Index Şiir Köşesi Şiir Köşesi |
Halil Gülel |
Yazar Administrator | |
Cuma, 13 Temmuz 2007 | |
ANNECİĞİM Dünyanın en güzel çiçeklerinden Sunarım bir demet gör anneciğim. Çalışıp yorulan o ellerinden Öpmek istiyorum ver anneciğim. Gülünce gözlerin içinden güldün Hasta oldum, benden çok önce soldun Sabaha kadar hep uyanık kaldın Üşüyorum, beni sar anneciğim. Ödenmez hizmetin ne versem sana Canından can kattın canından bana Besledin büyüttün mutlu yarına Yürüsün sevgiyle der anneciğim. Diken batsa bana ıslanır gözün, Şifa verir baldan tatlıdır sözün, Değse dudağıma o güzel yüzün Doldurur gönlümü nur anneciğim. Sen benim yazımsın, ben ilkbaharın, Gönlünde açtığım izler çok derin, Senin kalbinde her çocuğa yerin Bendeyse bir sana var anneciğim. ALLAH İÇİN OKU Öğrendikçe ufkun aydınlanacak Işık saçacaksın sen de yarına. Gül yüzün gülecek özün gülecek Yollar açacaksın sen de yarına. Ümitli ol, yılma, sabır et zora Bir garip gitsen de yaban diyara Kederlenip etme günleri kara Bir gün biçeceksin sen de yarına. “Oku” Allah için oku ilk önce Bilgiyle – imanla insan bilince Varmakta bu yollar vakti gelince Engel geçeceksin sen de yarına. Bellidir görevin ilk evvel düşün Yap onu ki sonra ağrımaz başın Kırma hiç kimseyi doğruluk işin Bunu seçeceksin sen de yarına. Hayattan tecrübe gerçek nasihat Alırsan bilimi edersin rahat Allah’a inanmak en büyük servet Böyle uçacaksın sen de yarına. ÖZÜNÜ SEVGİDE ISIT Gün gelir yüreğin üşürse eğer Sabırla özünü sevgide ısıt. Olsa da geceler uzun gün doğar Aydınlık yüzünü sevgide ısıt. Çalış önce çalış kendini ezme İncele dünyayı boş yere gezme Öfkeyle kalkarak herkese kızma Ağlatma gözünü sevgide ısıt. Yalnızlık çok zordur çıkma kenara Dost ol, hoşgörüyle yaklaş, dost ara Gün gelip gitsen de uzak diyara Çoğa say azını sevgide ısıt. Kökünü unutma mevcut dalların Ümit et ki açık olsun yolların Dikensiz olursa bir de dillerin Söylerken sözünü sevgide ısıt. Hakk’a inan kuvvet verecek iman Dua et Allah’a yalvar her zaman Harcama kendini sabır et aman Doğru yaz yazını sevgide ısıt. ÖFKENE HAKİM OL Gittiğin yerlerde alem bir başka Kimi ayrı renkte dilde konuşur. Farklı düşünceler olacak önce Herkes kendine has yolda konuşur. Can sıkar bu dünya tek renk olursa Zenginliktir özde farklılık varsa Hoşgörüyle insan insanı sarsa Barışla mutlu bir halde konuşur. Öfkene hakim ol, etme ağır söz Gün gelip bakınca kızarmasın yüz Bir ömrün kışı var değil hepsi yaz Dikeni olsa da gülde konuşur. Eller çekmez nazı sabır et hemen İstediğin olmaz bekle bir zaman Tek yoldaşın olsun yürekte iman Dilin kemiği yok elde konuşur. Bırakmaz Yaradan kulunu darda Daha ne güzel gün mevcut alemde Deftere dökülsün sırrın kalemde Var ise bir ömür yılda konuşur. KEM SÖZ İNSANA AR EDER Olursan karamsar kararır ufuk Bencillik gözleri kör eder inan. Altın düşse yere paslanmaz asla Dedi – kodu günü dar eder inan. Önyargı kapatır yürekte kapı İçinden yıkılır en sağlam yapı Üzümün çöpü var armudun sapı Bir kem söz insana ar eder inan. Mesafe uzaktır gönüller yakın İmanla olmalı her yerde farkın Ne yasak ettiyse Hakk ondan sakın Yoksa kolay işi zor eder inan. Kibir etme cümle insan aynı öz Yüreği aydındır, kara olsa yüz Kırk kere düşün bir kere çıksın söz Doğruysa tatlıysa var eder inan. Üç günlük zevk için sonsuzu yakma Senin bir gayen var, başı boş akma Üşenme, gayret et, yarını yıkma İmanla çalışan kâr eder inan. OCAĞIN VARDIR “Yalnızım” diyerek kahretme asla Bir yurdun bir evin ocağın vardır. Konmasın baykuşlar gelip hevesle Ananda atanda kucağın vardır. Olmasa da mal mülk alnımız aktır Bizden sana asla bir leke yoktur Dikkat et “Gül kızım” düşmanın çoktur Gönlümüz de sevgi sıcağın vardır. Bu hasret yaşları döktürse göze Sen mutlu oldukça bayramdır bize Geliriz inşallah yarın yüz yüze Akıl denen keskin bıçağın vardır. Kahretme hayata mazin çok zengin Yüksekte olsan da gönlün pek engin Terk etme aslını var mıdır dengin Bin yıllık köklerin saçağın vardır. Bir el etsen yurdun yuvan var işte Allah sağlık versin iman en başta Bırakmaz Mevlâ’mız kulu yokuşta Gönlümüzde köşe bucağın vardır. GÜZELLİK EDEBİ ERKANLA Üç günlük olsa da minik bir kuşu Uçurmak ne zordur sen bilemezsin. Dayanmak hasrete bir sabır işi Ateştir, bir kordur sen bilemezsin. Teni tenimizden et tırnak gibi Canı canımızdan ayrılmaz sevgi Yükseltir insanı imanla – bilgi Yoksa dünya dardır sen bilemezsin. Güzellik edebi erkânla gelir Ahlakı hak olan Hakk aşkı alır Ne yapılsa sanma dünyada kalır Hakk divanı vardır sen bilemezsin. Yardım et düşküne güzel söz söyle Helal kazan başa çökmesin belâ Geçmesin bu hayat bir de nafile El lokması ardır sen bilemezsin. Uçtuğun dallara eyle çok dikkat Acı da olsa sen söyle hakikat Baba evindeki gibi bir rahat Bulunmaz bir yerdir sen bilemezsin HIRSA ESİR OLMA Yok ise gayesi insanın özde Belirsiz bir yöne akar boşuna. Görülmeli hedef en evvel gözde Yoksa kendisini yıkar boşuna. Düzenli ol, dürüst ol, çok çalış Hakka hakikate yönel ve alış Huzur verir inan yaparsan buluş Tembeller içinden çöker boşuna. Dağlar yüce dağlar aşılır bir gün Yeter ki sağ olsun ruhun ve beden Her şey olur vakti geldiği zaman Hazır ol gafletin yakar boşuna. İstemek yetmez ki yürümek gerek Amaçlar olmaz ki amaçlar ırak Aşk ile attıkça aşk ile yürek Düşmanın oyunu çıkar boşuna. Hırsa esir olma akıllı yürü Manasız boş yere sorma bir soru Her şeyden önce ar namusu koru Yoksa gözyaşını döker boşuna. EKMEĞİ KANLIDIR ELİN Kanlıdır ekmeği kanlıdır elin Katığı dikendir lokması taştan. Yüreğin bir atmaz bir değil dilin Gam keder yağdırır kar boran baştan. Yan yana olsan da anlayış uzak Bakışlar ağırdır sevgiden ırak Öldürür insanı ettikçe merak Gözleri kurtarmaz kanlı bir yaştan. Sabır sebat etmek gerektir önce Bu günlerde geçer bu günler bence Gayesini mutlu insan bilince Çıkar gelir nice çıkar yokuştan. Bir derdin var ise bırak zamana Amaçsız gelmedik biz bu cihana Yanındadır seni doğuran ana Alırsın selamı uçan her kuştan. Yalvarırsan yalnız Allah’a yalvar Kötü insan eder bu dünyayı dar Ahlakla edeple olur itibar Hakk aşkı kurtarır kulu ateşten. NE MUTLU İMAN İÇİNDE Sabırla delinir sabırla taşlar Damla damla akar zaman içinde. Uzaklardan gelir bu göçmen kuşlar Yol alırlar her gün kervan içinde. Dalgalar hasretle vurur sahile Tane tane kumlar dökülür ele Sabırla kavuşur baharda güle Bülbül feryat eder figan içinde. Kimisi yüksekten iniyor düze Kimisi utanmaz gelsek yüz yüze Kimi acı katar kimi bal söze Bir arada yaşar insan içinde. Dört mevsim var kıştan sonrası bahar Çok ısrar vermekte bu ömre zarar Çalışmak eğlence olmalı karar Yoksa ruhu kalır hüsran içinde. Başa gelmedik iş olmaz hayatta Kapanır her yara sabır sebatta Olunca yükselir temiz niyette Var ise ne mutlu iman içinde. BİLİNMEZ GURBET Yaşamadan insan bilinmez gurbet Bir garip görünür bir garip inan. Gün gelip bir dönüş olacak elbet Bir müddet sürünür bir garip inan. Uzaklık dağlardan ötedir sanma Önce üzüp sonra ardından yanma Mevkiye makama aman aldanma Aşk ile arınır bir garip inan. Var ise yürekte aşk denen fikir Görülmez hiç kimse şekliyle hakir Altın altındır hep bakırsa bakır İmanla korunur bir garip inan. Zalime zorbaya iyisin demek Gitmesin boşuna verilen emek Ne zordur yad yaban lokması yemek Gam keder dürünür bir garip inan. Doğumla gurbete ayağı attık Unutunca aşkı dünyaya battık Bir olmak vuslattır vakti uzattık Sevgide barınır bir garip inan. BİR SEVGİ VAR İSE Karardıkça dünya gül gonca açar Yürekte bir sevgi var ise eğer. Kara gün kararıp kalmaz ki geçer Allah’a imanın gür ise eğer. “Bencillik” getirir “yalnızlık” başa Dokunur böylece ayaklar taşa Sürme hiç kimseyi sürme yokuşa Kolaylıklar sağla zor ise eğer. Görünür ahlakla ellerden farkın Anana – babana oldukça yakın İlim irfan öğren hor görme sakın Doğruya doğru de kor ise eğer. Dalgalar yükselir koşar sahile Kolayına düşme yapma ha hile Darılma aptala hele cahile Sen deme, eller şah der ise eğer. Hak yoldan ayrılma çok çalış önce Hakk’a bırak Hakk’a sonucu bence Müslüman Türk olup milli bilince Işıktır ne güzel nur ise eğer. BENİ BİR KOMŞU SEÇTİ Bir kuş konmuş dala çırpmakta kanat Sanki bir sevdiği var gibi bekler. Ötmekte sevinçle yağmura inat Naz eder diğeri yâr gibi bekler. Uzatır boynunu endamla gezer Kanat açar gökte kavisler çizer Yüreği açıktır gözleri süzer Sevgi karşılıklı der gibi bakar. Gelince yanına diğer kuş coşar Daldan dala atlar sevinir koşar Sevgiyle olunca ne güzel yaşar Cevabı yürekte sır gibi bekler. Dans eder daldaki kuşun yanında Can verir sevdası mevcut canında Bir buse alırsa bayram anında Gönlünde bir ışık nur gibi bekler. Kanat açtı kuşlar aniden uçtu Aradan bir hafta çok hızlı geçti Kendileri beni bir komşu seçti Aramızda her şey sır gibi bekler. ÖYLE BİR ALEMDİR Öyle bir alemdir bu dünya Gül Kız Haklıyı haksıza yendirir bazen. Bir çoğu yaparlar yargısız infaz Bir müddet haklıyı sindirir bazen. Altın yere düşse paslanmaz asla Her şeyini yalnız Allah’a yasla Bilim iste iman iste hevesle Başkası bu aşkı söndürür bazen. Çamurla sıvanmaz çamurla güneş Maşasız oynanmaz el ile ateş Sakın alma sakın haramsa beleş Üç beş günlük kandil yandırır bazen. Gam etme yağsa da başa kar boran Bilinir doğrunun kadri her zaman Kuvvetindir kalpte varsa bir iman Zannetme yalancı kandırır bazen. İlahi bir emir kabul et kader Ahlak güzelliği her şeye değer Yüzünle gelenler özünle gider Gönül yükseklere kondurur bazen. SEVİLİRKEN SEV Kİ Dayanmaz bu yürek dayanmaz naza Sevilirken sev ki geçmesin sevgi. Kış darbe vurmakta bahara yaza Usanıp yabana uçmasın sevgi. Ne diyor konuşan kulak ver dinle Dinledikçe akıl yor bir de anla Söz söyle kırmadan izanla canla Açıkla yabana kaçmasın sevgi. Binlerce darının içinde inci Görününce sağlar kalpte sevinci Mutluluk isterken yaşlısı genci Kıymet bilmezleri seçmesin sevgi. Aşkla yaratılmış aşk ile insan Herkeste bir olmaz herkeste mekân Hep olduğun yerde döndüğün zaman Kara bir sayfayı açmasın sevgi. Gerdirdin mi ipi kopacak elbet Hoşgörü yürekte olursa servet Sabırdır en büyük insanda kuvvet Dikkat et gözyaşı içmesin sevgi. GURBET SOĞUTTUR Ellerin uzanır ufuğa eller Ağuçlar boş döner gurbet soğuttur. Anlaşılmaz bakış bir başka diller Yürek içten yanar gurbet soğuttur. Bilinmez bir menzil farklı bir kültür Yabancı bilmez ki yakınlık, hatır Yazıyla dökmeli dert satır satır Sabır sebat sınar gurbet soğuttur. İstekler ardarda dizilir tek tek Kendini teselli etmeli yürek Bir yuva analı – babalı gerek Olmasın göz pınar gurbet soğuttur. Sayılı gün kalmaz sayılan geçer Ülküsü olanlar hedefe uçar Çalışan umuda bir kapı açar Gönül bir kuş konar gurbet soğuttur. Denizler durulur dalgalar sakin Sabırla olmakta gelecek yakın İmanla ülkünle görünsün farkın Sabah doğan akşam söner gurbet soğuttur. KALMAZ YERİNDE Ümitli ol hayat iniş çıkışlı Kara gün kararıp kalmaz yerinde. Her yer düz yol değil çoğu yokuştur Kara gün kararıp kalmaz yerinde. Havaya geçmesin havaya boşa Nakış nakış çile işle her işe Sen görevini yap kim gelse başa Aslan yerine it olmaz yerinde. Kırk yıl taşı kırk yıl sırtında onu Teşekkürsüz gider – kem sözle sonu İlime irfana gelince konu Cahiller hal hatır bilmez yerinde. Bilen insan ağır başlıdır önce Hatır gönül sayar aslı bilince Asalet hırsından evvel gelince Altın düşse rengi solmaz yerinde. Anlayış gerektir anlayış servet Anlayışla geçer dağlardan elbet Gönülden olursa aşkla muhabbet Gayret eden işten yılmaz yerinde. Bir zamanlar bizim köyde çiçekler Açtıkça açardı bağda bahçede. Kuşlar kelebekler türlü böcekler Uçtukça uçardı bağda bahçede. Meyveyle dolardı sepetle torba Yamalıktan aslı görünmez urba Sabah akşam gelir sıcacık çorba İçtikçe içerdi bağda bahçede. Otlarda tat vardı ette tat vardı Gündüz ve gecede hayat vardı Sohbetler uzundu muhabbet vardı Aşılırdı dağlar tutup el ele Koparırdı küçük haber velvele BAŞA KARIŞMA Herkesin eğrisi kendine doğru Ayağa gövdeye başa karışma. Kimi elden yanar kiminin bağrı Ne görürse görsün düşe karışma. Kimi tatlı zülfü yare değerde Kimi garip yaşar yaban diyarda Kimi uçar kimi sürünür yerde Daldan dala konan kuşa karışma. Davetsiz meclise alma bir sorun Çağrıldığın yerde mutlaka görün Tepe takla gitse arzusu yarın Sana sorulmayan işe karışma. İlahi bir çizgi zaman mekanda Gelen gider, kalan yoktur cihanda Düşen kalkar – kalkan düşer bir anda Keder mi gençlik mi yaşa karışma. Kimi yontulmuştur kimisi kalas İnce bir anlayış beklerken herkes Söz tesir etmezken bir mermere has Naylona betona taşa karışma. OKURSA İNSAN Ne aydır ne yıldız beyinde güneş Karanlık nur olur okursa insan. İşlenir eserde gör nakış nakış Toplumda yer bulur okursa insan. Yönlendirmek gerek güzele önce Anlaşılır hayat özü bilince Erişir göklere kitap sevince Binlerce sır bilir okursa insan. Hem hücreyi tanır hem özü tanır Gönülden süzülen her sözü tanır Dört mevsim baharı ve güzü tanır Güzel eser kalır okursa insan. Ocakta aydınlık temmuzda ürün Bildikçe ortadan kalkacak sorun Bir huzur istersek bir huzur yarın Can suyu gür gelir okursa insan. Bilenle bilmeyen olmaz asla bir Bildikçe alınır zorluğa tedbir Kitap sabır ister, kitaplı sabır Ettikçe yâr alır okursa insan. ALLAH’A GÜVEN Kar yağsa başına olsa da tufan Umudun yitirme Allah’a güven. Eğilme zalime deme el aman Onuru bitirme Allah’a güven. Gelen gider kalan yok bu alemde Barış mevcut barış candan selamda Aşkı yaşa, aşkın yazsın kalemde Gam keder götürme Allah’a güven. Zerafet yansısın önce yüzünde Ballar balı olsun gönül sözünde Kapanmasın yollar asla özünde Felaket getirme Allah’a güven. Huzur versin cümle yana ihlasın Sular gibi berrak olup akasın Göklere yükselsin haklıysa sesin Namertle oturma Allah’a güven. Yaradan bırakmaz insanı darda Gönül vatandadır yaban diyarda Terk etme gerçeği yansan da korda İsmini batırma Allah’a güven. AMAN DİKKAT ET Parça parça eder kimi meclisi Çıkar sağlar çıkar aman dikkat et! Nefret uyandırır kinle herkesi Nokta için yakar aman dikkat et! Aldatmasın seni yüzdeki boya Altınla kaplayıp anlatır riyâ Olmaz ki arsızda ar namus haya Nice gönül yıkar aman dikkat et! Şekline etme söz aynası işi Uymazsa işine ne acı yaşı Görkemli biçimde süslense dışı İçi fena kokar aman dikkat et! Ne dersen Hakk bilir güzeli ara Gün gelip inişe gelecek sıra Kimine pul olur mevki ye para Kalpten aşkı söker aman dikkat et! Bilgini imanla güçlendir önce Hayat mana verir sırlar bilince Cahiller kabalar fırsat olunca Gırtlağına çöker aman dikkat et! GÜN OL GÜNEŞ OL Sevgiyle parlasın yüreğin aşkla Aydınlat her yeri gün ol güneş ol. Karanlık geceler dönsün sehere Mutluluk dağıtan an ol güneş ol. Önce kendin inan inansın özün Güven versin güven herkese sözün Makyajsız güzellik yansıtsın yüzün İnsana candan bir can ol güneş ol. Konuşun söylerken ilk önce dinle Kimsenin sözünü kesmeden anla Olacak ne ise varır zamanla Doğruya götüren yön ol güneş ol. Nefret olan yerde olmaz ki barış İnsanlara huzur vermekte yarış Sevda tarlasına hep karış karış Ter döküp çalışan sen ol güneş ol. Arif ol açıkla bir uçtan uca Dokunacak sözler söyleme güce Her taraf olsa da karanlık gece Müjdeli sabaha tan ol güneş ol. BİR HUZUR OLSUN İncinsen de sakın incitme asla Neredeyse orda bir huzur olsun. Damlayı alsan da sun ele tasla Veren el iyidir ver huzur olsun. Zenginliktir farklı fikirler bence Dağıtma meclisi söz dinle önce Ne güzeldir alem kalpten sevince Bu yürekte gayeye var huzur olsun. Kimisi ak sever kimisi kara Hayatın merkezi olmasın para Bazıları açsa yürekte yara Mazlumu düşkünü sar huzur olsun. Dalgalan dalganla verme hiç zarar Haklıdan doğrudan yana ver karar Zor anda insanlar candan dost arar Ne derdi var içten sor huzur olsun. Yaşama sevinci dağıtsın sözün Ümit var eylesin güldükçe gözün Kış değil baharı yaşatsın yüzün İle bir cenneti kur huzur olsun. GÜLENDEN OLMA Zannetme gayesiz geldik cihana Sabah doğup akşam ölenden olma. İnsanlar üstüne basıp makama Gözyaşı dökerek gelenden olma. Ben yarattım deme küçük dağları İbretle izle ki anla çağları Koparma sevgiyle olan bağları Ağlarken insanlar gülenden olma. Huzur ver herkese kulak ver söze Hançer vurma açma yaralar öze Bir gün geleceğiz mutlak yüz yüze Çıkar için dostu silenden olma. Karşılıksız versen kahretme sakın Sevdanın yerini doldurmasın kin Gözün doymaz yutsan dünyayı yekûn Hırsı için ezip bölenden olma. Çocuk sev şefkatle yaşlıya hürmet Kalp kazanmak ne hoş ne büyük devlet İnsanın başına dert gelir elbet Dertlere kayıtsız kalandan olma. BİR SELAM GÖTÜR Eylen turnam eylen yaban diyarda Bizden de bir selam götür o yâre. Muhabbet yürekte aşk denen korda Yansa da bir alem götür o yâre. Üzmesin hiç kimse yabanda onu Koymasın çaresiz her hangi konu Döndükçe bu yana nur olsun yönü Uzak olsun elem götür o yâre. Gurbetteyiz gurbet içinde gurbet Bu günler geçecek geçecek elbet Dünyanın gidişi böyle nihayet Sıla içi sılam götür o yâre. El sözü ağırdır zehirden acı Kalp kırar düşürür baştaki tacı Baba ocağıdır onun ilacı Ağlamasın balam götür o yâre. Geleceği düşün gün doğar yarın Değerlendir vakti bilgidir kârın Ahlakla artacak gerçek değerin Yazacak bir kalem götür o yâre. SONU DEĞİL ASLA SONU Ardarda gam keder çökerse başa Sonu değil asla sonu dünyanın. Bir yanı gülerken bir yanı ağlar Böyledir gecesi günü dünyanın. Mutlaka gecenin ardı sabahtır Kendine eziyet etmek günahtır Son pişmanlık fayda vermeyen ahtır Gidişini aşkla tanı dünyanın. Besmele çekerek işine başla Ter döküp bahçeni sevgiyle işle Paylaşmak ne güzel dost ile eşle Açılır huzura önü dünyanın. Karardıkça kara olur gün kara Vesveseyle iman açmakta yara Düşürür bir ekmek yaban diyara Dört mevsim değişir yönü dünyanın. Derindeyse kökler güçlü olur dal Etkilemez onu değişik her hal Gecenin ardından gün doğar normal Sahibi kim, kalan hani dünyanın. EŞEK EŞEKLİĞİ Eşek eşekliği parayla almaz Her yerde bir eşek olur, bak işte. Eşek var eşeklik yaptıkça bilmez Kimi yeni marka bulur, bak işte. Yük taşır kimisi madalya bekler Kahkahayla güler ona inekler Kimi inat eder kimisi tekler Eşek olan eşek kalır, bak işte. Sırıtır altından olsa semeri Yük vuran çok olur artar değeri Anırsa inletir gökleri yeri Yük dersen Fizan’dan gelir, bak işte. Akılı değişmiş bir demir nala Toz çıkarır varsa ayağı nala İncikli boncuklu yuları hele Takınca boynuna bilir, bak işte. Beygiri kıskanır öküzü horlar Vermedikçe köşe bucakta zırlar Nalları dikince yeşerir kırlar Yerini bir eşek alır, bak işte. GURBETTE SILA Düştükçe yadıma gurbette sıla Yağmur çiselenir gözlerden önce. Başa gelir başa bin türlü belâ Buruk acı damlar sözlerden önce. Ne ezan sesi var ne gülü kokar Gün olsa da akşam gam keder çöker Bilmem ki bu yollar nereye çıkar Dumansız ateştir közlerden önce. Eden olmaz aşık olanı davet Şimşek gibi iner yüreğe hasret Bir türkü söyle bir türkü nihayet Periler dans eder sazlardan önce. Bir hüzünlü andır batarken güneş Memleketten gelen altın olur taş Yanaklara iner yaş yavaş yavaş Dökülür yapraklar güzlerden önce. Bir ince sevdadır seherde ışık Bu çile etmiştir gurbette aşık Sıra dağlar oldu kocaman eşik Yol aldım çöllerden düzlerden önce.
HİCRAN ATEŞTİR
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır |
|
Son Güncelleme ( Pazartesi, 11 Şubat 2008 ) |