Index AMATÖR SÖZ YAZARLARI AMATÖR SÖZ YAZARLARI |
Turan Şakalar ( 3 ) |
Yazar Administrator | |
Pazar, 05 Temmuz 2009 | |
Savaştayım ruhum ile Barışa yüzüm kalmadı Dost değil düşmanla bile Yarışa yüzüm kalmadı. Kanınızı Yerde Koymayacağız Şahit olsun dağlar şahit olsun gök Kanınızı yerde koymayacağız! Budansa da dallar sökülemez kök Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! Düşman dost görünüp hain vuruyor İkisi birleşip plân kuruyor Bilmem ki bu itler ne kuduruyor? Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! Emanettir bize bu Cennet Vatan Bunun tapusudur toprakta yatan Ey düşman ey hain utan lan utan! Artık ABD yi duymayacağız, Şehidin hakkını koymayacağız! Duymaz mısın Barzani yi caniyi? Hainlere dizdikleri maniyi Dövünen ağlayan pîr-i faniyi Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! Bire bin verenler şehitlersiniz Vurulup ölmeyen yiğit ersiniz Er doğup toprağa er düşersiniz Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! Çekilin önümden değmeyin bana Kıyılır mı bunca körpe fidana Yetmiş milyon kurban olur vatana Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! Yediği çanağa işenir mi hiç? Cennete mayınlar döşenir mi hiç? Hain hainlikten üşenir mi hiç? Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! ŞAKALAR ım önden gitmeye hazır Vatanı uğruna bitmeye hazır Büyük davasını gütmeye hazır Artık ABD yi duymayacağız, Kanınızı yerde koymayacağız! Karargâhım Aşktır Benim Ne evim var ne de barkım Karargâhım aşktır benim Dönmese de dünya çarkım Karargâhım aşktır benim& Dünya harap ben harabım Üç sayfalı bir kitabım Bitmez derdim ızdırabım Karargâhım aşktır benim& Ömrümün mühleti bitti Dünya beni çok incitti Düşüncem gönlümde yitti Karargâhım aşktır benim& Dünya fani ömür kısa Ölüm İlahi bir yasa Yaşarım içimde tasa Karargâhım aşktır benim& Her günüm bir başka dava Bulunmaz derdime deva Kader aşkı görmüş reva Karargâhım aşktır benim& Dertli ömrüm güle döndü Artık bana yol göründü Izdırabım aşkla yundu Karargâhım aşktır benim& Gönlüm şiir kalem yazar Yazdıkça dertlerim azar Hayat biter azar azar Karargâhım aşktır benim& Kendine Gel Titre kendine gel ey necip nesil! Gaflete dalıp da eli güldürme Evlâd-ı fatihân senin soyun bil Üç beş yaltakçıya uyup çıldırma! Ak pürçekli ak saçları yoldurma! Anan da bellidir baban da belli Nasıl olur yılbaşılar Noelli? Neyin var yanık ses sazın var telli Bize elin düğününü çaldırma! Ak pürçekli ak saçları yoldurma! İçmek istiyorsan pekmez iç çay iç Güzelim çorbanı kâsene koy iç İçindeki sese kulak ver duy iç Bardağına şarap marap doldurma! Ak pürçekli ak saçları yoldurma! Bayramımız emsalsizdir dünyada Düğünüm var görülecek rüyada Ne gezersin sen yabancı hülyada? Devam eden töremizi kaldırma! Ak pürçekli ak saçları yoldurma! Dört mevsim yaşanır cennet vatanda Onun için şehit düşmüş atan da Ay Yıldızlı Bayrağım var arkanda Dikkat et al rengi sakın soldurma! Ak pürçekli ak saçları yoldurma! Kulluk Allah adır hilâl göklerde Haça boyun eğme celâl göklerde Hâl içinde hâl var her hâl göklerde Yüce değerlere dönüp saldırma! Ak pürçekli ak saçları yoldurma! Kızıyorum Faydasız olan ünlere Yazıyorum ben Ya Rabbim Sensiz geçen günlerime Kızıyorum ben Ya Rabbim... Kul Olma Nefsine Mü'minler kardeştir tefrikâ haram Miracı fırsat bil, dön gel Kur'ân'a Nefsinle hesaplaş sabah ve akşam Her seher vaktinde yalvar Mevlâ'na. Kul olma nefsine baş kaldır daim Nefse ağır gelen belaya sabret Seni yaratan kim? Asî nefsin kim? Ömrünün hakimi İlâhî kudret. Memleketimin Üstüne Herkes başka oyun oynar Memleketimin üstüne Yılanları salanlar var Memleketimin üstüne. Takvim kayıp saat durmuş Sahtekârlar oyun kurmuş Adaletsizlik oturmuş Memleketimin üstüne. Sanıyorlar bizi davar Hainler var zalimler var Oynanıyor türlü kumar Memleketimin üstüne. Can veririm ser veririm Bayrağı öper veririm Kalıcı eser veririm Memleketimin üstüne. Artık bizi güldür felek Yaşayalım hep gülerek Sevdalı bir yürek gerek Memleketimin üstüne. Gecesini gündüzünü Sevelim yazla güzünü Çevirelim dost yüzünü Memleketimin üstüne. Yüreğimiz göz göz olsun Verdiğimiz söz öz olsun Sevdamızı saç tuz olsun Memleketimin üstüne. Bir gün gelir rahmet yağar İmanımız küfrü boğar Ebetteki güneş doğar Memleketimin üstüne. Men Türkmenem Men Türkmenem Türkü ağıt sözlerim Türkülerim ağlar dudağım titrer Ay Yıldız uğruna çile çekerim Ya Rabbi bizlere o günü göster Bu zulüm işkence bu çile yeter! Derdimle yaşlanıp geçti asırlar Dostlarla araya çektiler duvar Daha anlatacak neler neler var Ya Rabbim bayrağım bir rüzgâr ister Bu zulüm işkence bu çile yeter! Gündüzlerim ümit gecem velvele Düşmanlar baskında verir el ele Hepsinin arzusu aynı mesele Türkiyem Türkmenem sesime ses ver Bu zulüm işkence bu çile yeter! Duvarlar yıkılsın hasretlik dinsin Boynumdan şu mazlum yaftası insin Sinemdeki kara leke silinsin Gönlümde istiklâl rüzgârı eser Bu zulüm işkence bu çile yeter! İçimde hasretlik reçete acı Beşikteki balam bana duacı Dar ağacı olsa bile ilacı İçerim yine de Allahu Ekber! Bu zulüm işkence bu çile yeter! Mevlânâ Celâl nuru parlıyordu yüzünde Yüklendi mânâyı geldi Mevlânâ... Kâinât saklıydı O'nun özünde Mâverâ kokulu güldü Mevlânâ... O bir seyyah idi ruhuysa hancı Mevlâ'ya âşıklık ise kazancı Bazen kervan oldu bazen kervancı Bazen ayaklara yoldu Mevlânâ... Mevlâ'nın ismini tende gizledi Habibinin sünnetini izledi Bir ömür sevdayla vuslat gözledi Gerçek derviş gerçek kuldu Mevlânâ... 'Hamdım, piştim, yandım.' dedi boyuna Lâyık oldu Resûlünün soyuna O'nun yüzü hürmetinin suyuna Aşkla yanmış benzi küldü Mevlânâ... Allah'tan gelmişti Allah'a gitti Ne bir gönül yıktı ne kul incitti Yaktı gönülleri gözlerde tüttü Nice Mecnun'lara çöldü Mevlânâ... Mekke'den Konya'ya geldi kervanı Buhranlı ruhlara verdi dermanı O Sultanlar Sultanı'nın fermanı Semâ etti yandı oldu Mevlânâ... Emirler sultanlar saygıya durdu Çünkü O kalplere yansıyan nurdu Çağlara Mevlevî mührünü vurdu Derin tefekküre daldı Mevlânâ... Büyük mutasavvıf hem de şairdi Sözlerinin tümü aşka dairdi Asırlar üstüne çağlar devirdi Asrı asra katan seldi Mevlânâ... Semâ ile sevgiliyi zikretti Her nefes alışta Hakk'a şükretti Şükürde kayboldu Dost'u farketti Varlıkta yokluğu buldu Mevlânâ... 'Putperest de olsan yine gel.' dedi Semâ et Mevlâ'ya bağla bel dedi İbret al sevdayla açar gül dedi Hakk'ın kapısını çaldı Mevlânâ... Neyzen çaldı döndü açıldı kapı Gönlünde yıkıldı tüm fânî yapı Çileler üstüne edildi tapu Kendini ummana saldı Mevlânâ... 'Edep Ya Hû! ' dedi edeple baktı Teni kesret saydı nefsi bıraktı Âb-ı hayat oldu kâlplere aktı Yanan dilsizlere dildi Mevlânâ... Tevâzûyu destur etmişti zâtı Geçmişti nefsinde olan sıratı Sağ eline almış idi berâtı Ölmeden çok önce öldü Mevlânâ... Arttı O'nun Hakk aşkıyla ziyneti Gönle tesir ediyordu sohbeti Muhabbet yolunda arttı kuvveti Rahmetler yağdıkça doldu Mevlânâ... Pişmişti ruhunda gurbetlik aşı Güle çevirirdi atılan taşı Akarken gözünden hicran gözyaşı Vuslat mendiliyle sildi Mevlânâ... ŞAKALAR çileyi hep Hakk'tan bilir Hakk'tan geldiğini topraktan bilir Aklı ermez ama kulaktan bilir Çileli gönlünü aldı Mevlânâ... Muhabbetin Çiçeği Özüne köz düşmüşse mâhur bir beste gibi Yana yana açılır muhabbetin çiçeği& Semâzen olur ruhun bezm-i elestte gibi Döne döne açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Âşık gurbete düşüp çileyi yüklenirse Sevda sevda dertleri derdine eklenirse Sevgilinin yolunda bir ömür beklenirse Kına kına açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Gaflet kalkar gönülden âşık aşka düşünce Vuslata erer gönül yana yana pişince Bir ummana karışır ırmak olur peşince O na O na açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Gönle düşen her damla rahmete kapı açar Sevilen âşığından usûl gereği kaçar Nisan yağmurlarında etrafa koku saçar Yuna yuna açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Muhabbete tutulup yanacak gönlün varsa Yüreğin bir davanın sevdasıyla atarsa Aşk dolu iç âlemin dış âlemin kadarsa Sana sana açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Çilesi bin ömürdür muradı yok olmaktır Yoklukta var olmanın sevdası Ene l-Hakk tır Sevda çeken gönüle bülbüller konacaktır Kona kona açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Toprakta tohum tohum ağaçta yaprak yaprak Mülkü sevda denilen bir mülke olmuş bayrak Susamış gönüllere âb-ı hayat sunarak Suna suna açılır muhabbetin çiçeği& Anlaşılır o zaman Necip Fazıl gerçeği... Mukayese Ben dünyayım fakat sen bir uzaysın Bende hayat varsa sensin bereket Ben hedefin oku sen ise yaysın Ben senden zenginim sen benden cömert& Mutlu Kim? Her nesnede bir güzellik bulduysan Bu dünyada senden mutlu yok demek... Güzellikte tefekküre daldıysan Bu dünyada senden mutlu yok demek... Hâl dilinle suskunluğu bozduysan Yok denende var olanı sezdiysen Bir gecede kâinatı gezdiysen Bu dünyada senden mutlu yok demek... Kini hırsı bir çırpıda attıysan Düşküne mazluma el uzattıysan Her hayırda başka bir zevk tattıysan Bu dünyada senden mutlu yok demek... Kırmadıysan bir insanın kalbini Unutmadı isen Yüce Rabbini Her günün olduysa bir hesap günü Bu dünyada senden mutlu yok demek... Gül attıysan taş atana sen de hep Hayatın gönlüne olduysa mektep Hayrı ediyorsan Allah'tan talep Bu dünyada senden mutlu yok demek... Şükrettiysen her nimete bin kere İnandıysan içten hayır ve şerre Bildiysen Allah'ın hükmünde zerre Bu dünyada senden mutlu yok demek... Beddua yerine dua ettiysen Dertliyle bir olup yanıp tüttüysen Sevgiyle var olup aşkla bittiysen Bu dünyada senden mutlu yok demek... Katmadıysan bir gıybete dilini Koruduysan elini ve belini Vermediysen her mızraba telini Bu dünyada senden mutlu yok demek... Nafiz Bey Edipliğin gıpta ettirir beni Yalnız her lokmayı yutma Nafiz Bey! Özellikle istiyorum bilmeni Dengin olmayana çatma Nafiz Bey! Her kelâmın yakışmıyor şanına Bir ânın uymuyor diğer ânına Bu garibi azmettirme cânına Konuş ama n'olur atma Nafiz Bey! Dalma her ırmağa bilmezsin yüzme Alanın olmayan sahada gezme Söylenen gerçeğe sakın ha kızma Dinle beni biraz gitme Nafiz Bey! Gezme caddelerde otur da oku Dosta saplanmazmış dostunun oku Yaktı mı kelâmım geliyor koku Yanan tanker gibi tütme Nafiz Bey! İnce düşün sık eleyip sık doku Dikkat et bir olay bulmasın vukû Aysberge çarpıp da geçirme şoku Titanik misali batma Nafiz Bey! Hastayım diyorsun ateşin mi var? Tuğla değil taştan çarptığın duvar Buna şükür fazla değil az hasar Senin hastalığın sıtma Nafiz Bey! Şu bülbül dilini uzat bakayım Ona biber sürüp biraz yakayım Madalyanı daha sonra takayım Şakıyan dilini yutma Nafiz Bey! Alışmışsın hep baklava yemeye Dilim varmaz ağır sözler demeye İstiyorsan beni ver mahkemeye Zakkum sözlerimi tatma Nafiz Bey! Takdir ediyorum hazır cevapsın Ağır sözlerine fakir ne yapsın Görürüm ki şu an çok da bîtapsın Mum gibi eriyip bitme Nafiz Bey! Bir daha dokunma sen bu fakire Sonra çarpılırsın Münkir-Nekir'e Ahından vahından sarsılır küre Unutup densizlik etme Nafiz Bey! ŞAKALAR'ım âcizane bir kuldur Şairlikte taş atma da bir yoldur Sen de eteğine taşını doldur Dostunu düşmana satma Nafiz Bey! Nasihat Kırma ey dost kırma insan kâlbini İnsan tek başına bir kâinâttır& Barındırma kâlpte nefreti kini Gönlüne sevgiyi dostluğu tattır& Üzseler de seni üzme insanı Çile ateşinde pişir de canı Hoşgörüyle yoğur yoğur insanı Sevgiye yönelen adımlar attır& İbret al topraktan sudan havadan Ateş olup yakma çekil aradan İnan ki iyidir maldan paradan İnsanı insanla dostça yaşattır& Ne Bilir Ayrılığı tatmayan Dosttan ayrı yatmayan Bir dost eli tutmayan Sevilmeyi ne bilir Ve sevmeyi ne bilir& Çilelerle açmayan Aşk badesi içmeyen Kendisinden geçmeyen Sevilmeyi ne bilir Ve sevmeyi ne bilir& Muhabbete ermeyen Sevgi gülü dermeyen Meşakkatler görmeyen Sevilmeyi ne bilir Ve sevmeyi ne bilir& Aşk gölüne dalmayan Sararıp da solmayan Hasret ile dolmayan Sevilmeyi ne bilir Ve sevmeyi ne bilir& Yâr yoluna bakmayan Kıvrım kıvrım akmayan Gönlü aşkla yakmayan Sevilmeyi ne bilir Ve sevmeyi ne bilir& İnsanı madde sayan Sevgiye aşka kıyan Nefse şeytana uyan Sevilmeyi ne bilir Ve sevmeyi ne bilir& Ne Güzel Başlarda tâç olmayı istemedim istemem Bir gönül sultanına bende olmak ne güzel! ... Âşıklar başlarına takar bin tâc-ı elem Sevgiliye gidilen yolda olmak ne güzel! ... Ömrünü sevgilinin aşkına siper etmek Tek başına kalsan da doğrularda diretmek Sevdanın derdi ile yanıp yanıp da tütmek Cânâna cân adayıp zinde olmak ne güzel! ... Nefsine ağır gelen belalara sabret sen Çile çeker elbette aşkın koruna düşen Yediverenler süsler gönlünü desen desen Güzellikte yarışta önde olmak ne güzel! ... Her doğanın sonu var doğmaz doğurmaz O'dur Bilmemek ayıp değil öğrenmemekte kusur Ezel-ebed hakimi gönlümüze doğan nur Sultanın son fermanı dinde olmak ne güzel! ... Oh Çekerim Maziyi ağyâri yâri Andıkça bir oh çekerim! Dosttan aldıkça haberi Yandıkça bir oh çekerim! Mutlu eder varı yoku ayırmam karayı akı Boynuma hayatın yükü Bindikçe bir oh çekerim! Hayat hoca dünya okul İmtihana girmiş her kul İksiri gönlüme akıl Sundukça bir oh çekerim! Doruğa çıkması güzel Ebed uzak geçti ezel Şu ömrümden her bir gazel İndikçe bir oh çekerim! Yağar sağnak sağnak yağmur Düşen damla anlam bulur Yağmur dinince doğar nur Dindikçe bir oh çekerim! Bahar gelir açar çiçek Gamım artar şelek şelek Her çiçeğe bir kelebek Kondukça bir oh çekerim! Fâni ömür gelir geçer Herkes ektiğini biçer Teneşirde suyu içer Yundukça bir oh çekerim! Bir ders taşır şakalarım ŞAKALAR da oldu yarım Döner başım âhuzârım Döndükçe bir oh çekerim! Öğretmen Tebessüm ondadır hoşgörü onda Gönül bahçemizin gülü öğretmen& Emeği var fert fert yetmiş milyonda Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Silahı kalemdir sevdası bayrak Görmeyene gözdür sağıra kulak Kalbi Ay Yıldızlı zihniyse berrak Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Bazen vatan olur bazen vatandaş Bitmez cehaletle verdiği savaş Kaleminde aşk var gözlerinde yaş& Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Milletin sevdası yakar gönlünü Bayrağın yanına takar gönlünü İstiklâl suyuyla yıkar gönlünü Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Mazisini tanır âtiye yürür Uzağı tuzağı bakmadan görür Cehaleti ilmi ile süpürür Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Işık olur köprü olur yol olur Dilsize dil kolsuzlara kol olur Mecnun olur vatanına kul olur Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Bayrak bizim vatan ezan bizim der Tarih bizim baksı ozan bizim der Edirne den Kars a uzan bizim der Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Onunla şahlanır büyük Türkiyem O bir komutandır o adil hakem Gönüller sultanı hem de muhteşem Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Sevgidir çiledir onun kürkü de Mehterle coşarken ağlar türküde Fatih i de sever Atatürk ü de Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& O Ağrı dır Erciyes tir Toros tur Kaşgarlı dır Âşık Yunus O bir nur. O bir kale millî gurur o bir sur Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& ŞAKALAR öğretmen vatana bağlar Sesine ses verir ovalar dağlar Gazice düşünür şehide ağlar Millî sevdamızın dili öğretmen& Ayşe Fatma Ali Veli Öğretmen& Öğretmenim Yazdırırsın a b c d(e) Yazın güle benzer senin. Bakışın dermandır derde Gözün güle benzer senin. Tebessüm gitmez yüzünden Yürürüz sevgi izinden Sultanlar çıkmaz sözünden Sözün güle benzer senin. Mızrabı vurur dalarsın Defterini imzalarsın Başımdaki sevdalarsın Sazın güle benzer senin. Barışa koştun yeminle Savaştın nefretle kinle Büyük kutsî görevinle Özün güle benzer senin. Açılırsın yaprak yaprak Alnın açık yüzünse ak Dalgalanır bayrak bayrak Yüzün güle benzer senin. Nazlanırsın sevgimizle Bir olursun bazen bizle İster söyle ister gizle Nazın güle benzer senin. Hız almışsın atamızdan Sen kurtardın hatamızdan İlim irfan rotamızdan Hızın güle benzer senin. Yürürsün baharda kışta Toprağımda her bir taşta İmzan vardır gözde kaşta İzin güle benzer senin. Çiçek sensin nakış sensin Gönlümüze akış sensin Geleceğe bakış sensin Mazin güle benzer senin. ŞAKALAR der ilim sensin Öğretmenim dilim sensin Anadolu m kilim sensin Benzin güle benzer senin. Ölmek Güzel Gülmek güzel ölmek güzel Gülem dedim gülemedim. Sevdama düşmeden gazel Ölem dedim ölemedim. Çilemi düşürdüm dile Girdim şekilden şekile Bıktım ekile ekile Çilem dedim çilemedim. Talihim sarp dağa benzer Gönlüm ceylan olur gezer Karanlığa sıktım mavzer Delem dedim delemedim. Hayâli gerçeğe kattım Gerçeklerde acı tattım Dostun hayâliyle yattım Bulam dedim bulamadım. Unuttum artık sılayı Bilmem ki neden dolayı Gönlümdeki Kerbelâ yı Silem dedim silemedim. Muhabbetim çöle vurdu Gül ise bülbüle vurdu Yolum gurbet ele vurdu Gelem dedim gelemedim. Ölüm Var Musalla taşına gelip konmadan Unutma ki en sonunda ölüm var... Azrail'e tatlı canı sunmadan Unutma ki en sonunda ölüm var... Kalır hep arkanda hısım akraba Ağlayan ne denli ağlar acaba Girdirirler seni daracık kaba Unutma ki en sonunda ölüm var... Ağalık paşalık orada biter Toprağını dünya üstüne iter Uyan gaflet etme uyuman yeter Unutma ki en sonunda ölüm var... Şu kürre-i arza sakın aldanma Ondan bir zerrecik taşırım sanma Günahla bezenip Hakk'tan utanma Unutma ki en sonunda ölüm var... Ne yaşlılık dinler ne de gençliği Alınacak emanete verdiği Kusurlu dünyanın bitmez eksiği Unutma ki en sonunda ölüm var... Bırak insanoğlu bırak gururu Anla artık gurur nefsin kusuru Tövbe et bitmeden şu ömür turu Unutma ki en sonunda ölüm var... Çokça düşünürsün fâni zararı Düşünmezsin imandaki hasarı Arada da olsa düşün mezarı Unutma ki en sonunda ölüm var... ŞAKALAR ölümü edersin imâ Kafdağı'nı aşar hatan daima Ölçüsünde bırak haddini aşma Unutma ki en sonunda ölüm var... Ömrüm Ziyanda Zakkumlar gül olmuş güllerse solmuş Hicranıyla garip bülbül figanda Virane bahçeme kargalar dolmuş Can çekişir beden ömrüm ziyanda& Ömür Boyu Gözlerini gözlerime Dikebilsem ömür boyu Gönlümü aşk gönderine Çekebilsem ömür boyu. Aşka atsam kemendimi Yıkıp da varsam bendimi Pervane gibi kendimi Yakabilsem ömür boyu. Ben sana olsam talebe Tutkun dönüşse mektebe Aşkın içimde alfabe Sökebilsem ömür boyu. Hayalim sen gerçeğim sen Sabâ oldun gönle esen Şahesersin desen desen Bakabilsem ömür boyu. Ben çiftçiyim sen de toprak Ümitlerim sendedir bak Tohuma sevgi katarak Ekebilsem ömür boyu. Önce Bayrak Bayrak yoksa iman yoktur ar yoktur Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Bu dünyada vatan gibi yâr yoktur Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! İmandandır vatan aşkı imandan Vazgeçilmez bayrak ile ezandan Diliyorum kaderimi yazandan Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! Vatan ettin bize bu güzel yurdu Yetmiş milyon asker selama durdu Düşmanlar azıttı hain kudurdu Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! Bağımsızlık bize Hakk'tan verilmiş Şehidin üstüne vatan serilmiş Önce vatan... sonra din gönderilmiş Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! Kadrini biliriz bayrak yücedir Bu hırs bu kin bu hainlik nicedir? Bayraksız yerlerde her an gecedir Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! Unutturma istiklâli neslime Düşmanlara mecbur kılma teslime Dilersen bizleri et lime lime Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! Güç ver lütfun ile koru bizleri Kaplasın rahmetin nuru bizleri İrksin İsrafil'in sur'u bizleri Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! ŞAKALAR'ım kurban olur vatana Lânet olsun bize kurşun atana Çatarım bayrağa yurda çatana Bayrağımı gökten indirme Ya Rab! Ay Yıldız sevdamı dindirme Ya Rab! Öyle Git Oynama incinmiş şu gururumla Kalkan şamarını vur da öyle git! Nasıl geliyorsa öyle yorumla Beni topraklara ser de öyle git! Çiçeğim derdimden anlayamadın İçimde görünmez gizli feryadım Soyadım Mecnun'dur bilinmez adım Beni çarmıhlara ger de öyle git! Ata eyer eşeklere semerim Nereye atarsan oradır yerim İnanmazsın seni ne çok severim Açtığın yarayı sar da öyle git! Bırakma garibi kimsesiz naçar Sensizlik sinemde türlü dert açar Geceler gözümden uykum da kaçar Bir nebzecik ümit ver de öyle git! Güz geldi gönlümde rüzgârın eser Hicranın ebedî kalıcı eser Bırakma gönlümde ayrıyeten yer Gönül defterimi dür de öyle git! Peygamberim Zulmün çölü üzerinde Biten gülsün Peygamberim... Gönle şefaat verin de Nur dökülsün Peygamberim... Sana ümmet olmak güzel Gönlüm taşar Peygamberim... Senden uzak gönle gazel Erken düşer Peygamberim... Oldun gönlümün mâtemi Hem huzursun Peygamberim... Vur gönlüme nur hâtemi Aşkla vursun peygamberim... Toplum öksüz kaldı sensiz Himmet eyle Peygamberim... Beşeriyet olmuş densiz Ümmet eyle Peygamberim... Sevgin ile bizi kuşat Koru bizi Peygamberim... Acı bize göster şefkât Arşın nuru Peygamberim... Ruhum Barış Masası Vücudum bir köşeye yığılıp dinlenirken Zihnim savaş alanı ruhum barış masası Duygularım dolaşık düşünceler esirken Gönlüm prangaların sanki anayasası... Sanat Sanat nedir size tarif edeyim: Düşünceye duygu katmaktır sanat Bazen kör kötürüm öksüz ve yetim Kimsenin elinden tutmaktır sanat. Sanat zalimlere ihtar vermedir Maddede de olan ruhu görmedir Bazen sanat kırgın gönle girmedir Güneş gibi doğup batmaktır sanat. Dağlarca yükselip toprakça olmak Güllerle açılıp son gülle solmak Garibin mazlumun derdiyle dolmak Çilede neşeyi tatmaktır sanat. Sanat insanlara değer vermektir Sanat bir hayattır sanat emektir Sanat sevgi dolu hassas yürektir Önyargı seddini yırtmaktır sanat. Sanat tefrikayı kalpten sürmektir Kendini tanıyıp Hakk'a ermektir Adalet denince orda durmaktır Zulmün pabucunu atmaktır sanat. Sar da Gör Her gerçek sevgide hoşgörü saklı Hürmet nedir gönüllere gir de gör... Olma fikirlerle kanlı bıçaklı Tefrikanın defterini dür de gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Muhabbet şevk verir acısı da var Sevdanın önünde duramaz dağlar Kâinât sallanır yüreğin atar Gönlündeki prangayı kır da gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Ne gam kalır ne de dert ile keder Sev sevil dünyada olma derbeder Gönül gülzârında bülbüller öter Hoşgörünün hayalini kur da gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Baş eğer önünde bütün mahlûkât Tevazuyla göster herkese şefkât Nasıl delmiş koca dağı tek Ferhat Sevgiye el pençe divan dur da gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Sevgi hoşgörüyle çileyle yaşar Gönül fatihleri nefsini aşar Muhabbetsiz gönül bu işe şaşar Sevginin mührünü gönle vur da gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Anlasan bir saltanat ne taht nedir Sevgi güzel ömre tek nişânedir Taht da saltanat da bir bahanedir Sevgi tahtlı saltanatı sür de gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Bozulacak tefrikânın tuzağı Sevgiye gebedir Milenyum Çağı Anadolum sevdaların odağı Nur doğacak Ay Yıldızlı Yurd'a gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Gül atarsan taş atana sen de hep Hoşgörü olursa gönlüne mektep Sevgiden bir dünya edersen talep Kalkacaktır gözlerinden perde gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Hepimiz Âdem'den Havva'dan geldik Bazen Mecnun olduk aşka yükseldik Cümlemiz bir ulu sevdaya yeldik Sevdaların kemâlini Bir'de gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... ŞAKALAR'ım sen de aşk fakirisin Sevgiye teslim et gönlün erisin Nefretten uzakta aşktan berisin Muhabbetin hududunu kor'da gör... Her insanı hoşgörüyle sar da gör... Sayın Doktor Evvel Allah güvenirim sizlere Derdime bir çare bul sayın doktor& Çare bulursunuz çaresizlere Gülmeyen yüzüme gül sayın doktor& Bıkmadım çileden bıkmadım yârdan Bıkmadım doludan yağmurdan kardan Yanar içim gönlüm tüter efkârdan Özüm ateş gönlüm kül sayın doktor& Yıkıldı bir hırsın uğruna dünyam Kaybolan baharla kayboldu hülyam Hayatım ızdırap kâbustur rüyam Yolumsa dikenli bil sayın doktor& Ümidim münbittir dünyam fukara Çileli düşüncem çekilir dara Dertlerim derinden atarken nara Dolaşır ağzımda dil sayın doktor& Geçmişim takılır mahmur gözlere Habire ağlamak yakışmaz ere Gözyaşım düşerken düşmeden yere Şifa mendilinle sil sayın doktor& Anlayın buraya boşa gelmedim Ekmeğe paraya aşa gelmedim Belki sözlerimle hoşa gelmedim Fakire gösterin yol sayın doktor& ŞAKALAR derdini atmaya geldi Tasayı huzura satmaya geldi Burdan şifa bulup gitmeye geldi Dilerim ki ikna ol sayın doktor& Sen Gideli Kalmadı huzurum tadım Sen gideli sen gideli& Mecnun oldu artık adım Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Yaşamak hoştu kolaydı Seninle gönlüm saraydı Ömrümün yıldızı kaydı Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Sakın bekletme çok fazla Çürütme garibi nazla Düşmanım baharla yazla Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Görmüyor dünyayı gözüm İçin için yanar özüm İnan gülmüyor ki yüzüm Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Hayâlimde gözlerin var Aşkın benliğimi sarar Ruhum gönlüm seni arar Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Kurudu gönlümün bağı Taştı sabrımın bardağı Yas tutuyor gönül dağı Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Yeter ki sen sağlıkla gel Düşmesin sevgime gazel Her anım bir yıla bedel Sen gideli sen gideli& Sevgimin tatlı bedeli& Sevda Sevda Sevdam elem oldu benim Dilenirim sevda sevda... Toprağa düşse de tenim Belenirim sevda sevda... Elemim bir sevdam birdir Ya Rabbi sevdana erdir Yaktığın ateşi sürdür Küllenirim sevda sevda... Sevda sevda kanar özüm Gönlüm mecnun özdür sözüm İçim yanar ağlar gözüm Dolanırım sevda sevda... Her derdim bir bıçak oldu Dost bildiğim alçak oldu Sevdam saçak saçak oldu Dilenirim sevda sevda... Dertli çalar çalan sazım Dosta ulaşmaz avazım Kötüyse de alınyazım Güllenirim sevda sevda... Güller solup buruşunca Alır beni bir düşünce Tenim toprağa düşünce Çillenirim sevda sevda... Sevdamı mihrican vurdu Dertlerim çiçeğe durdu Bedenim var dal kurudu Sallanırım sevda sevda... Sevda Yeli Saçlarının her teline Duygularım takılıdır Vermişsin sevda yeline Saçların aşk kokuludur& Sevmedim Sermayem hayaldir kârım gerçektir Yüze gülen dost olmayı sevmedim... Dolambaç sözüm yok hepsi direktir Münafığa post olmayı sevmedim... Siyonist İsrail Siyonist bencil İsrail! Vurma Filistin'i artık. Kepaze pezevenk rezil! Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Biz kardeşiz Filistin'le Solursun nefretle kinle Haddini bil bizi dinle Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Çocukları koyma öksüz Yaprak olmaz dalsız köksüz Şahsiyetsiz koca öküz! Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! ABD'den alma destek Barışa olursun köstek Söz dinlemez inat eşek! Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Bombaları patlattınız Anaları ağlattınız Oturup keyif çattınız Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Dağdan gelip girdin bağa Maşa oldun bir alçağa Lâyıksın şimdi dayağa Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Kızarmaz mı yüzün senin? Silinecek izin senin İnan sonun hazin senin Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Amerika baban senin Obama'dır oban senin Yedi başlı çıban senin Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Kolladın her an fırsatı Aldın rezillik sıfatı Yersin Osmanlı tokatı Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! ŞAKALAR der ey İsrail! Filistin den hemen çekil Çarkı bozuk rezil kopil Vurma Filistin'i artık, Yorma Filistin'i artık! Somuncu Baba Horasan ereniydi mübarek nesebleri Tevazuyla örülen surdu Somuncu Baba Kayseri de duyuldu O nun doğum haberi Asırları yüklenmiş sırdı Somuncu Baba& İlme çok önem veren Peygamber e uymuştu Çin de de olsa ilim kafasına koymuştu Şam Tebriz ve Erdebil derken cübbe giymişti Aklını veren Hakk a yordu Somuncu Baba& Fatiha yı yedi kez ayrı tefsir etmişti Dinleyen cemaati adeta eritmişti Velayeti izhara artık bu hâl yetmişti Bursa dan Aksaray a vardı Somuncu Baba& Bir olmuştu velinin ebedi ezeliyle Hicaz dan Ankara ya döndü Bayram Veli yle Verdi Hacı Bayram a görevi hâl diliyle Darende ye postunu serdi Somuncu Baba& Irmak cûşa gelirken balık tazime geldi Balıklıgöl Darende cemalince güzeldi Seni seven mü minler bir gecede yükseldi Nebatat da çiçeğe durdu Somuncu Baba& Her gecesi Miraç tı tebessümü ilaçtı Diyar-ı Darende de solmayan güller açtı Gönüller yara bere ruhlar dosta muhtaçtı Amansız yaraları sardı Somuncu Baba& Erirdi gönlü sırda sır görürdü kusurda Yetişirdi anında kalan olduysa darda Severdi vatanını dua ederdi yurda Her gönülde bir tekke kurdu Somuncu Baba& Ele aldığı hamur muhabbetten pişerdi Tohum tohum başaklar hikmet olup düşerdi Bu keramet ehline herkes bakıp şaşardı Kirlenmiş gönülleri yurdu Somuncu Baba& Pamuktan yumşak gönlü çileyle doldururdu Her sözü bir hikmetti ukbaya daldırırdı Zalime bile acır düşeni kaldırırdı Zulme muhabbet mührü vurdu Somuncu Baba& Nazarı sırra gebe lafzıysa galebeydi Dünya nefsine mektep ömrünce talebeydi Yokluğun okulunda varlık gömleği giydi Gaipten gönle doğan nurdu Somuncu Baba& Gökler kadar haşmetli arz gibi tevazûlu Yaşardı ve kırmazdı hayatta hiçbir kulu Siması bereketti verirdi dolu dolu Sebep sayardı hayra derdi Somuncu Baba& Maksadı sonsuzluktu yoklukta var olmaktı Güle hasretlik çeken benizlerde solmaktı Ahirete uzanıp dünyada da kalmaktı Gönüllere saadet verdi Somuncu Baba& Bâtını izhar etmez zahirde yaşatırdı İlaç sözleri ise kulağı çınlatırdı O gönlünü yokluğun denizine batırdı Muhabbetin gülünü derdi Somuncu Baba& Erenler arkadaşı veliler sırdaşıydı Hakk a doğru yürüyen bir kervanın başıydı Mazlumun fakirlerin tükenmeyen aşıydı Her müşkülün başında vardı Somuncu Baba& Adaleti severdi ona ömrünü verdi Bir ekmeği bölerdi sayısız insan yerdi Âdil olmayan düzen zalim türetir derdi Zulmün prangasını kırdı Somuncu Baba& Kurmuştu ayrılığın üstüne muhabbeti Hâl dilinde saklıydı velinin kerâmeti Nazarsız görmesiydi ermişlik alâmeti Görmeyen gönülleri gördü Somuncu Baba& Vermişti ömrü dostun ateş-i fırkâtine Sığınmıştı o dostun sınırsız şefkâtine Kâinâtın hakimi Rabbinin rahmetine Bin dört yüz on ikide erdi Somuncu Baba& ŞAKALAR aciz bir kul sırra ermiyor aklı Gönlünde günahları irili ve ufaklı Belki her günahında sır içinde sır saklı Onu hikmet-i sırrın sardı Somuncu Baba&
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
|