Index ![]() ![]() |
Recep Koç |
![]() |
![]() |
![]() |
Yazar Administrator | |
Çarşamba, 20 Haziran 2007 | |
Gülmedik Zaten taşların içinde sevgi aradık hisli sevdalara düşmedik zaten gözlerde olmayan rengi aradık aşkı hiç bir göz de görmedik zaten diyardan diyara göçerek çöktük gözümüzden yaşı severek döktük kalbimizden aşkı keserek söktük naaş'ına bir kefen biçmedik zaten kalk gönlüm gidelim topla maziyi eski aşk satan yok unut sevgiyi akşam oldu yine söyle ninniyi rüyamızda bile sevmedik zaten güller zakkum olmuş zehir kusuyor sevmek unutulmuş aşk küfleniyor yağmurlar kan olmuş aşka ağlıyor biz de halinize gülmedik zaten Kin Duvarı nasılsın diyorsun yıllardan sonra giderken nasıldım bildiğin gibi kimseyi sevmedim aşkından sonra hayat sende kaldı gördüğün gibi limanından uzak fırtınadasın baharsız ağacın son yaprağısın sev deme yeniden sen ağlatırsın bırakıp giderken yaptığın gibi sustur gözlerini çekil kalbimden ne istiyorsun ki kalan ömrümden nefret ettim artık senden kendimden şimdi sen verem ol ettiğin gibi adını yazdırma mezar taşına bir anı bırakma Allah aşkına adını kazıdım kin duvarına ben sevemem artık sevdiğin gibi söndüm sevgilere bir sana közdüm daldım kadehlere maziye yüzdüm gelmedin bir kere ben seni çözdüm defol git vefasız geldiğin gibi Sesim Gözyaşı umurumda mı ki geçen mevsimler sensiz yıllarımda mevsim gözyaşı aşkının mirası sarı mektuplar her okuduğumda halim gözyaşı tutunamıyorum sensiz hayata tuzlu denizler var yanaklarımda aşkla tanıdığım darağacında gel diyorum sana sesim gözyaşı Yavaş Yavaş Küserken yavaş yavaş küserken bu hayata gülmem için dostlar neşe bulmaz ki elim veda ederken bu hayata dönmem için ağlayanım çıkmaz ki gülmeyen gözlerim sessizce çağlar bahtımı seyreden her gönül ağlar her gece gözümden yıldızlar kayar ölmeyi dilerim kabul olmaz ki son kez bakıyorum kara bahtıma dünyanın kahrını attım omzuma tek ben yürüyorum bu uçuruma düşsem de arkamdan mazim tutmaz ki Ağlaya Ağlaya Yazdım Şarkını böyle yaşanmaz gönlüm unutmalısın vazgeç bu rüyadan uyanmalısın ağlayıp kahretme mutludur belki sende gönlüm böyle avunmalısın unut dedin de sen sen unuttun mu yıllardır yalnızsın bir aşk buldun mu bekleme boş yere dönecek diye o çoktan evlendi sen unuttun mu nasıl yaktı beni mazi yangını ilk kez böyle içli andım adını dalıp dalıp gittim senli günlere ağlaya ağlaya yazdım şarkını Yeter Bu Kadar ateşler içinde yanıyor kalbim dağlama ateşi yeter bu kadar mutlu günlerini arıyor kalbim ağlatma gözleri yeter bu kadar sevdi gönlüm seni bak sen ne yaptın sen taptığım aşkım benim canımdın baş koydum aşkına sen ilmek taktın gerdirme ipleri yeter bu kadar farkı yok sevginin can alan çığdan farkı yok sözlerin sokan yılandan farkı yok halimin içen sarhoştan güldürme elleri yeter bu kadar dönmen imkansızsa bir haber gönder çektirdiğin aşka artık bir son ver ya bana bir hançer ya bir gül gönder yaşatma düşleri yeter bu kadar Tutuklandı Yağmurumuz tutuklandı yağmurumuz şebnemler düştü kandan beyaz lalelere sırlandı sancılarımız büküldü dudaklarımız sustu saçaklarda kırlangıçlar yoldu dallar çiçeklerini usulca kaybettik birbirimizin gölgesini gözlerimizin çıkmazında kehribarsı hicran sokuldu sarmaşıklara hüsrandan bir buhran bıraktılar baharımıza güzden bir fırçayla boyadılar yüzümüzü ayazlı harfler öğrettiler kara çaldılar aynamıza kervansız başladı gözlerimizde göç günleri kara yazmalı gelin çehresine bürünmüş aylı bir gecede kutladı ateş kendi dilinde aşkı salıncağında arsız rüzgarları salladı ağlamaya yetti gücüm neydi suçumuz neden tutuklandı yağmurumuz Anladım ki Aşkın Kızıl Bir Dünya anladım ki aşkın kızıl bir dünya kandan gözyaşları bırakıp gittin anladım ki sevdan kara bir rüya bir masal uydurup anlatıp gittin belli olmaz kimin ne çekeceği bilinmez umutla hüsran çiçeği öyle bir yerdir ki mahşer gerçeği dünyanın süsüne aldanıp gittin kalbine bak artık hangi biçimde maziyi arama o kadehlerde pişmanlık duysan da bittin içimde gözlerimden seni akıtıp gittin Hasret Çiçeği hasretinden her gün ağlıyor gözler haberin var mı ki hasret çiçeği inat etmiş bize sanki mevsimler zaman durmuş gibi hasret çiçeği bir ben olmalıyım özlemin de ki bir bana yanmalı göğüsün de ki bana dökülmeli gözlerin de ki aynı benim gibi hasret çiçeği çiçeğim hasrettir aşkın şarabı mazidir mezesi hayaldir tadı bahar yağmuruna benzer gözyaşı akar dua gibi hasret çiçeği Aşk Katili sayende aşkımı kefene sardım mutlumusun şimdi bak ağlıyorsun sevdamı toprağa sensiz bıraktım ağlama üstümü sen örtüyorsun ben istemedim ki derde düşmeyi gül gibi kırılıp boyun bükmeyi ve aşksız geçeçek onca seneyi ben istemedim ki sen biliyorsun aşk katilimiyim öyle demişsin bu aşkı sen bana verem etmişsin talihsiz kalbimde acı mazimsin daldıkça ahımı sen alıyorsun hep içime attım yoldum saçımı tükettin aşkınla sen göz yaşımı sevdam ahirette sessiz kalır mı vebali boynunda sen taşıyorsun
Ağlasın Şubat hayatın donuk renkli siluetine ikimize cennetten yeni renkler
getirmeye gidiyorum
kurduğumuz hayallere
yeşeren kahrıdır sözlerimiz
örülüp toprağa çözülmektir
öpmüşüm zaten
kuşaklar bağlamışım
gündüzüme geceme
yüzün notalardaki suslara
Gelin Çiçekleri
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir. |
|
Son Güncelleme ( Cuma, 06 Haziran 2008 ) |