Besteciler.org 2006-2016
Anasayfa arrow AdanZye arrow Index arrow AMATÖR SÖZ YAZARLARI arrow AMATÖR SÖZ YAZARLARI   
Cumartesi, 20 Nisan 2024
Anasayfa
AdanZye
Besteciler
Söz Yazarları
Amatör Söz Yazarları
Bestelenmiş Sözler
Video Paylaşım
Şairler & Şiirleri
Yılmaz Tatlıses
Erdal Erdoğan
Site İçi Arama
Super.Besteciler.org
Besteciler 2017
besteciler6

bestecilerlogo01.jpg

HEPSI |0-9 |A |B |C |Ç |D |E |F |G |Ğ |H |I |İ |J |K |L |M |N |O |Ö |P |R |S |Ş |T |U |Ü |V |Y |Z

Index arrow AMATÖR SÖZ YAZARLARI arrow AMATÖR SÖZ YAZARLARI

Gürsel İleri PDF Yazdır E-posta
Yazar Administrator   
Pazartesi, 08 Aralık 2008

Sample Image

 

 

HTML clipboard ADINI DUYARIM

Adını duyarım, ürperirim
Bilmezsin sen bunu
Çünkü ben
Ben adını sayıklayarak
Gece yarıları uyanırım
Biliyorum
Hayrı kalmadı artık bu aşkın
Rüyalarıma girsen
Ancak hasrete yorarım
Yine de kıyamadım
Atamadım
Hatıraların hala duruyor
Ve seni düşündükçe
Hele
Hele yüzün ve gözlerin
Gözümün önüne geldikçe
Sevdan yüreğime vuruyor
Adını
Adını duyarım
Yüreğime çığ düşer
Uzaklaşan düşlerin
Kaybolan ümitlerin
Peşinden koşmak
Dizlerimi büker
Öylesine yakınlaşıp
Şimdi erişilmez oldun ya bana
Adını
Adını duyarım
Yüreğim cız eder
Bir selam bile gönderemem sana…

ASLA ASLA

Umuda gebedir, çaresizliğin sancısı
Mümkün mü
Umutsuz insanın yaşaması

Bir gün gelir, nedenler takılır aklına
Bir sebep ararsın, her olup bitene
İçlenir, kırılırsın terk edip, giden sevdiğine
Boyun büker susarsın, yine gömersin derdini içine

Sevmem deme sakın, yeminler etme
Asla asla, diyerek büyük sözler söyleme
Boş ver diyenlere, yalan tesellilere inanma
Sakın, asla "asla" sözünü kullanma

Bir gün gelir, gönül yaraların kapanır
Ellerin derman bulur, yeni umutlara uzanır
İnsanoğlu, an gelir söylediği sözden utanır
Asla deyip te yeminler etme

Asla çok uzun zamandır, inan
Beklemekle tükenmez
Yüreğine bir ateş düşer
Hiçbir şey söndüremez

Sevmek güzeldir, asla "asla" deme
İnsanı yaşatan ümitlerdir, duygularını yitirme
Bir vefasız yüzünden hayata, aşka küsme
Sakın dostum, asla "asla" deme…

ASLA UNUTMAYACAĞIM

Asla unutmayacağım
Kara günlerimde, beni unutanları
Arayıp, sormayanları
Asla unutmayacağım
İyi gün dostu, yüzsüzleri

İyi günde, canım ciğerim
Düşmeye gör, bırakır giderim
Bu mu, bu mu dostluğunuz
Ne halimi sordunuz
Ne kapımı çaldınız
Bu mu, bu muydu dostluğunuz
Çıkar peşinde koştunuz durdunuz
Utanın be! Utanın, insanlığınızdan oldunuz

Neden masallar "bir varmış bir yokmuş" diye başlar
Hiç düşündünüz mü?
Öyleyse bir düşünün hele
Var mı kalan bu dünyada
Bir varız, bir yokuz işte
Bir parça buz gibiyiz sanki, kalmışız güneşte
Bir varız, bir yokuz işte
Masal diyoruz adına da, düşünmüyoruz aslında
Oysa en büyük gerçek, bir masalın ta en başında
"bir varmış bir yokmuş"
İnsanlar, insanlar
Ah! İnsanlar, işte sizi anlatan sözler bunlar

Anlayın artık
Kalacak sanmayın bu dünya size de
Bilmem ki ey sahte dostlar
Dar günümde yüzüstü bırakanlar
Bilmem ki biraz düşünüp, utanır mısınız insanlığınızdan

Hatırlar mısınız, bir vakit başımın tacı idiniz
Başımın tacı
Yalan dostlar, yalancı dostlar
Çıkarcı dostlar
Asla unutmayacağım sizleri
Kalbimdeki acı dostlar

Asla unutmayacağım, asla
Kara günlerimde beni unutanları
Arayıp, sormayanları
Asla unutmayacağım
İyi gün dostu hayırsızları
İyi gün dostu vefasızları

Asla unutmayacağım
Asla
Düştüğümde yüzüstü bırakıp gidenleri...

AŞIĞIM

Aşığım be güzelim, sana aşığım
Sen her mevsimde bahar
Hep tazesin
En güzel çiçekten de güzelsin
Sana kem bakan gözler kör olsun
Adını kötü anan diller kurusun
Canımsın sen
Her şeyimsin
Çok değil, birtanemsin
Adını yıldızlara fısıldadığım
Adını dağlara haykırdığım
Adını şarkılara, şiirlere yazdığım
En kıymetli varlığım
Sen canım
Sen birtanem
Sen sevdiğimsin
Aşığım be güzelim, sana aşığım
Hava diye seni soluyorum
Ömür diye seni yaşıyorum
Seni
İnan seni çok seviyorum...

AŞK ACISI

Yanıyor ya, öylesine acıyor
Ciğerlerimdeki sızıya
Doktorlar bir ad koyamıyor
Ben aşk demeye utanıyorum
Zaten sana bile söyleyemiyorum
Seni nasıl sevdiğimi
Yanıyor ya, öylesine acıyor içim
Biliyorum, çaresi yok bu derdin
Gözlerin celladım oldu
Ben, bu yüreğe, hükmü kendim verdim
Yüreğim sevdana yenik
Aklım sana takılı
Hangi düşman var ki böylesine azılı
Ciğerlerini dağlasın, taa içerden
Kurşunlar sıksın, sevda mavzerinden
Ne bekleyebilirim ki senden
Ne hakkım var buna
Her şey öylesine zamansız
Şimdi, sensiz akşamların kuytusu
Verip te tutmadığın sözler kadar anlamsız
Mevsimler dörttü ya bu alemde
Sen yüreğimi bıraktın baharsız
Hakkım yok ki buna
Sana diyemem ne vicdansız nede insafsız
Sen
Sen yalnız, bir tutku
Bir ümitsin aşksın benim için
Tamam
Kabul, uzak kal
Böylesi hayırlıysa
Ama
Bunu bir yüreğime anlatabilsem
Bir kabullenebilsem, alışsam sensizliğe
Bir de
Bir de canım bu kadar acımasa
Vurmasa sensizlik böyle
Ve geceler böyle merhametsiz olmasa
Seninle dolu düşlerin sonunda
Sensiz sabahlara uyanmasam
Yanıyor ya
Ah! Öylesine acıyor yüreğim
Acıyor...

AŞK ŞARABI

Aşk şarabından
Bir kadeh sundu
Güzel gözlerin
Pembe gülüm
Bak kendinden geçti
Aşka susamış
Sarhoş gönlüm
Sevgide seni seçti
Aşkı arayan
Deli gönlüm...

AŞKA SEVDALIYIM

Ben yalnızlıkların adamıyım
Ben aşka sevdalıyım
Tut ellerimi, bırakma sevdiğim
Bulut bulut, kabarmış yüreğim
Ben sevda denizinde bir salım
Dedim ya güzelim, ben aşka sevdalıyım
Aşka sevdalıyım işte
Var mı bunun bir başka tarifi
Yaşamayan bilmez
Kelimelerle nasıl anlatayım bu hissi
Sensizliğinde bile seni sevmeye müptelayım
Dedim ya
Ben aşka, bir başka sevdalıyım…

AŞKIMI KALBİMDE ÖLDÜRDÜM

Eyvah! Eyvah be vefasız
Seni içimde
Seni kalbimde öldürdüm
Şimdi ben bir katil oldum
Bitmez sandığım sevgimin, katili oldum
Sanki elimi kana buladım
Yırttım, attım, savurdum ateşlere
Bütün mektuplarını
Pişmanlık duymadım hiç
Hiç ağlamadım
Oysa biliyorsun
Ben bu aşka nasıl da bağlıydım
Kıymetim bilindi mi vefasız
Gör işte gör, son pişmanlık nasıl da faydasız
Ah! Ulan, senin yüzünden katil oldum
Öldürdüm içimde aşkımı, sevgimi
O en güzel hislerimi
Seni! Seni be vefasız
Seni kalbimde öldürdüm
Allahım ben bir katil oldum
Aşkımın
Bitmez sandığım sevgimin, katili oldum
Söyleselerdi, inanmaz, güler geçerdim
Bak sayende, ben bir cinayet işledim
Kalbimde aşkımı
En güzel duygularımı öldürdüm…

ATEŞ OLMAYAN YERDEN


Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış
Vay anasını be, vay!
Dost sözü, büyük sözü dinlemek lazımmış
Vay anasını vay! Aşk gözümü kör yapmış
Ne kötü ne iyi
Dinlemedim kimseyi
Tutuldum bir zalime, haine
Yazık ettim, kul köle yaptım kendimi yalan sevgiye
Yaktım ah! Yaktım canımı
Yüreğimi kanattım
Ah! Anacığım, ben seni ağlattım
Bağışla, bağışla sen beni
Dinlemeliydim daha en başta o sözlerini
Sevmek olmazdı, olmamalıydı kadir kıymet bilmeyeni
Boşa söylenmemiş onca söz
Sevgiyle bakmazmış kem göz
İçime oturmuş gönül acısı
Baharı beklerken gelmiş güz
Ağlarım şimdi, dört yanımı dertler sarmış
Canım dedim, oysa, vefasız, hayırsızmış
Vay anasını be vay!
Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış...

AYI

Vay anam vay
Bunun gibi
Neleri gördüm, kurulmuşlar bir makamda
Gel gör ki;
Adamlığın "A" sı yok adamda
Bir şeylerin ölçüsü bozuk hamurunda
Ya adamda olması gereken bir şey yok
Yada olmaması gereken bir şeyler çok
Mesela mertlik, delikanlılık, yürek sıfır da
Kıvırcıklık, yalancılık çok bol onda
Tavuk bile su içer Allah'ına bakar
Allahlım korusun
Böylesi adamın başını belaya sokar
Aman neme gerek
İnanmak güvenmek
Atalarımız bile ne güzel demiş
Maalesef, köprüyü geçene kadar
Gerekiyormuş
Ayıya dayı demek
Ama böylesine dayı demekte
Dayılığa ayıp etmek
Allahın gücüne gitmesin, tamam o da bir kulu
Ama adam insanlığın tam bir kılı
Dört dörtlük ayı da, diplomalı ayı
Şansı varmış ayının
İyi yere açmış tezgahı
Varlıklı kapıya damat olmuş, kurtarmış paçayı
Kapmış parsayı, kurulmuş makama
Ulan gam yemem vallah
Herif benzese bir parça adama...

AYILAR KIZDI

Ulan sana hitaben
Ayı, diye bir şiir yazdım
Ayılar gücendi
Teessüf ederiz Gürsel abi, dediler
Bula bula bu kılı bize mi benzettin
Vallah abi ayıp ettin
Yani ne diyeyim
Ayılar da haklı
İnsanlığın bütün kusurları sende saklı
Korkaklık, döneklik
Yalancılık, ikiyüzlülük
Kıvırcıklık, kalleşlik
Ve bilumum her türlü adilik
Haa bak unutuyordum, bir de kılıbıklık
Ulan bide seni müdür yaptılar ya
Utancından yerin dibine geçti insanlık
Sanki bu koca memlekette
Başka adam kalmadı
Harbiden ayılar bile kızdı
Belki tek ortak noktamız armudun iyisi
Ama bu şerefsiz mahlûkatların en adisi
Yapma abisi, dediler
Bula bula bize mi benzettin bu şerefsizi
Gerçekten ayılar da haklı yani
Benim gibi duygusal bir şaire
Bu şiiri de yazdırttın ya hani
Ne diyeyim be, Allahından bul
Ona havale ettim seni…

AYLİN

Bugün, bu şarkıyı dinlerken
Birden seni hatırladım Aylin
Anladım ki maziye gömülüp, gitmemişsin
Belki de şimdi, çoluk çocuk sahibi bir annesin
Bugün gibi hatırlıyorum
Yıllar önce kalbim çarparak
O sınıfa ilk girişimi
Yanına oturuşum, bana kalem verişini
Ben, mahcup, utangaç
Yüzüne bile bakamamıştım
Ne güzel saçların vardı
İpek gibi, uzun
Nede içliydin nazlı kuzum
Ne çabuk alınır, kırılırdın
Sen benim bir tanecik sıra arkadaşımdın
Vardı elbet, her insan gibi
Senin de dertlerin, kederlerin
Anlatır ağlardın
Dinler, çare olamazdım
Biliyor musun Aylin
Ben sana hiç aşık olmadım
Ama sana karşı duyduğum duyguların
Adını da hiçbir zaman koyamadım
Bugün yine seni hatırladım Aylin
Burnuma şarap kokusu geliyor
Ardından çok içtim o zıkkımı ben
Senin yokluğunda, yalnızlığımda
Tutunacak bir dalım yoktu ki
Sen ara deyip, ben aramadığımda
Ve her şey için çok geçti
Seni tekrar bulduğumda
Burnuma şarap kokusu geliyor, aklıma gözlerin
Hala albümümde resmin, okul formasıyla
Hani birinde tüm arkadaşlar
Sınıfça resmimiz
Hani bir diğerinde, kızlarla beraberiz
Hala albümümde duruyor resmin Aylin
Yüreğimde saklıyorum anılarını
Parmaklarımda hissediyorum yumuşaklığını
Parmaklarımda hissediyorum sanki
Okşadığım o tel tel ipek saçlarını Aylin
Bugün yine aklıma sen geldin
Biliyor musun Aylin
Ben de şimdi bir babayım
Allah bağışlarsa bir oğlum var
Çok sevmekte, tapmaktayım
Annesinden ayrıyım, her şeyi bitirdim
Oğlum için yaşamaktayım
Zaman ne çabuk geçiyor be Aylin
Bazen buna şaşmaktayım
Beden yaşlansa, saçlar ağarsa da
Bir şey var içimizde, bir şey yüreğimizde
Ta yediden yetmişe hep aynı kalan
Değişmeyen bir şey var, farkındayım
Ama artık susmaktayım
Ah Aylin ah!
Sen benim bir tanecik sınıf arkadaşımdın
Beraber az mı kopya çekmiştik
Bir kapris miydi, sebebi neydi
Vallahi hatırlamıyorum
Son günü dargın bitirmiştik
Hiç unutmam o günü
Daha sonra karneleri almaya gelmiştik
Karşılaşıp, bakışıp, göz göze gelince
Dudaklarımızda bir tebessüm belirince
Ne küskünlük kalmıştı, ne dargınlık
Ayaküstü kalakalmıştık, tokalaşırken
Elim elinde, gözlerim gözlerinde öylece
Kalakalmıştık dakikalarca
Ayrılabilmiştik ancak
Tekrar görüşmek, buluşmak için sözleşince
Biliyorum, maalesef sözünü tutmayan ben oldum
Ama dedim ya
Tutunacak bir dalım yoktu ki
Sen ara deyip, ben aramadığımda
Yalan yazmaz benim kitabımda
Vay be Aylin vay!
Herkes kendi yolunda, kaybolup gitti sonunda
Haydi yolcu yolunda gerek
Haydi yine git maziye, güle güle Aylin
Ve ara sıra sıyrıl anılardan
Yine çal bu yüreğin kapısın


AYNI KİŞİYE YAZILMADI

Aynı kişiye yazılmadı bunca şiir
Kimi nefretimdi, kimi hasretim
Kiminin gözleri yemyeşildi
Kiminin kömür karası
Kiminin bu yürekte hatırası
Bir kişiye yazılmadı bunca şiir
Gönlüm nehir oldu aktı
Kimi yaktı yıktı
Ortaya bu şiirler çıktı
Aynı kişiyi anlatmadı bu mısralar
Aynı kişiye feda edilmedi uykular
Kimisi yalancı
Kimisi kalbimden silemediğim acı
Kimisinden kaldı, yürekte derin bir sancı
Aynı kişiye yazılmadı bunca şiir
Kimi hasreti yaşattı
Kimi hıyaneti tanıttı
Kimi güldürdü, kimi ağlattı
Hep aynı kişiyi anlatmadı bu şiirler
Kiminde yalan oldu verilen sözler
Kiminde yollara baktı durdu gözler
Kimi unutulmaz öykü
Bıraktı bu yürekte, sevda denen yükü
Hepsi farklı birbirinden bir bir
Aynı kişiye yazılmadı bunca şiir...

AYRILIK DEDİ

Eyvah! Aklıma gelmeyen başıma geldi
Kara vicdanlım, ayrılık, dedi
Hani yarınlar bizimdi
Sevmek sevilmek güzeldi
Şu başıma gelene bak
Sevdiğim, ayrılık, dedi
A vefasızım
Şu yüreğimde bir acı, sızım sızım
Söyle ayrılığı kim istedi
Şimdi sensizim, anlamsızım

Of! Kara gözlüm, ayrılık, dedi
Kendime kızıyorum
Bu kadar sevilmez diye
Kendime soruyorum
Bu son
Bu bitiş niye?

Vay vay! O yar, ayrılık, dedi
Nasıl sevda imiş bu böyle
Sanki beni büyüledi
Bin yemin üstüne yemin
Tövbe etsem de sevmeye
Taşısam da hep bu acıyı içimde
Hasret kalsam da gülmeye
Tutamıyorum
Tutamıyorum sözümü
Yaradan aşk ile yoğurmuş sanki özümü
Sevmekten vazgeçemiyorum

Seviyorsan
Dilin nasıl vardı, ayrılıktan bahsetmeye
Nedir şu seven yüreğimin çilesi
Çekilmiyor böylesi
Neydi ki sebep, neydi
O vefasız yar, ayrılık dedi...

BAKMAK VE ANLAMAK

Bir gece vakti
Başımı kaldırdım
Baktım gökyüzüne
Yıldızların altında

Anladım ki o anda
Bir zerreyim bu alemde
Sensizim hemde
Ne varsa ellerimde
Bekçisiyim,emanetçisiyim sadece

Bir düşün dostum,iyice
İyi,kötü herşey Tanrı'dan emanetse
Emanete hıyanet olur mu sence?

Bir gece vakti
Yüzüme vurdu rüzgar
Kaldır başını,bak diyordu sanki
Şu sonsuzluğa
Bunu bir yaradan var
Koparır ondan kulu,uzaklaştırır
Yanlışlar,günahlar
Yaklaştırır doğrular

Haydi dostum,biz insanız!
İnsanlar doğruyu bulmalılar

Bir gece vakti
Başımı kaldırdım
Baktım gökyüzüne
Gülümsedi yıldızlar...

BATAN GÜNEŞ

Cebimde Son Umut Kırıntısı
Batan Güneşi Seyrediyorum
Ne Çabuk Geçti Yıllar
Hala Seni Arıyorum
Bakma Saçlarımdaki Aklara
İçimde Hala Sana Muhtaç O Çocuk Var
Ne Çok Şeyi Alıp Götürdü Yıllar
Batan Güneşi Seyrediyorum
Bir Başıma, Yapyalnız
Diyorlar Ki, Yalnızlıkmış
Her İnsanın, Eninde Sonunda Kaderi
Yüreğimde Son Umut Kırıntısı
Hala Seni Bekliyorum
Birgün Dönersin Diye Geri
Silip Silip Şu Yaşlı Gözleri
Batan Güneşi Seyrediyorum
Ellerimde Son Umut Kırıntısı
Belki, Belki Gelir Diyorum
Oysa, Alıp Götürdükleriyle
Yıllar Dönmez Ki Geriye, Biliyorum
Kanadı Kırık Bir Göçmen Kuş Gibiyim
Şu Akşamın Koynunda
Asla Açılmayacak Bir Kapıyı Çalıyorum
Gözlerimde Son Umut Kırıntısı
Batan Güneşi Seyrediyorum…

BEKLEMEK

Tanrım, beklemek öyle zor ki
Zaman yüreğime basa basa
Yüreğimi eze eze geçiyor
Öyle de ağır ki
Dizlerimi büküyor
Yorulmuşum
Bu omuzlar bu yükü çekemiyor
Beklemek, ah beklemek!
Her anı zulüm
Avuçlarım ter içinde, sırsıklam
Zaman geçmek bilmiyor
Sabır da fayda etmiyor
Tanrım, beklemek öyle zor ki
Gözlerim yolda, kulağım telefonda
Zaman vuruyor yüreğime tokmak tokmak
Tek işim, durmadan yollara bakmak
Her adımımda
Dünya dar geliyor voltama
Kısılmışım, sıkışmışım
Bağrımdaki zindana
Beklemek öyle güç ki Tanrım
Ne gelirse elimden
Yapmak boyun borcum
Sonrası sana sığınırım
Beklemek öyle zor ki Tanrım
Ne olur bağlanmasın elim kolum
Bir anam var şu yalan dünyada
Bir de oğlum
Sana emanettir tüm sevdiklerim
Sana uzanır ellerim
Bırakma Allahım, sakın biçare
Cehennemin provası sanki
Beklemek, beklemek öyle zor ki...

BEKLEYENİM SEN OLSAN


Tüm cihan
Yedi düvel
Kırk sekiz afet
Önüme engel dizilse

Bekleyenim sen olsan
Engel kim olabilir bana
Bu aşk yolunda

Seven sen olsan
Sevilen ben...

BELKİ

Işığı gördüm bir defa
Bir daha yüzümü dönmem karanlığa
Gün gelir
Belki
Bağışlarım bana kurşun sıkan düşmanımı
Ama
Hıyanet eden dostumu asla…

BELKİ BU AKŞAM

Gittiğinin miladı dolduğundan beri
Belki dönersin, diye geri
Belki bu akşam
Hep aynı umut, hep aynı duygu
Hep aynı beklenti her akşam
Belki kapım çalınır
Kolların boynuma dolanır
Belki bu akşam, biter ayrılık
Bu çile, bu hasret, sensizlik
Ne desem
Olmaz olsun böyle yaşam
Kahretsin, yine gelmedin, diyerek her akşam
Hava karardı, saçıma aklar yağdı tek tek
Hangi istek, hangi saplantı
Bu yüreği böylesine kanattı
Bunun adı bende aşktı, sende heves
Belki gelir diye bu kez
Her akşam
Belki bu akşam diye diye
Alıştır, diyor, içimden bir ses, kendini
Ona hasret ölmeye…

BEN

Bir bir tattım
Her satırındaki kederi
Genç yaşımda yazdım
Istırap dolu binlerce şiiri
Benim sanmayın
Aslında
Bunlar, onun eseri
Bilmem ne yapmalı
Bu kötü kaderi…

 

 

HTML clipboard AKŞAMÜSTÜ
 
 Yine hüzünlü bir şarkının
 Namelerine boyandı akşamüstü
 Yokluğun cana yetti gülüm
 Sayende bir seven, hayata küstü
 
 Yine sensiz kedere büründü
 Güneş yaslı battı akşamüstü
 Tek tesellim, hayalin gözlerimde
 Bir selamın, bir çift sözün ayaküstü
 
 Yine sensiz, sessiz bir hıçkırık ile
 İçin için ağladı akşamüstü
 Bir ümit ile bir mecnun yarattın da
 Bıraktın beni bu aşk yolunda yüzüstü...
 
 ALLAH KORKUSU
 
 Gelir insana her kötülük
 Allah korkusu olmayandan
 Allah korusun kulunu, böyle insandan
 Gece olup, başını yastığa koyduğunda
 Eyvah! Ben bugün ne yaptım, demiyorsan
 Bir sızı, bir ağırlık olmuyorsa vicdanında
 Uyuyup kalıyorsan, tatlı bir uykunun kollarında
 Daha ne ister ki insan, bundan başka
 Daha ne ister gönül
 Allah sevgisi ile düşmekten gayrı aşka
 
 Adın kötüye çıkmadan
 Bir kalp kırmadan
 Bir cana kıymadan
 Gelmiş vakit saat, gidiyorsan bu dünyadan
 Ve
 Tüm eller açılıp ta
 "iyi bilirdik, hakkımız helal olsun"
 Diyorlarsa ardından
 Daha ne istensin bir kuldan
 Daha ne beklensin bir insandan
 
 İnsanı korur kötüden, kötülükten Allah korkusu
 Şerefiyle, onuruyla yaşatır ar duygusu
 Çölde kalırsan anlarsın
 Bir ton altından kıymetlidir o an, bir damla su
 
 Giderken şu dünyadan, bir bak ardına
 Geride bıraktığın servetine, malına
 Dön de bir bak ardına
 Onları kazanmak için neler harcadın
 Ne kalpler kırdın, kimleri ezdin geçtin belki de
 Şimdi bir bak, ne aldın da yanına
 Ne götürüyorsun oraya
 Hani şu yürekte sevgi
 Hani şu yürekte huzur var ya
 Senin için bir kalp atmaya
 Senin için bir göz ağlamaya
 Devam ediyorsa, bundan güzel daha ne olsun
 Belki de çok geç değildir, inan
 Yüreğinde Allah korkusunu taşıyorsan
 Ve tövbe ediyorsan, günahına, yanlışına
 Doğru kulu, doğru yolu bulursun
 Hani şu yürekte sevgi
 Hani şu yürekte huzur var ya
 Bir tatsan, bir tanısan
 İnan bir ömür tiryakisi olursun…
 
 Gürsel İleri
 
 
 
 ALLAH VAR OĞLUM
 
 Canım Oğlum, İsmet Alp İLERİ'ye...
 
 Bu dünyada kalan
 Giderken her şeyi yanına alan yok oğlum
 Ama
 Allahsızlar, vicdansızlar çok oğlum
 Çalanlar, çırpanlar
 Tüyü bitmedik yetim hakkı yiyenler
 Çok
 Çok oğlum
 Gün gelip, her yapılanın
 Hesabı sorulacak oğlum
 Bu dünyada yalan dolan çok oğlum
 Ama üzülme
 Hiç merak etme
 Gün olacak
 Mutlaka hesap sorulacak oğlum
 İnsanım diyen
 Sözünde duracak oğlum
 Adam gibi adam olacak
 Sözünde duracak
 Korkma
 Ne çıktıysa bu ağızdan
 Baban sözünü tutacak oğlum
 Sabır gerek
 Ve
 Sonra mücadele etmek
 Olmaz ki hazır beklemek
 İnsan önce savaşacak
 Sonra Yaradana sığınacak oğlum
 Hayat bir savaş
 Hayat düşe kalka, bata çıka
 Hayat kimine ipek halılar
 Kimine mayın döşeli bir yol
 Neler çıkacak bu yolda karşına
 Ah! Ne insanlar, ne vicdansızlar
 Ne Allahsızlar
 Kimisinin eli yağda olacak
 Kimisinin balda
 Kimi yolcu, kimi hancı dünya denen bu handa
 Korkma
 İnan Allah var oğlum
 Hepsinin
 Herkesin gideceği yer aynı sonunda
 Yitirme sakın cesaretini
 Olsan da en umutsuz anda
 Bekle
 Tutun hayatın kollarına
 Umudun olsun yarınlarda
 Belki çok şey de
 İnan her şey değil para da
 Azrail rüşvet yemiyor
 Silinip gidiyor
 Ne makamlar, ne saltanatlar
 Sahipsiz kalıyor
 Ne saraylar, ne yatlar, ne katlar
 Yaşamak var ya oğlum
 Onurunla, şerefinle
 Bir de sevgi ektiysen yüreklere
 Bir Yunus'u düşün, Mevlana'yı, Pir Sultanı
 Bir de sevgi ektiysen onlar gibi yüreklere
 Silinmiyor asla adın, çağlar, asırlar
 Merak etme
 Korkma
 Allah var oğlum, Allah var...
 
 AN OLUR (DOKUNMAYIN)
 
 An olur, sukut bile suskunluğa
 Gömülür
 An olur, ben bile umutsuzluğa
 Düşerim
 Ağlıyorsam kınamayın
 İçiyorsam hor bakmayın
 Yalvarırım
 Dokunmayın, dokunmayın
 Bırakın beni kendi halime
 
 Hatalarım vardı bağışlanacak
 Bağışlamadan gitti
 Duygularım vardı anlatılacak
 Duyamadan gitti
 
 An olur, en büyük sevgiler
 Biter
 An olur, en güzel hayaller
 Söner
 Ağlıyorsam küçümsemeyin
 İçiyorsam hor görmeyin
 N'olur
 Dokunmayın, dokunmayın
 Bırakın beni kendi halime…
 
 Gürsel İleri
 
 ANAM
 
 Yücelir
 Yükselir ulu ulu
 Sana minnetim
 Ah! Anam
 Nasıl
 Nasıl da bir zaman
 Sana nankörlük ettim
 Dönüp arkamı emeklerine
 Boş verip, o güzel sözlerine
 Bir yanlış yola gittim
 Büyüklük derler ya, işte bu
 Sen hep affettin
 Yücelir
 Yükselir ulu ulu
 Sana minnetim
 Ah! Anam
 Ne zaman kaldıysam
 Dertlerin elinde yetim
 Yine
 Yine başucumda hep sen bittin
 Yücelir anam
 Yükselir ulu ulu
 Sana minnetim…
 
 ANAR SENİ
 
 Gam yükün yüklenip
 Akşam olup, efkâr basınca
 Deli gönlüm dertlenip
 Anar seni, anar
 
 Aşktır bu, düşmeyen ne bilsin
 Eller isterse gülüp geçsin
 Yeter ki sende birazcık sevesin
 Kanar yüreğimde yaram, kanar
 
 Daha vakit tez, nedir bu hüzün
 Kıvılcımın parlayacağı zamandır
 Gözlerimde canlanır güzel yüzün
 Arar seni gönlüm, arar...
 
 ANASINA BAK KIZINI AL
 
 Anasına bak, dediler, kızını al
 Onlar da insan sevecek göz mü var
 Ah dostlar ah!
 Sevenin gözü kör olur göremez
 Önünde dursa da sıra dağlar gibi doğrular
 Baldan tatlı gelir yalanlar
 O boş, bomboş umutlar
 Dinlemedim dostlarımı, dinlemedim
 Düştüm bir hayırsızın ardına
 Kapılıp o sahte sevdasına
 Tuttum bir yol dönmedim, dönemedim
 Belki de ben ağlamayı hak ettim
 Ama sevmekti tek suçum
 Sevmek
 Sevmeyi bilmeyeni
 Öyle kalpsiz, duygusuz, onursuz birini
 Nasıl da kanmıştım
 Gerçek sanmıştım o yalan sözlerini
 Gözlerimin içine baka baka
 Bire bin kata kata
 Nasıl da sevdirmişti bana kendini
 Yalanlarını ata ata
 Yanmıştım ben anam, yanmıştım
 Vazgeç, demişti dostlarım, inanmamıştım
 Anasına bak, kızını al
 Onlar da insan sevecek göz mü var
 Bağrına basıp ta, dersen yar
 Yarın karşına zehirli yılan olur çıkar
 Gerçekten de öyle oldu
 Vay anam vay
 Yazık bu seven kalbe, bu akılsız başa
 Bilmem alıp ta vursam hangi taşa
 Ah dostlarım ah!
 Sizi nasıl da dinlemedim
 Ne diye sevdim, ne diye
 Bağrıma taş basmalıydım
 Sevmek yok deyip, susmalıydım
 Kendimi değil, ben onu unutmalıydım
 Hep söylediler, vazgeç dediler
 Yar olmaz ondan
 Anasına bak kızını al
 Onlar da insan sevecek göz mü var
 Bağrına basıp ta dersen yar
 Yarın karşına zehirli yılan olur da çıkar
 Ah dostlar ah!
 Ne de doğru
 Ne de doğru konuşmuşlar...
 
 ANLADIM
 
 Bazı şeyler vardır ki hayatta, öylesine ani
 Sen ve seni sevmek gibi yani
 Ve anlamak bunu
 Hani sıcağı sıcağına anlamazsın ya
 Bir yaranın acısını
 Bir mermi deler de geçer
 Sonradan fark edersin akan kanı, sızısını
 Yokluğunda daha çok anladım
 Hayatımdaki anlamını
 Nasıl özledim bilemezsin, o bakışlarını
 Hiçbir şey vermedi bu yüreğe o sıcaklığı
 Nasıl özledim bilemezsin
 Ceylan gözlüm, o bakışlarını
 Sen gittikten sonra anladım
 Bu yüreğe nasıl yazıldığını
 Silemem
 Unutamam seni
 Geleceğim, diye verdiğin sözlerde durmasan da
 Ardına kadar açık, yalnız sana
 Şu gönül kapısından girip, kalmasan da
 Silemem
 Unutamam ben seni
 Vazgeçemem senden
 Aşığım
 Aşık olmuşum meğer, küçüğüm ben sana
 Hani sıcağı sıcağına anlamazsın ya
 Bir yaranın acısını
 Bir mermi deler de geçer
 Sonradan fark edersin akan kanı, sızısını
 İşte bu böyle
 Aşık olmuşum meğer, bebeğim ben sana
 Düşünemiyorum, sensizliğin sonrasını...
 
 ANLAT BE ALİ
 
 Anlat be dostum Ali!
 İnsanları daha tanımadığım belli
 Anlat bana şu insanları dostum, anlat
 Ne yapsam, vazgeçemiyorum, sevmekten
 Kurtulamadım, aşk ile çarpan şu yürekten
 Anlat be Ali anlat!
 Suç mu sevmek gerçekten
 Ne kara günler gördüm ben, ne acılar
 Bir başıma yaşadım, aylar, yıllar
 İyi günde çoktur dostlar
 İnsanı çok severler
 Ah be Ali!
 Düşmeye gör, bırakır gider şerefsizler
 Ama göğsümüzü germek kalır bize yine, gururla
 Övünürüz, şahlanırız, yıkılmadığımız acılarla
 Anlat be dostum Ali
 Bugünlere geldim ne zorluklarla
 Kalbimdeki her acı
 Alnımdaki her çizgi
 Bir madalyadır, hayattaki savaşlarla
 Anlat be dostum Ali
 İnsan sevince en büyük yanlışı mı yapıyor sence
 Ah be dostum Ali ah!
 Oysa sevmek en güzel, en hoş duygu bence
 Canım dostum, Ali'm
 Nefretten vazgeçelim, gel yine sevelim
 Anlat demiyorum bak aşkı, sevgiyi
 Onlar anlatılmaz, yürekte yaşanır
 Sevdiğin yanın da olmasa da
 Ömür boyu aranır
 İnsanın bir dert ortağı, sırdaşı
 Kalbinde biri olmalı
 Yoksa bu hayata nasıl katlanır
 Anlat be dostum Ali anlat
 Sevmeyi ben biliyorum
 Sen bana insanları anlat
 İkiyüzlüleri, yalancıları anlat
 Benim yüreğim sevgi dolu
 Sen bana vicdansızları anlat
 Madem, çok insanlar gördüm, diyorsun
 Madem ki biliyorsun
 Anlat be dostum
 Anlat be Ali anlat...
 
 APTAL
 
 Hatırlamıyorum, neden çıkmıştı
 Kalplerimiz bir hiç yüzünden kırılmıştı
 O sebepsiz kavgamızın üstünden
 Bilemiyorum, ne kadar zaman geçmişti
 Okulun son günü, veda töreniydi
 Bir bitişin başlangıcı
 İçimde tarifsiz bir acı
 İtiraf edemesem de kendime
 Gözlerim onu arıyordu, belliydi
 Birden karşılaştık
 Sezdirmedim ama dünyalar benim oldu
 Öylece bakıştık
 Bir anda ne dargınlık kaldı ne kırgınlık
 Gülümsedik, tokalaştık
 Gözlerimi unuttum, gözlerinde
 Ellerimi unuttum, ellerinde
 Öylece kaldık, kalakaldık ayaküstünde
 Ah! Ben ne aptalmışım
 Onun kıymetini nasıl, nasıl da anlamamışım
 Şimdi soruyorum kendime
 Hep söz verdim de
 Neden ben onu hiç, hiç aramadım
 Telefonlar ederdi
 Seni özledim, sesini duymak istedim, derdi
 Konuşurduk dakikalar saatlere erişince
 Sözleşirdik buluşmaya, konuşmamız sona gelince
 Tutmazdım sözümü, tutmazdım
 Ben su katılmadık bir aptaldım
 Nede güzel gözleri vardı
 Hani siz hiç ceylan gördünüz mü?
 Öyleydi işte, çok güzeldi gözleri
 Hele bir saçları vardı
 Omuzlardan bellere dalga dalga salınan, akan
 Birde boyun büküşü vardı, içimi yakan
 Ben oldum ya
 İnanamıyorum, ben oldum onu yüzüstü bırakan
 Ben aptal, bir aptaldım
 Bunu çok, çok iyi anladım
 Arardı beni hep, yalancısın, derdi
 Vefasızsın, derdi, sitem ederdi
 Ne yalancısı, ne vefasızı
 Ben bir aptaldım
 Kafasızdım, kafasız
 Ah ulan! Kaybedilir miydi öyle kız
 Kaybettim ya ben onu
 Bunu da başardım
 Ben tam bir aptaldım…
 
 ASLA ASLA
 
 Umuda gebedir, çaresizliğin sancısı
 Mümkün mü
 Umutsuz insanın yaşaması
 
 Bir gün gelir, nedenler takılır aklına
 Bir sebep ararsın, her olup bitene
 İçlenir, kırılırsın terk edip, giden sevdiğine
 Boyun büker susarsın, yine gömersin derdini içine
 
 Sevmem deme sakın, yeminler etme
 Asla asla, diyerek büyük sözler söyleme
 Boş ver diyenlere, yalan tesellilere inanma
 Sakın, asla "asla" sözünü kullanma
 
 Bir gün gelir, gönül yaraların kapanır
 Ellerin derman bulur, yeni umutlara uzanır
 İnsanoğlu, an gelir söylediği sözden utanır
 Asla deyip te yeminler etme
 
 Asla çok uzun zamandır, inan
 Beklemekle tükenmez
 Yüreğine bir ateş düşer
 Hiçbir şey söndüremez
 
 Sevmek güzeldir, asla "asla" deme
 İnsanı yaşatan ümitlerdir, duygularını yitirme
 Bir vefasız yüzünden hayata, aşka küsme
 Sakın dostum, asla "asla" deme…
 
 
 

 

HTML clipboard ACABA
 
 Yürüsem, şu uzayıp giden yolda
 Bıkmadan, usanmadan
 Varırım belki sonsuzluğa
 Kim bilir, belki de sana
 
 Yürüsem
 Hiç yorulmadan
 Acıkmadan
 Yağan şu yağmurda ıslanmadan
 
 Ben bir damla
 Dertler umman
 Nerede ya
 Nerede o derman...
 
 ACIMASIZ UMUTLAR
 
 Yıllarımı çaldınız umutlar
 Beklettiniz, beklettiniz
 Hep beklettiniz
 Beni sevdiğimden ettiniz
 
 Hayırsız umutlar
 Vefasız umutlar
 İnsafsız umutlar
 Yalancı umutlar
 
 Ömrümü çaldınız benden
 Sabrımı tükettiniz
 Beklettiniz, beklettiniz
 Beklete beklete, kahrettiniz
 Beni sevdiğimden ettiniz
 
 Acımasız umutlar
 Merhametsiz umutlar
 Hayırsız umutlar
 Vefasız umutlar&
 
 ADINI YAZDIM
 
 Adını yazdım şiirlerime
 Güzel yüzünü süs yaptım düşlerime
 Adını yazdım kalbime
 Adını yazdım kaderime
 
 Meçhul yol şu gittiğimiz
 Meçhul şu yarınlar
 Kaybetmekte var ya seni
 Özleyip sevgini
 Ömür boyu yaşatmak hasretini
 
 Kolay değil bu sevdiğim
 Adını yazdım kaderime
 Adını yazdım kalbime
 Adını yazdım şarkılarıma
 Adını yazdım umutlarıma...
 
 AĞLA
 
 Gör bak, bir gün senin de umudun tükenecek
 Beklemek neymiş
 Sabır nasıl bitermiş
 İnsan nasıl tükenirmiş
 Gör bak, bir gün sen de öğreneceksin
 Ağla işte o an ağla
 Beni hatırla
 Beni hatırladıkça ağla
 Mutluluk olur muymuş ayrılıkla, anla
 Ağla işte o an ağla
 Bizi birbirimizden koparan yıllara
 Bizi birbirimizden ayıran yollara
 Bizi yüreğimizden vuran acılara
 Ağla bir tanem ağla
 Beni ağlattığını hatırladıkça ağla
 Gör bak, bir gün senin de umudun tükenecek
 Beklemek neymiş
 Sabır nasıl bitermiş
 İnsan nasıl severmiş göreceksin
 Yalnızlığı, pişmanlığı tanıyacaksın
 Beni
 Beni işte o zaman anlayacaksın...
 
 ACILAR NE KADAR DÖKÜLEBİLİRSE KAĞIDA
 
 Şu acılar var ya
 Ya susup kahrolmak, içine atmak, ya anlatmak, paylaşmak
 Ya da yazmak gerekiyor
 İçine gömsen olmuyor
 Her fırsatta hortluyor
 Her zaman da anlatacak bir dost bulunmuyor
 Yine sonunda yazmak kalıyor
 Acılar ne kadar dökülebilirse kâğıda
 İşte benim şiirlerimde
 O acılar saklı mısralarımda
 Döküyorum yüreğimi
 Acılar ne kadar dökülebilirse kâğıda
 Acıyor içim
 Acılar yağıyor sicim sicim
 Sen anlat bu hissi kalemim
 Okur belki biri bir gün
 Anlar bir gün biri, beni o satırlarda
 Döküyorum içimi
 Acılar ne kadar dökülebilirse kâğıda...
 
 AĞLAYAMADIM
 
 Yaş doldu gözüm
 Ağlayamadım, ağlayamadım
 Asıldı yine yüzüm
 Uykumla vedalaşıp, bu gece
 Düşündüm maziyi
 Düşünmek olsa da işkence
 Düşündüm anılarımı
 Gözlerim kıskandı gözyaşlarımı
 Ağlamak istedim, ağlayamadım
 Sordum sabaha dek, bin defa
 Yüz bin defa
 Bunca acı, bunca kahır neden
 Ne olurdu olmasaydı bu dertler
 Anlayamadım, anlayamadım
 Ağlamak istedim, ağlayamadım
 Bekledim, bekledim doğacak günü
 "sana yıkılmak yakışmaz" dedim
 Uçurumun kenarına geldim, düşmedim
 Ah bir de bu gece ağlayabilseydim
 Şu kederi, acıyı yüreğimden sökebilseydim
 İçimde hüznüm
 Birbiriyle kavgalı, dünüm ile bugünüm
 Yaş doldu, doldu taştı da gözüm
 Ağlayamadım, ağlayamadım…
 
 AH BU RAMAZANLAR
 
 Ah! Bu ramazanlar
 İbadetten öte
 Öyle yer etmiş ki yürekte
 Ah! Bu ramazanlar
 Bir adım daha yaklaşır, yaradana
 Akşam olur koşar, yuvasına
 Koşar, orucunu bozmak için, insanlar
 Ne hoş, ne anlamlı
 Bir başkadır, ramazan da akşamlar
 Ayak sesleri çekilir, bir bir
 Akşam olur, koşar yuvasına, insanlar
 Bomboş sokakların, sessizliğinden
 Şu yolların tenhalığından, sükuttan mı
 Garip bir huzur çöker üstüme
 Hele bir de rastladıysa ramazan
 Bu yıl olduğu gibi, Eylül'e
 Özlenir, anılır
 O eski ramazanlar, tatlı bir hüzünle
 Ah! Bu ramazanlar
 Yıllar geçmiş, saça düşmüşse aklar
 Nasıl da yüreği dağlar
 Çocuklukta kalmış anılar
 Gecenin bir vakti, o davulun sesi
 Akla gelir
 İftar topu
 Ramazan pidesi
 Her çocuk yüreğin, bir anneanne, bir babaannesi
 Hasret olur, süzülür gözlerden, yıllar öncesi
 Böler gecenin karasını, ramazan davulunun sesi
 Ah! Bu ramazanlar
 Yıllar alır, götürür çok değeri
 İnsanoğlu, anladığında
 Bir daha onların gelmeyeceğini geri
 Yaşar yüreğinde, hasretle o eski günleri
 Nerede
 Ah! O eski ramazanlar
 Babam rahmete kalmamış
 Anam böyle yaşlanmamıştı
 Dedem bile hayattaydı
 Her şey nasıl da farklıydı
 Ah! Şimdi nerede kaldı o eski ramazanlar
 Kayboldu gitti, o eski tatlar
 Yüreğim özlemle çarpıyor, ağlıyor anılar
 Ah! Bu ramazanlar...
 
 AKŞAM OLMAK ÜZERE
 
 Akşam olmak üzere
 Gün kavuşuyor, usul usul
 Kuşlar yuvalarına uçuştu
 Karıncalar çekildi yerden
 Bir sayfayı daha kopardık
 Ömür denen takvimden
 Hiç düşünüyor muyuz acaba
 Bugün
 Yarın için ne ektik
 Yoksa koca bir günü
 Ömürden boşuna mı eksilttik
 
 Akşam olmak üzere
 Tatlı bir yorgunluk sardı bedeni
 Diliyorum Allahımdan, unutma sakın
 Her akşam, her akşam düşün beni
 
 Akşam olmak üzere
 Yolcular yoluna koyuldu
 Haydi hoşçakalın, ağaçlarım, çiçeklerim
 Allaha emanet olun
 Yarın görüşürüz
 Gel kardeş
 Bir parça mutluluk var avucumda
 İstersen bölüşürüz
 Mutluluklar bölüştükçe büyür
 Sevgiyle bakmasını
 Kaybetmeden kıymet bilmesini
 Ve şükretmesini bilirsen
 Yüreğimizde daha neler neler büyütürüz
 Haydi hoşça kal
 
 Akşam olmak üzere
 Anam şimdi bakar yollarıma
 Her akşam aynı taze özlem
 Benim duyduğum gibi oğluma…
 

 

HTML clipboard GEÇTİ Mİ DERSİN SEVDA ZAMANI...

Mazi oldu, o en son ayrılık anı
Yıllar var ki unuttum avuçlarımda
Bir elin sıcaklığını
Ey yüreğim duyan olmuyor feryadını
Geçti mi dersin sevda zamanı

Ne sevdalara kapıldım da
Görmedim ben, o siyah gözler gibi bakanı
Ey yüreğim, ne çok sevdin sen, beni yakanı
Olmaz, diyor ya, herkes bu sevdaya
Geçti mi dersin sevda zamanı

Böyle sevmek
Ve o, bir daha, bir ömür yok demek
Umudu kesip, bunu kabullenmek
Bu ne hale koyar insanı
Dert verip, arama, der gibi dermanı
Yazdı mı dersin, kahpe felek, ayrılık fermanı
Geçti mi dersin sevda zamanı

Söyle
Ey yüreğim, söyle biter mi bu öykü
Siler o kara gözler hayalimi
Unutur mu beni
Biçti mi dersin, zalim kader
Bu sevdaya kefeni

 

BÖYLE GİTME...

Kalbimi kırıp git
Umutlarımı yıkıp git
Küçümseyen gözlerle bakıp
Şu yüreğime bir kurşun sıkıp git
Ama
Ne olur böyle gitme
Hala sevgin yüreğimde
Gelecek mi, gelmeyecek mi diye, beklediğim yerde
Cevapsız sorular bırakıp benliğimde
Böyle gitme

Böyle gitme, gözlerin gözlerimde
Böyle gitme, yerleşip düşlerimde
Hiç değilse bu sevdanın ipini çekecek
Derman bırak boş ellerimde
Bu kadar masum, günahsız gitme

Beni canımdan usandırıp git
İstersen sana âşık olduğum için, utandırıp git
Ama
Böyle gitme
Geleceğim, bekle, diye kandırıp gitme

Bu sevdaya dair tüm umutlarımı alıp git
Dünyamı yıkıp git
Canımı yakıp git
O kara gözlerinle, öyle bakıp gitme

Sevmiyorsan hiç acıma bana
Seni sevdiğim için, suçluluk duyma
Bu sevdadan bir zerre
Ne olur bırakma bende
Böyle gitme
Sevgini öldürmeden yüreğimde

 

ARKADAŞIM YUSUF

Benim bir arkadaşım vardı
Yusuf... Yusuf um
Arkadaştan öteydik, sanki kardeş
Zaten diyorlar ki kırklarımız karışmış
İşte böyle
Biz Yusuf la kardeş gibi büyüdük
Gün geldi bir parça ekmeği
Soğanla, zeytinle katık edip bölüştük
Gün geldi, aynı kıza vurulduk, küstük dövüştük
Ama hiçbir zaman ayrı kalamadık
Yusuf bensiz, ben Yusufsuz yapamadık

Fakirdik, ilkokulu zor bitirmiştik
Pantolonlarımızda yamalarımız
Yarım simitti tüm katığımız
Düşerdik okul yollarına
Can dostum Yusuf umla
Benim derslerle aram olmadı hiç
Ne matematikten, ne fenden
Çakmazdım hiçbirinden
Kafam basmazdı işte... Gittik ite kaka
Oysa Yusuf başka, bambaşkaydı
Çalışkandı, kafalıydı hakikatten
İmkânı, fırsatı, hele hele parası olsaydı
Hiçbir şey alıkoyamazdı onu yükselmekten
Garibanlık fırsat vermedi, belimizi bükmekten
Paramız olmasa da umudumuz tükenmedi hiçbir zaman
Hayallerimiz vardı, gelecekten yana
Bir iş kuracaktık, ortak olacaktık
Her şeyin yarısı ona, yarısı bana.

Bir gün parkta otururken beni buldu
Yürümüyor, sanki uçuyordu
Hayrola Yusuf ! dedim.
Sana n oldu ? Atıldı, sarıldı boynuma
O da seviyormuş beni... Böyle takmıştı kafasına Aylin i...

Bizim Yusuf iyice abayı yakmıştı
Sık sık buluşur olmuşlardı
Son günlerde Yusuf beni bile boşlamıştı
Kıskanmıyorum desem yalandı
Nereden çıkmıştı bu Aylin denen kız
Bizim Yusuf aşkıyla dillere olmuştu sakız
Ah be Yusuf um!
Bir gün Yusuf iki altın yüzük aldı
Söz yaptılar sözde aralarında
Yüzükleri taktılar parmaklarına
Beni şahit tuttular aşklarına
Herkes senin gibi yürekten mi sever be Yusuf um
Yusuf şimdi iyice kafayı takmıştı
Ben aidim diyordu Aylin e
Aylin diyordu da başka bir şey demiyordu
Eyvahlar olsun! Yusuf elden gidiyordu

Bir akşam ava gittik
Tek kırmalarımız hazır tetik
Dört şişe şarap, beş bıldırcın
Sabahı ettik
Başka mevzu mu yoktu
Yusuf içtikçe hep Aylin den konuşuyordu
Yeter dostum, şişirdin ! desemde
Adamın umurunda olmuyordu
Olmasa da aramızda
Yusuf sayesinde
Sanırsın ki Aylin, avda yanımızda

Aradan iki gün geçti
İki gündür görememiştim Yusuf u
Yine o Aylin denen kız yüzünden sandım
Özledim de hayırsızı
Daha fazla katlanamadım... Çaldım
Aralandı kapısı. Karşımda yaşlı anası
Öptüm elini, sordum bizimkini
İçeride yatıyormuş, hasta olmuş
Herhalde avda üşüttü. Beli ağrıyor, gel oğul
Buyur Dedi yaşlı kadın, gözlerinde keder
İçeri daldım
Yusuf n aber! N oldu ulan sana hadi kalksana!
Diye takıldım
Ama... Ama
Yusuf gerçekten hastaydı anladım
Gözlerinin feri gitmişti
Ne olmuştu bu çocuğa böyle birden bire

Günler geçtikçe
Yusuf gitmedi bir türlü iyiye
Gitmedi be
Ağrıları sıklaştı, arttı. Dayanılmaz oldu
Kimi üşütmekten, dedi. Kimi böbrekten
Sarardı, soldu zayıfladı Yusuf um
Bir gece sabaha karşı attık hastaneye
Böyle başlandı sözde tedaviye

Günler geçiyordu
Türlü türlü tedaviler sürüyordu
Ama Yusuf... Yusuf um bir mum gibi eriyordu
Saçları da dökülünce tamamen
Anlamıştım... Anlamıştım acı gerçeği
Yusuf! Yusuf kanserdi
Artık bir deri, bir kemikti
Her fırsatta hastanedeydim
Sık sık dolaşıyordum, teselli veriyordum
Üzülüyordu Yusuf... Kahrediyordu
Görüyor musun be kardeş, ne hale geldim. Diyordu
Üzülme sen Yusuf. Diyordum.
Üzme kendini hele bir iyileş bak! Eskisinden gür
çıkacak saçların... Oysa Yusuf canı gibi bakardı saçlarına
Geçer ayna karşısına, taranırdı dakikalarca
Ulan artist misin ! derdim
Dağıtıverirdim saçlarını
Bir kızardı ki sormayın... Birden
Ah be kardeş ! dedi Keşke keşke olsa o saçlar yine
dağıtıp yine kızdırsan beni... Bir şey söyleyemedim. Boğazımda bir düğüm
Öylece bir gülümsedim, gözlerim yaş dolu dolu
Öylece bir gülümsedim, dişlerimi sıkarak
Gözlerim yaş dolu dolu
Öylece bir gülümsedim, başımı hafif hafif sallayarak
Hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tutarak
Ah be Yusuf um
Yetmez gibi bu derdin
Hasta bedenin, yorgun kalbin
Nasıl acısını taşır, nasıl yükünü taşır ihanetin
Sorma bana, sorma sakın! Sorma onu
Ama ne çare
Yusuf um hep o vefasızı soruyordu
Aylin neden... Neden hiç gelmiyordu?

Sonunda Yusuf u taburcu ettiler
Yani kısacası
Git te evinde öl, dediler
Zaten ellerindeki üç beş kuruşu da tüketmişlerdi
Yusuf ta bitmişti
Bir battaniye içinde taşıdık yatağına
Yaşlı anası, üşümesin diye
Çıplak başına bir şapka giydirdi
İki kaşık çorbayı zor yedirdi
Yusuf artık bir tevekküle gömülmüş gibiydi
Gözleriyle çok şeyler anlatıyor
Ama kelimeler ağzından çıkacak
Takadı bulamıyordu
Öyle bitkin, öylesine halsizdi Yusuf um
Birden eli havaya kalktı
Elimi yakaladı
Ta gözlerimin içine baktı
Allahım o ne acı bir ifadeydi öyle
Yine... Yine onu sordu Yusuf um
Aylin neredeydi, neden hiç arayıp sormuyordu?
Neden bir kerecik bile gelmiyordu?
Başımı eğdim
Yusuf elimi bırakmıyordu
Bu kez gözyaşlarımı gizleyemedim
Kendimi tutamadım, hıçkırıklarımı engelleyemedim
Yusuf her şeyi anladı
Çoktan birini buldu da o vefasız şimdi başkasının kollarında

Dememe gerek kalmadı
Sustu Yusuf, sustu
Bir daha konuşmadı
Bir ara uykuya daldı
Sonra birden sıçradı, uyandı
Gözlerime baktı kaldı
Hiçbir şey anlatamadı... Ağlayamadı
Sabaha karşı
Sabaha karşı beşi çeyrek geçe ruhunu teslim etti
Acılarını, ihaneti her şeyi bitirdi kardeşim
Sarıldık yaşlı anasıyla
Ağladık, ağladık, ağladık
Yusuf umun açık gözlerini kapadık
Çenesini bağladık

Öğleye doğru kaldırdık cenazeyi
Birkaç konu komşu, birkaç arkadaş
Yusuf u verdik toprağa
Hava sıcaktı
Dönüşte her yer çok ıssız, çok karanlıktı
İçimde tarifsiz bir acı, bir sıkıntı
Evime doğru yürüyordum
Birden köşeden o çıktı
Aylin di
Yeni sevgilisiyle eleleydi
Bir elinde dondurması
Neşeli bir kahkaha attı
Güneş vurdu, parmağında bir şey ışıldadı
Bu! Bu Yusuf umun aldığı söz yüzüğüydü
Hala Aylin in parmağındaydı
Gayrı ben ne anlatayım
Gayrı ben ne söyleyeyim
Sen! Sen kalk be Yusuf um
Kalk gör son nefeste
Adını sayıkladığın Aylin i
Kalk be Yusuf um kalk gör
Geride bıraktığın kardeşinin halini
Kalk be Yusuf um kalk gör
Bu kahpe dünyanın halini
Benden bile mi çok sevdi bu
Kara topraklar seni
Kalk be Yusuf um kalk

Koşuyordum şimdi, hızla çılgınca
Koşuyordum kimseler görmesin diye
Duvarları yumrukladığım için kanayan ellerimi
Koşuyordum kimseler görmesin diye
Yaşlar... Yaşlar ile dolup taşan gözlerimi

Kalk! Kalk be Yusuf um
Sen! Sen gör halimi
Kalk! Kalk be Yusuf um sen gör, paramparça olan
Dağlanan... Cayır cayır yanan yüreğimi...

Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır

Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir

 
Son Güncelleme ( Çarşamba, 24 Aralık 2008 )
 
Loading...
Webdesign by Webmedie.dk Webdesign by Webmedie.dk