Index AMATÖR SÖZ YAZARLARI AMATÖR SÖZ YAZARLARI |
Necati Şimşek 2 |
Yazar Administrator | |
Perşembe, 23 Temmuz 2009 | |
Bir yudum sevgiymiş bana verdiğin Tadını almadan tüketmişim ben İncecik iplere un muş serdiğin Kuruyup solmadan yok etmişim ben Boşa beklemişim her gün yolunu Taşa saklamışım sabrın sonunu Kışa benzetmişim ömrün çoğunu Az olan derdimi çok etmişim ben.. Gittiğim dar yolda kısalma yok ki Bittiğim rüyada bozulma yok ki Ettiğim duada azalma yok ki Vardığım canlara tak etmişim ben.. Gönül yanar iken düşüncemde kar Fikrim yara almış, gözümden akar Zannetme bu yara tek beni yıkar Gönlüne intizar, yak etmişim ben.. 17.11.2009
(İçimdeki ben’e) Gözlerimde fer olsaydın Damla damla ter olsaydın Benden içre yaşayan can Yüreğimde kor olsaydın Uzaklaşmış hayal gibi Düşünceni sarmış tipi Sanki varmış, varmış gibi Yokluğunda var olsaydın Ömür gibi biçilseydin Zemzem gibi içilseydin Her ortamda seçilseydin Seçilmesi zor olsaydın Doyursaydın aç beyini Anlayarak gerçeğini Sabrederek her şeyini Yırtılmayan zar olsaydın Eli yumruk yapıp bolca Bazen sağca bazen solca Her yemeğe uygun salça Erimeyen kar olsaydın Ne anladın bu hayattan Düştün her bindiğin attan Artık vazgeç bu inattan Gönüllere har olsaydın Yürüdükçe koştum sandın Doğru yalan daim kandın Fersiz alevlerde yandın Durmazlara dur olsaydın Atmazdım seni yabana Güttürmezdim her çobana Değer verirdim çabana Saçlarımda kır olsaydın Bitti ömrün geçti boşa Bel bağladın üç beş taşa Bakmaz ecel yaşa başa Sevdiğine yar olsaydın 12.11.2009
Nerelere dalsam sönmüyor ateş Deryalar suyunu saklamış anne Karanlıktan sonra çıkmıyor güneş Işıklar nurunu saklamış anne Şefkatli sözlerin hasretindeyim Müşfik bir sevginin özlemindeyim En son ki tepenin düzlemindeyim Uçurum yolumu saklamış anne Hilesiz sütünden emzirirdin ya Çilesiz sırtında gezdirirdin ya Hayatı bakışla sezdirirdin ya Yanlışlar doğrumu saklamış anne Ne ninni söyleyen, ne göz yaş döken Hangi gülü tutsam acıtır diken Başka gönüllerde bahar yaz iken Kışlarım yılımı saklamış anne Katran karası var gecelerimde Ağustosta kar var yücelerimde Kurşun yarası var hecelerimde Kalemler acımı saklamış anne Ömür geçer iken bazen yoklarım Senli günlerime hüzün saklarım Sen yoksun ya değişmiyor şıklarım Sorular cevabı saklamış anne Yediğim lokmanın yok tadı tuzu Varlığında çoktu her şeyin azı Kulak duymaz sanki başka bir sözü Ağıtlar sevgimi saklamış anne Aradım bulmadım sen gibi sırdaş Tutmadı yerini, ne dost ne gardaş Süzüldü gözümden iki damla yaş Yağmurlar hüznümü saklamış anne Doğduğumda üryan ölürken üryan Tutuşmuş bedenim yanıyor her yan Yavrum deyişlerin çıkmaz aklımdan Hafızam sesini saklamış anne 06.05.2009 Öğretti Dostlar.. Ne zaman nerede sıkışsa başım Defayı öğretti dostlarım bana En umutsuz anda çatlasa taşım Vefayı öğretti dostlarım bana Çektiğim çileler geçti boynuma Zehirli yılanlar girdi koynuma Bildiğim dostlarda oldu oynama Cefayı öğretti dostlarım bana Ömrümün anına yayıldı onlar Koyunlar var iken sayıldı onlar Yere düşüyorken bayıldı onlar Sefayı öğretti dostlarım bana Yüzüme gülerken attılar kazık Derdin içindeyken dediler yazık Kara defterimin her yeri çizik İfayı öğretti dostlarım bana 07.09.2009 Bugün arefe de yarın bayramsa Babamın dualı dilleri nerde? Gördüğün rüyalar gerçek olansa Anamın kınalı elleri nerde? Her gün bayram sanıp koşup yarına Kabaran yürekler döner ayrana Ömür biter bitmez varır farkına Tutuşan eteğin zilleri nerde? Yalancı dünyada yalansa her şey Ömürler yalansa, yalansa birey Mademki kamıştan üfleniyor ney Gönüldeki sazın telleri nerde? Yürüdüğün yolda düşmezse taban Bayram çıkışında olmazsa baban Girdiğin bahçede yok ise bağban Kuruyan dalların gülleri nerde? Nasıl bayram olur gönül ağlarken Her acılı haber yürek dağlarken Rabbin huzurunda bilek bağlarken Ağlayan gözlerin selleri nerde? Som asfalttan döner yurdum çamura Gökler gözyaşını döker hamura Her gün göbek atan takmaz umura Hasreti yaşayan illeri nerde? Her seher vaktinde okunur ezan Müminin kalbine bal olur sızan Vakti salah deyip yön tutar sezen Ilgıt ılgıt esen yelleri nerde? Vaktinden az önce ötünce horoz Kızdırır herkesi, kahreder biraz Fitre zekât bilmez yılışan moloz Memleketin zengin kelleri nerde? Necati sözlerin ordan buradan Aklına geleni yazar sıradan Mademki aşk ile yakmış yaradan Söndüğüm ateşin külleri nerde? 19.09.2009
Tamam, anlaşıldı tuttu krizler Selamı sabahı yine çok gördün Tatlı bakışları unuttu gözler Hasreti kavurup yüzüme vurdun Neden açıverdik sanki arayı Şaşıp koyuverdik dünkü sırayı Açıp deyiverdik çünkü yarayı Merhemi savurup yüzüme vurdun Hasretinden göze indi firaklar Kesretinden yüze sindi buruklar Nusretinden söze bindi duraklar Yolları devirip yüzüme vurdun Anlamadın beni kalmadı takat Her lafın çarpardı yüzüme tokat Cevabı verirdim verirdim fakat Sözleri çevirip yüzüme vurdun 13.08.09 Kalp Aramızda Küle dönse bile sönmüyor ateş Tuz basılı durur hep yaramızda Son umutsuz âşık, gönül çilekeş Çıksın nefret gurur kalp aramızda Feleğin ağına düşmüşüz sanki Ecelin dağına uçmuşuz sanki Aşkın batağına batmışız sanki Kıvılcımlar vurur kalp çıramızda Ellerimiz yanmış yapıştığı an Damarı çatlatmış akıttığı kan Gözlerimiz akmış bittiği zaman Gönlümüzde sürur kalp daramızda Papatya tohumu açınca güneş Yaprağına konar kor olan ateş Güzellikler çıkar gül yüzüne eş Loş ışıklar kurur kalp karamızda 04.06.2009
Susuzluktan yanan deli gönlümü, Ateşlere attın, gönlün oldu mu? Yakıyorken hasret ahir ömrümü, Aşk çölüne attın, gönlün oldu mu? Kan çekilmiş gibi damarlarımdan, Bezginlikler geldi zararlarından, Ecel bahçesinin kenarlarından, Ömre çengel attın, gönlün oldu mu? İkimizde belki yanlışa düştük, Elimizde varken yok’u bölüştük, Tek var olan aşktı ama dövüştük, Aşka havlu attın, gönlün oldu mu? Yarama tuzları, merhem diyerek, Azdırdın sürdükçe kalbi deşerek, Uzattığın tastan şifa diyerek, Aşka zehir attın, gönlün oldu mu? İlerledi yaşım na-murad ile, Ellere bakamam bu surat ile, Eline geçecek son fırsat ile, Dilden dile attın, gönlün oldu mu? Ölüyorum şimdi aşk pazarında, Dünya’nın değeri yok nazarımda, Taş çıktı koskoca bak mezarımda, Kör çukura attın, gönlün oldu mu? 24.08.2007
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
|
|
Son Güncelleme ( Cuma, 29 Ocak 2010 ) |