vurulmuştu Divana durulmuştu Kaçsam kaçamıyordum Urganlar yağlanmıştı Boynuma bağlanmıştı Gözlerim dağlanmıştı Uçsam uçamıyordum Olacaklar içimden Gelip geçmişti dünden Bir türlü gitmiyordun Gözlerimin önünden Bulutlar bir yandaydı Yıldızlar isyandaydı Asıl derdim candaydı Vursam vuramıyordum Azığım bir fileydi İsyanım nafileydi Düşmanlar kafileydi Kovsam kovamıyordum Ben sevdalı güvercin Benden gayrı herkes cin Ne kadar da kolaymış Vurulması bir gencin Dağlara kar inmişti Ağaçlar devrilmişti Etrafım çevrilmişti Gitsem gidemiyordum Özüme etik değdi Beni yerlere eğdi Tüm eller tetikteydi Kalksam kalkamıyordum
Acelen Nedir Kar bassa da içimi temmuzun sıcağında Bir sevda boranının yanarım ocağında Namerdim üzülürsem ölsem de kucağında Yeter ki bir saniye eli elimde olsun Ben bura da o orda duymuyor bağırsam da Yüreği nasırlaşmış gelmiyor çağırsam da Ne yapsam nere gitsem bilmiyorum Allah'ım Ben bu aşkla ölsem de n'olur tutmasın ahım Sitem etmem kimseye hiçbir yerde durup ta Ne dağda nede bağda senaryolar kurup ta Özüme hilaf katmam hele ki uydurup ta Yeter ki bir saniye eli elimde kalsın Nerde vardır söyleyin yakamoz dolunaysız Hangi bilek atmış ki hedefe oku yaysız Bir şeyi istemeden yaşar giderim haysız Yeter ki bir saniye eli elimde dursun Sevdam Susuz Aşkım Aç Değmeyin kederime Dursun içimde benim Rest çektim kaderime Titrese de bedenim Ah ellerim ah dilim Ne vardır şu hava da Söyleyin, bana kimi Ararsınız dua da Bana en iyi ilaç Hep zamandır dediler Sevdam susuz aşkım aç Yıllardır görmediler Ah ellerim ah dilim Ne vardır şu hava da Söyleyin, bana kimi Ararsınız dua da Karaya bulanmış ak Usanmışım her şey den Yol bitmiş gitmez ayak Beklentim yok bir şey den Ah ellerim ah dilim Ne vardır şu hava da Söyleyin, bana kimi Ararsınız dua da Severim Üzerine kazma kürek inmemiş Gövdesine balta hızar binmemiş Uçsuz bucaksızca geniş mi geniş Ben dağları ormanları severim Gülleri açılan suları coşan Çiçekler rengarenk bir bir boylaşan Atların peşinde tayları koşan Ben bağları ovaları severim Çamuru batağı tozu toprağı Denizi gölet'i balığı ağı Rüzgarla oynaşan dalı yaprağı Ben çayları pınarları severim Gezilmemiş görülmemiş yerleri İnsan olan insan seven elleri Sönmüş ocaklarda değil külleri Ben alevli ateşleri severim Yazın kışın çimenleri solmayan Toprağına gözyaşları dolmayan Etrafında mermer taşı olmayan Ben sahipsiz mezarları severim
Sonsuza Doğru Her neye alsam karar Çevremi dertler sarar İçimden kan ağlarken Sevinsem neye yarar Ben nasıl bir adamım Başıma çöker damım Birine dönüp baksam Konuşulur idamım Sözüm, edebim, arım Her şeyim sensiz yarım Yüzüm avuçlarımda Damlaları sayarım El uzattım güneşe Araya girdi meşe Çaresiz boyun eydim Kalbimi deşe deşe Ben nasıl bir insanım Duracak sanki kanım Şu talihin yüzünden Çıktı çıkacak canım Arım, edebim, sözüm Heder oluyor özüm Feryadım arşa çıkmış Nerdesin iki gözüm Gökyüzünde yıldızım Kaydıkça artar sızım Ben derdimden ölürken Yar sanar yarasızım Ben nasıl bir civanım Elzem oldu şivanım Artık kulak vermiyor Şivanıma divanım Sözüm, edebim, arım Her şeyim kaldı yarım Yüzüm avuçlarımda Günlerimi sayarım
Daha Ne Kadar Yakar
Kapım Açık Bana Dünlerimi Ver Hoş bir telaş gibiydi hoş bir telaş başlarda Seninle aramızda geçenler ilk yaşlarda Şimdi ise erirdi can olsaydı taşlar da Bugünler sende kalsın bana dünlerimi ver Bir insan değişir mi bir insan bu kadar da Bir insan bu kadar da bırakılır mı darda İyisi mi tümünü torla toparla sar da Bugünler sende kalsın bana dünlerimi ver Zavallı yüreğime yokluğuyla zulmeden Sanmam ki bundan sonra yaşarım üzülmeden Senden tek ricam o’ki ezilip büzülmeden Bugünler sende kalsın bana dünlerimi ver Zorlamakla olmuyor vuslatın kapısını Neyleyim yüreğimde kardan soğuk ısını Bırak artık yasını hal hatır sormasını Bugünler sende kalsın bana dünlerimi ver
Dudağında Dudak İzi Olmasın
Yeter ki Ufacık Öpmeden Gitme
Baktım Ağladım Zaman varken hazır zaman Yaşa gitsin yaşa gönül Bağırtmadan dertler aman Yaşa gitsin yaşa gönül Elem başa vurana dek Eller oyun kurana dek Seven kalbin durana dek Yaşa gitsin yaşa gönül Gam kapını açana dek Gençlik elden kaçana dek Gözler alev saçana dek Yaşa gitsin yaşa gönül İçindeki aşk adına Ver gönlünü bir kadına El alemin inadına Yaşa gitsin yaşa gönül Dert sırtına çökene dek Dişlerini sökene dek Gözlerin yaş dökene dek Yaşa gitsin yaşa gönül Ömrün havlu atana dek Can güneşin batana dek Salacakta yatana dek Yaşa gitsin yaşa gönül Adım atıp bilinmeze Ona buna olma meze Yar kolunda geze geze Yaşa gitsin yaşa gönül Aklın baştan çıkana dek Mutluluktan bıkana dek Biri gelip yıkana dek Yaşa gitsin yaşa gönül Ayaklar yan basana dek Çekilmeyen tasana dek Eleğini asana dek Yaşa gitsin yaşa gönül Benim Sevdam Seninkine Benzemez Baştan sona hep aynıdır sansanda Benim sevdam seninkine benzemez Hiç sönmeden ateşlerde yansanda Benim sevdam seninkine benzemez Beni tutmuş küreklerle kürütür Beni tutmuş diyar diyar sürütür Beni tutmuş içten içe çürütür Benim sevdam seninkine benzemez Fırtınası bir değildir her dağın Dikene baş eğmez gülü her bağın Çektiklerim en zorudur bu çağın Benim sevdam seninkine benzemez Beni tutmuş dağdan dağa savurur Beni tutmuş hasretinde kavurur Beni tutmuş hem vurdurur hem vurur Benim sevdam seninkine benzemez Öğren artık işi değil zarifin Ne gerek var kitabına arif in Gözlerimde işte aslı tarifin Benim sevdam seninkine benzemez Beni tutmuş bir kötüye kul etmiş Beni tutmuş üzerine çul etmiş Beni tutmuş on paralık pul etmiş Benim sevdam seninkine benzemez
Bir Damlalık Zehir miydin Nerdesin
Cennetim Sensin
İnanmazsan Bakta Gör
Kınalı Yarim
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
05376910358
Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir |
|
Son Güncelleme ( Perşembe, 27 Ağustos 2009 ) |