Index Şiir Köşesi Şiir Köşesi |
Nuri Can 2 |
Yazar Administrator | |
Perşembe, 12 Temmuz 2007 | |
Başka söz demedim bilmedi dilim başka el tutmadım ermedi elim başka saz vurmadım çalmadı telim ömrümce bir seni sevdim bilesin ey sevdalı bohçam, al güllü bağım ey gönül bülbülüm, dumanlı dağım ruhuma can katıp akan ırmağım kalbimi bir sana serdim bilesin hep seni bekledim gelirsin diye bir gün sevdiğimi bilirsin diye gelip gözyaşımı silersin diye bir ömür seni bekledim bilesin bahar yeşil yeşil al bahçelerde mehtap ışıl ışıl bak gecelerde sular pırıl pırıl akar derede gönlümü bir sana verdim bilesin sen yoksan sevdiğim, gönül divane sen yoksan sevdiğim, hanem virane sen yoksun sümbülden, gülden bana ne hasretinden çile derdim bilesin sen ki, aşkın, ateşin, hasretin adı şu garip gönlümün bitmez feryadı çeker mi bu aşkı bir kuş kanadı? kalbimi bir sana gerdim bilesin sazında inleyen tele yaz beni türkünü söyleyen dile yaz beni saçını okşayan ele yaz beni ömrümce bir seni sevdim bilesin Can Nuri sevdikçe sen uzak durdun şu seven yüreğe hep tuzak kurdun en son kurşununla kalbimden vurdun dünyada yenilmez devdim bilesin Yanmaz mı İçim Bir türkü duyduğumda yanmaz mı içim Hasret doluşmaz mı yaşlı gözüme Aklıma düşünce vatanım evim Çiçekler ağlamaz mı bakıp yüzüme Yolmaz mı saçını gülüm sümbülüm Munzur yaylasında sabah serince Keklikler ötmez mi yeller esince Eğilip suyundan içtiğim çeşme Aklıma düşmez mi bahar gelince Yolmaz mı saçını gülüm sümbülüm Amanıda be hey dağlar amanı Dağılmaz başımın gamlı dumanı Rüzgar olup mor dağlara esmem mi Her bahar mevsimi yayla zamanı Yolmaz mı saçını gülüm sümbülüm Kimi Bir Dikene Takılmış Gider Nice dertli kullar gezer alemi kimi bir kenara atılmış gider kimi esir etmiş para zalimi kimi beş paraya satılmış gider hep başka başkadır yaşam izleri kimisi bunalmış yaşlı gözleri her kimi dinledim acı sözleri kimi bir ateşe yakılmış gider kimi darda kalmış canından bezgin kimisi yol almış ilimden sezgin kimi yalnız kalmış bir garip gezgin kimi bir sürüye katılmış gider kimi kaderine boynunu eğmiş kimi isyan edip bayrağın çekmiş kimi bir çiçeğe gönlünü vermiş kimi bir dikene takılmış gider kiminin yalanla geçer her demi Can Nuri alemin doğru ademi kimi huy edinmiş hakkı erdemi kimi bir nefsine kapılmış gider Savcı para, polis para, cop para Zengine elpençe duran durana Sevgi para, saygı para, dost para Yoksula tekmeyi vuran vurana Savcı para, polis para, cop para Kimine ak, kimine siyah olmuş Kimini öldüren bir silah olmuş Zenginin taptığı bir ilah olmuş Tanrı para, iman para, din para Tanrım bilmemki bu nasıl zaman Zalimler vermiyor mazluma aman Her dağın ardı bir kara duman Güneş para, yaşam para, düş para Gerçeğin üstüne karanlık çökmüş Aslanlar kediye boynunu bükmüş Yoksul bu dünyada çekmişde çekmiş Derman para, deva para, dert para Onu yapan biziz, ona tapan biziz Alıp başımıza buyruk yapan biziz Uğruna doğruluktan sapan biziz Çirkef para, lanet para, kir para Kardeşi kardeşe düşman eden o Kimi doğduğuna pişman eden o Haramzadeleri şisman eden o Dünya para, ahret para, yer para Can Nuri’yim sitem eder mehtine Lanet okur kadir kıymet fendine Kimisi kul olmuş düşmüş derdine Vicdan para, akıl para, hak para Gel Benim Kalbimde Ağla Ey Çocuk Gömleğin yamalı benizin uçuk Söyle nerelere böyle yolculuk Bir kuş gibi garip, gül gibi soluk Gel benim kalbimde ağla ey çocuk Yaslanıp göğsüme kalbimi dinle İstersen ağlayıp kalbimle inle Boynunu büküp de garip halinle Gel benim kalbimde ağla ey çocuk Sanmaki sarsacak bu boran tipi Acılar derindir görünmez dibi Ürperip titreyip bir yaprak gibi Gel benim kalbimde ağla ey çocuk Geçilir mevsimler geçilir dayan Umutlar yeşerir gelir bir zaman Dağılır bulutlar dağılır duman Gel benim kalbimde ağla ey çocuk Önünde Kadehler Zehir Olunca Esmezse gönlünde sevda rüzgarı Erimez dağların erimez karı Neylersin dünyada vefasız yari Yaz bahar ayların kışa dönünce Çaresiz dertlere düşsen ne çıkar Yenilip hayata küssen ne çıkar Kahredip dünyaya içsen ne çıkar Önünde kadehler zehir olunca Şeyda bülbül için gül naza gelir Seven yüreklere aşk ceza gelir Sineni yakmaya nar eza gelir Gönlünde umudun yenik düşünce Sevgi Yağmurum Ol Günüm güneşim ol, ısınacağım Ümit duvarım ol, yaslanacağım Sevgi yağmurum ol, ıslanacağım Gül kokun bir ömür tenimde kalsın Sen uykuysan ben gördügün düş olam Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam Ağlar isen yanağında yaş olam Gözlerin bir ömür gözümde kalsın Gel sevgilim ol benim, düş kaçağım Göğsüne başımı yaslayacağım Kalbimin içinde saklayacağım Özlemin bir ömür gönlümde kalsın Bir dünya sun bana tutunacağım Gönlümü sevginle avutacağım Bütün ihanetleri unutacağım Ellerin bir ömür elimde kalsın Sevgi mırıldayan nehirler gibi Derin uykularda şehirler gibi İsminki dualar şiirler gibi Ölünceye kadar dilimde kalsın Mehtabım Olsan Karanlık gecede mehtabım olsan Süzülsen o hayal sessizliğinle Dilinde nağmeler elinde keman Okşasan ruhumu güzel sesinle Özge canım olsan gönül yoldaşım Bir ömür dizinde dinlense başım Akarsa uğruna aksın gözyaşım Yakarsa ateşler yaksın elinle Bir daha sönmesin içimde közün Bir daha çalmasın kapımı hüzün Çiçekler açtırsa gülünce yüzün Dağılsa efkarım gül nefesinle Kimse okşamasın al yanağını Öpmesin başkası gül dudağını Bana bağışlasan gönül bağını Sevgiden bir yuva kursak seninle Ayım Güneşim OL Dönderme yüzünü kurban olaym Sen ol bu dünyada güneşim ayım Yalnız ben seveyim, ben okşayayım Gezmesin bir başka el saçlarında Kalbimin içidir en güzel yerin Tutmasın bir başka eli ellerin Gözlerin gözümde bak derin derin Kaybolup gideyim bakışlarında Yüce dağ başına yağan karlarca Seyrine dalayım senin yıllarca Gönül ırmağında coşan sularca Bin huzur bulayım akışlarında Süsenim sümbülüm reyhancasına Kekliğim maralım ceylancasına Tamburum cümbüşüm kemancasına Şarkılar derleyim ağaçlarında Tanrıya dilenen dilekler gibi Cennet de dolanan melekler gibi Sevda dağındaki çiçekler gibi Bir ömür kalayım yamaçlarında Bir Ömür Seninle Bir ömür seninle başbaşa kalsak Hayatı beraber koşsak ne olur Bütün yıldızları bir bir dolaşsak Zamanı beraber aşsak ne olur Şarkılar söylesek aşkın dilinden Nağmeler dinlesek seher yelinden Bahar yağmuruyla duygu selinden Gönül ırmağına taşsak ne olur Dudaktan dudağa bir şiir gibi Gönülden gönüle bir nehir gibi Yıldızlara hasret bir şehir gibi Derin uykulara dalsak ne olur Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan Selamlar iletsek ak bulutlardan Kovup elemleri şen duygulardan Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur Bir Sen Değişmedin Şu Yüreğimde Yıllar gelip geçti zaman değişti Bir sen değişmedin şu yüreğimde Dağlara kar düştü duman değişti Bir sen değişmedin sevdiğim bende Ovalar nehirler düzler değişti Baharlar rüzgarlar güzler değişti İnsanlar nesiller yüzler değişti Bir sen değişmedin şu yüreğimde Sen hala içimde incecik sancı Biricik sevdiğim başımın tacı Sevenler eskidi herkes yabancı Bir sen eskimedin şu yüreğimde Mevsimler takvimler yıllar eskidi Resimler kavimler kullar eskidi Gelenler gidenler yollar eskidi Bir sen eskimedin sevdiğim bende Şaşsa da yollarım kesilsede hız Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız Hala yavuklumsun o nazenin kız Bir sen değişmedin şu yüreğimde Kurallar töreler bazlar değişti Sevdalar sevgiler hazlar değişti Kadınlar gelinler kızlar değişti Bir sen değişmedin şu yeryüzünde Eserken başımda kavak yelleri Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri Sen hala sevecen nazlı cilveli Hiç mi değişmedin sevdiğim bende Bakışlar işmarlar gözler değişti Şarkılar duygular sözler değişti Saçlara ak düştü yüzler değişti Bir sen değişmedin sevdiğim bende Şehirler sokaklar evler değişti Bahçeler tarlalar köyler değişti Ağalar köleler beyler değişti Bir sen değişmedin şu yeryüzünde Can Nuri'yim yıllar ne çabuk geçti Avurtlarım çöktü şeklim değişti Doldu vadem ölüm çağım erişti Bir sen değişmedin durursun öyle Kördüğüm Gözlerin ufkumda bir nur inanki En umutsuz karanlık gecelerde Seninle kördüğüm gibiyim sanki Çözülmek bilmeyen bilmecelerde Seni sevipte unutmak mümkün mü? Kalbime vurulan mühür gibisin Ben deli divane hayat küskünü Sen daha taptaze ömür gibisin Sen bir leyla isen bende mecnunum Bir sana yangınım bir sana vurgunum Sensiz yaşayamam anlıyor musun Hava gibi su gibi sana mecburum Sensin içli sevdam nazlı çiçeğim Benim tatlı hülyam haklı gerçeğim Bu can bu bedende var oldukça Seni ölümüm gibi bekleyeceğim Yalan Sevdiğim Çicek çiçek açıp ağaçlarımda Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim Damla damla akıp göz uclarımda Derya derya kalbe dolan sevdiğim Bazen bir alevsin avuçlarımda Bazen bir menekşe yamaçlarımda Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda Tutam tatam başım yolan sevdiğim Bir zaman ömrümüz yazdı bahardı Ne bülbül ah eder ne gül ağlardı Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı Şimdi bir külleri kalan sevdiğim Kalmadı içimde sevgiye bir yer İşkenceye döndü saatler günler Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler Sonsuz acılara salan sevdiğim Benimdir çileler bu ayrılıklar Dinmeyen gözyaşı bu hıçkırıklar İçimde bin özlem bin kahır var Anladım bu dünya yalan sevdiğim Damla Damla Yanağına Çiz Beni Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam Ağlar isen gözlerinde yaş olam Damla damla yanağına çiz beni Sen sevda ol, ben uğrunda can veren Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren Sıra sıra kurşunlara diz beni Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen Sen tabip ol, ben derdinden inleyen İlmek İlmek acılardan süz beni Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam sen yangın ol, ben savrulan kül olam sen bahçevan, ben bahçende gül olam arı gibi daldan dala gez beni ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol ben Can Nuri sen canımda bir can ol isterisen toprak toprak ez beni Ağlama N’olur Sen canımın canı gönlümün sultanı düşlerimin kadını hayatımın anlamısın sen sen sevgilerimin adı mutluluğumun tadı gönlümün gül feryadı düşlerimin kanadısın sen sen baharımın çiçeği yüreğimin gerçeği duygularımın ölçeği dağlarımın ceylanısın sen ağlama n’olur
|
|
Son Güncelleme ( Cuma, 20 Şubat 2009 ) |